Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/639
Karar No: 2018/7275
Karar Tarihi: 11.10.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/639 Esas 2018/7275 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/639 E.  ,  2018/7275 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ........ Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi



    A) Davacının İstemi :
    Davacı, 1479 sayılı Yasa kapsamında ........ sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine ve hizmet sürelerine ilişkin tarih kesinleştiği takdirde yaşlılık aylığı almaya hak kazandığı tarihin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalının Cevabı :
    Davalı ........ vekili, davacının 07.03.1988 tarihi itibariyle devam eden ........ Ltd. Şti. ortaklığı bulunduğunu, ortaklığa ilişkin belgeleri ........a 19.12.2001 tarihli ve 325028 sayılı giriş bildirgesiyle ibraz ettiğinden 1479 sayılı yasanın geçici 18 inci maddesi gereği sigortalılığının 04.10.2000"de başlatıldığını, geriye dönük tescil işleminin yapılmasının mümkün olmadığını, ........ tarafından yapılan işlemlerin yasal mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) İlk Derece Mahkemesinin Kararı ve Gerekçesi :
    Mahkemece, “Tüm toplanan deliller ve değerlendirmeler ışığında; Dava dosyasında yer alan 19.12.2001 tarihli sigortalılık belgesinde ve ................müdürlüğüne ait 27.08.2015 tarihli yazı ve eklerinde; davacının ........ Ltd. Şti."ye ortaklığının 07.03.1988"de başladığı ve 27.08.2015 tarihi itibariyle devam ettiği görülmüştür. Davacının, 1479 sayılı yasa kapsamındaki sigortalılığı, 19.12.2001 tarihli ve 325028 sayılı giriş bildirgesine istinaden, ........ bağ-numarasıyla 04.10.2000 tarihi itibariyle başlatılmıştır. 1479 sayılı kanunun 24 üncü maddesinin, 2654 sayılı kanun ve 3165 sayılı kanunun 6. maddesi ile değişik şekline göre, ........ şirket ortakları 1479 sayılı yasa kapsamında zorunlu olarak ........ sigortalısı sayılmışlardır. 1479 sayılı esnaf ........ yasasının 24 üncü maddesine göre sigortalılık nitelikleri taşıdıkları halde, 04.10.2000 tarihine kadar ........"a kayıt ve tescil yaptırmayanların her türlü hak ve yükümlülüklerinin 04.10.2000 tarihinde başlatılacağına ilişkin sigortalılık miladı düzenlemesi, 619 sayılı KHK"nın geçici 1 inci maddesi ile ........"a getirilmiştir. 619 sayılı KHK"nın bütün hükümleri Anayasa Mahkemesi"nin 26.10.2000 günlü ve 2000/61 esas, 2000/34 karar sayılı kararıyla iptal edilmiş ve bu iptal kararı 08.11.2000 tarihli ve 24224 sayılı ........ Gazete"de yayımlanmasından 9 ay sonra yani 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İptal hükmünün yürürlüğe girdiği 08.08.2001 tarihine kadar ........ tarafından hiçbir yasal düzenleme yapılmamıştır. Bu konuda sonradan 24.07.2003 tarihli ve 4956 sayılı yasayla bir düzenleme yapılmış ve 619 sayılı ........"nın geçici 1 inci madde hükümleri, 4956 sayılı yasanın 47 nci maddesiyle 1479 sayılı yasaya eklenen geçici 18 inci maddeyle yeniden düzenlenmiştir. 4956 sayılı yasanın 57 nci maddesinde ise, geçici 18 inci madde hükümlerinin 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır. Bu hukuki süreçten de anlaşılacağı üzere, ........"un/SGK"nın uyguladığı; sigortalılık nitelikleri taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olanların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin 04.10.2000 tarihinde başlatılacağı hükmü, 08.08.2001-02.08.2003 tarihleri arasında hukuki dayanaktan yoksun kalmıştır. 08.08.2001-02.08.2003 tarihleri arasında 619 sayılı KHK"nın geçici 1 inci maddesinin yürürlükte olmadığı, bu nedenle bu devrede "04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescil yaptırmayanların sigortalılıkları 04.10.2000 tarihinde başlar" hükmü de dahil olmak üzere, anılan KHK hükümlerinin uygulanamayacağı ortadadır. 