4. Hukuk Dairesi 2015/12927 E. , 2017/5557 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 26/02/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının 31,40 TL"sinin davacıya, 684,00 TL"sinin de temyiz eden davalı ..."ya yükletilmesine, ve aşağıda yazılı onama harcının 31,40 TL"sinin davacıya, 684,00 TL"sinin de temyiz eden davalı ..."ya yükletilmesine, peşin alınan harçların bundan mahsubuna 09/10/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı 26/02/2004 tarihli dava dilekçesi ile davalı ... ile muris eşi ... "nın davacıyı müşterek çocukları gibi nüfusa kaydettirdiklerini, ekonomik durumları iyi olan davalı tarafın davacıyı öz çocukları gibi büyütüp iyi koşullarda yaşattıklarını, daha sonra ... dünyaya gelince, davalının ayrıma tabi tutulduğunu, davalı ..."nın ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/236 esas sayılı dosyası ile davacıyı soy bağından çıkardığını, kararın kesinleştiğini, Davalı ..."nın evlatlık ilişkisinin ölü eşi ... "nın zorlaması ile kurulduğunu iddia ettiğini davalıları yıllarca anne, kardeş olarak bildiğini, muristen birçok taşınır, taşınmaz mal kaldığını 180.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilinin talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ... cevabında; davacının evlatlık ilişkisini 9 yaşındayken öğrendiğini, aileye sorunlar çıkardığını, nişanlı iken evli birine kaçtığını, nişanlısının taktığı altınları kaçtığı kişi ile harcadığını, bedelinin kendileri tarafından ödendiğini, davacının iyi bir evlat gibi davranmadığını davanın reddini istemiştir.
Uyuşmazlık öz evlat olmayan davacının öz evlat gibi nufüsa kaydettirilmesi, daha sonra soy bağının iptal edilmesi sonucu davacının manevi zarara uğrayıp uğrayamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Dosya içinde bulunan ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/236 esas 2013/26 karar sayılı dosyasındaki 13/09/1977 tarihli doğum tutanağının incelenmesinde beyanname sahibinin ölü ... olduğu, davalı ..."nın herhangi bir beyan ya da beyannamesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine dosyada bulunan ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 1999/1349 esas 1999/1345 karar sayılı dosyasında da davacının kardeşi ... "ı annesinden habersiz alıp okul saatinde götürdüğü, sonra getirdiği, küçük ... "ın beyanına göre de annesine söylediği takdirde ... "ı öldürürüm dediği ifade edilmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının nüfusa kaydının davalı ... tarafından yaptırıldığına dair, kesin ve inandırıcı delil olmaması, davanın esasen ölü ... mirasçıları aleyhine açılmış olması, bu durumda davalı ..."nın haksız eyleminden söz edilemeyeceği, keza nüfus kayıtlarının düzgün tutulmasının, doğru nesebin tescilinin kamu düzenini ilgilendirdiği gibi, Cumhuriyet Savcıları veya ilgililerince zamanaşımına ve hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın dava açılabileceği ve her türlü kanıtla kanıtlanabileceği kuşkusuzdur. Doğru nesebin tutulması devletin güvencesi altına alınmıştır. Davacının bu durumda mağduriyetinden söz edilemeyeceği gibi, nesebin düzeltilmesine değin geçen süre içinde davalının da sahih nesebli imiş gibi davacı için yaptığı harcama masraf ve gösterdiği ilgiyi de göz ardı etmemek gerekir.
Tüm bu nedenlerle davacının koşulları oluşmayan manevi tazminat davasının tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması karşısında sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyorum. 09/10/2017