
Esas No: 2017/3861
Karar No: 2017/5558
Karar Tarihi: 09.10.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/3861 Esas 2017/5558 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı .... aleyhine 27/11/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22/01/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı, davalı ve fer"i müdahil tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklı yangın nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri ile davalı yanında fer’i müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, murisleri adına kayıtlı taşınmazda bulunan zeytin ağaçlarının, işletilmesi, bakım ve sorumluluğu davalı şirkete ait olan enerji nakil hatlarından çıkan yangın sonucunda yandığını, zararlarına ilişkin tespit yaptırdıklarını ileri sürerek, maddi zararlarının tazmini isteminde bulunmuşlardır.
Davalı şirket, çıkan yangında kusurlarının olmadığını, bölgede yüklenici olarak faaliyet gösteren ... Limited Şirketi tarafından bakım ve onarım işlerinin anahtar teslimi olarak üstlenildiğini, davanın anılan şirkete ihbarını istediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 26.785,00 TL nin 26.512,00 TL sinin olay tarihinden 273,00 TL sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, asıl alacağın ¼ oranında hakkaniyet indirimi yapılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi uyarınca; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Mahkemece, kararın gerekçesinin son kısmında “tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu, keşif ile davacının zararının 26.785,00 TL olduğu, olayın oluş şekli itibariyle davacının meydana gelen zararından hakkaniyet indirimi yapmak gerekmiş” denilmekle birlikte, hüküm fıkrasının 1. bendinde “davacının davasının kabulüne” karar verilmiş, hüküm fıkrasının 2. bendinde ise “davacının talep ettiği 26.785,00 TL nin olay tarihi olan 03/07/2012 tarihinden, 273,00 TL sinin ıslah tarihi olan 27/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine (asıl alacağın ¼ oranında hakkaniyet indirim yapılmasına)” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Mahkemece hüküm fıkrasının 1. bendinde davanın kabulüne karar verildiği halde hükmün ikinci bendinde ayrıca asıl alacağın ¼"ü oranında hakkaniyet indirimi yapılmasına denilerek, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeye aykırı şekilde hüküm kurulmuş olması infazda tereddüt oluşturur.
Mahkemece, HMK’nun 297/2. maddesinde gösterilen kurallar gözetilmeksizin ve infazda tereddüt oluşacak şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 09/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.