08.08.2001-02.08.2003 tarihleri arasında ........"a giriş bildirgesi verenler, prim ödemesi yapanlar ve yazılı sigortalılık talepleri olanlardan, sigortalılığı ........ tarafından 04.10.2000"den önceye götürülmeyenlere, ........"un (SGK"nın) yaptığı işlemler hukuka aykırı ve yasal dayanaktan yoksundur. Bu nedenle, davacının ara dönem veya yasal düzenlemenin olmadığı dönem olarak kabul edilen, 08.08.2001-02.08.2003 tarihleri arasında, ........"a 19.12.2001 tarihli giriş bildirgesi için, ........ şirket ortağı olduğu 07.03.1988 tarihi 1479 sayılı yasa kapsamında (5510 sayılı yasa kapsamındaki 4/1-b sigortalılığı) zorunlu sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilmelidir. Dava dosyasında bulunan, en son güncel tarihli, yani, 26.08.2015 tarihli davacıya ait sigortalılık belgesinde, davacının 4/1-a ve 4/1-b prim gün sayısı toplamının (26.08.2015 itibariyle) 8858 gün olduğu ve davalı ........a prim borcunun olmadığı görülmüştür. Davacı, 26.08.2015 tarihi itibariyle 8858 toplam güne sahip olup, 26.08.2015 itibariyle 9000 günü doldurmadığı görülmüştür. Dava dosyası muhteviyatından, davacının, 9000 günü dolduracak şekilde, 26.08.2015"ten sonra 4/1-b sigortalılığının devam edip etmediğine yönelik herhangi bir belgenin bulunmadığı görülmüştür. 5510 sayılı yasanın geçici 2 nci maddesi delaletiyle, davacı, yaşlılık aylığı koşulları yönünden, 1479 sayılı yasanın geçici 10 uncu maddesi hükümlerine tabidir. Davacı, 25.08.1959 doğumlu olup, 26.08.2014 tarihi itibariyle 56 yaşını doldurmuş durumdadır. Davacı, yaşlılık aylığı bağlanmasında yaş şartı bakımından gerekli koşula sahiptir. Davacı için, önemli olan 25 yıl hizmet süresine (9000 gün) sahip olunması ve 5510 sayılı yasanın 28/9 fıkrası gereği 9000 günü doldurduğu tarihte ........"ya prim borcunun olmamasıdır. Davalı ........ tarafından davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 07/03/1988 olması halinde 9000 gün ve 46 yaş koşulunu yerine getirdiği 21/10/2005 tarihi itibarıyla emekliliğe hak kazandığı, sigortalılık başlangıç tarihinin 07/03/1988 olması halinde emekliliğe hak kazandığı 21/10/2005 tarihinde 4446,62 TL. Borcunun bulunduğu sigortalılık başlangıç tarihinin 07/03/1988 olması halinde fazla ödemesinin bulunmadığı bildirildiğinden davanın kısmen kabulü ile davacı için 07.03.1988 tarihinin 1479 sayılı yasa kapsamında (5510 sayılı yasa kapsamındaki 4/1-b sigortalılığı) zorunlu sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitine,davacının yaşlılık aylığı tahsis talebinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle,
    “1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
    2-Davacı için 07.03.1988 tarihinin 1479 sayılı yasa kapsamında (5510 sayılı yasa kapsamındaki 4/1-b sigortalılığı) zorunlu sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitine,
    3-Davacının yaşlılık aylığı tahsis talebinin reddine,” karar verilmiştir.
    D) İstinaf Başvurusu :
    Davacı vekili, davacının prim borcunun bulunmadığını ve yaşlılık aylığı koşullarının oluştuğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
    Davalı ........ vekili, 19/12/2001 tarihli giriş bildirgesine göre 04/10/2000 tarihi itibariyle davacının sigortalılık tescilinin yapıldığını, geriye dönük olarak tescil yapılmasının mümkün olmadığını, ........ işlemlerinde bir hata bulunmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
    E) ........ Mahkemesinin Kararı ve Gerekçesi :
    ........ Mahkemesi tarafından, “1- Davalı ........ vekilinin istinaf istemi yönünden: 1479 sayılı ........ Kanununda 506 sayılı Kanunun 108"inci maddesine paralel, uzun veya kısa vadeli sigorta kolları yönünden sigortalılık süresi şartı ve sigorta başlangıcı ile prim gün sayısı ayrımı bulunmamaktadır. Bu nedenle; davacının ........ sigortalılık süresinin ........ kabulünde olan süreler dışlanarak, başı ve sonu açıkça belirtilmelidir.
    Davacının, 07.03.1988 tarihinde başlayan ........ şirket ortaklığı, ........ üyeliği ve........kaydının halen devam eder nitelikte bulunduğu ve davalı ........ tarafından 04.10.2000 tarihinden itibaren sigortalı kabul edildiği nazara alındığında uyuşmazlığa konu sürenin 07.03.1988 - 03.10.2000 tarihleri arasındaki dönem olduğu anlaşılmakla; anılan dönemin hüküm altına alınması gerekir.
    2- Davacı vekilinin istinaf istemi yönünden:
    A- 1479 sayılı Kanunun 26"ncı maddesi sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği kuralıyla birlikte, sigortalılara 3 ay içinde ........a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak, ........a ise re"sen tescil işlemi yapma yükümlülüğünü; aynı Kanunun 25"inci maddesi, yasal şartların gerçekleştiği tarihte sigortalılığın kendiliğinden başlayacağını; 24"üncü maddesi ise, anılan Kanun kapsamında sigortalılık şartlarını düzenlemiştir.
    Ancak; 1479 sayılı Kanunda sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin belirli tarihlerden başlatılmasını zorunlu kılan düzenlemelere yer verilmiş; bu kapsamda, 4956 sayılı Kanunun 47"nci maddesiyle, ........ Kanununa eklenen Geçici 18"inci maddesine göre, 4956 sayılı Kanunun yürülüğe girdiği 02.08.2003 tarihinden önce ........ kayıtlarına intikal eden bildirge, prim ödemesi ve sigortalılık talepleri bulunanlar yönünden 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25"inci maddeleri çerçevesinde yapılacak değerlendirme ile 04.10.2000 tarihinden önceki döneme ilişkin sigortalılık nitelikleri belirlenirken, tescilin belirtilen tarihlerden sonra yapılması durumunda, Kanunda tanınan süreler içinde borçlanma hakkının kullananlar borçlanma şartlarına göre 04.10.2000 öncesinde sigortalı sayılacak ancak borçlanma hakkını süresinde kullanmayanlar yönünden artık geriye dönük olarak 04.10.2000 tarihi öncesine ilişkin herhangi bir sigortalılık tespiti ya da borçlanması söz konusu olamayacaktır.
    Davaya konu somut olayda; 15.03.1988 tarihinden itibaren devam eden ................ ........ Şirketi ortaklığı, 07.03.1988 tarihinden itibaren devam eden ........ üyeliği ve........kaydı bulunan davacının; 19.12.2001 tarihinde davalı ........ kayıtlarına intikal eden bildirgeye istinaden ........ şirket ortaklığına bağlı olarak 1479 sayılı Kanun kapsamında ........ kayıt ve tescili yapılmış ve söz konusu bildirge 02.08.2003 tarihinden öncesine ait olduğu gibi, hatalı ........ numarasına (sonradan mevcut ........ numarasına aktarılan) 15.04.1992 tarihinden itibaren prim ödemelerinin bulunduğundan; artık hakkında Geçici 18"inci maddenin uygulanması imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenle; sigortalılığının 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25"inci maddeleri çerçevesinde değerlendirilmesiyle 07.03.1988 tarihinden itibaren ........ sigortalısı kabul edilmesine ilişkin ilk derece Mahkemesi kararı yerindedir.
    B- 01.06.1977 - 30.10.1990 tarihleri arasında davacının 506 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi) kapsamında sigortalı bildirimleri var ise de; davacının ortağı olduğu ........ şirketin sermayesi, ortak sayısı ve o tarihten itibaren kesintisiz biçimde devam eder niteliği nazara alınarak ağırlıklı çalışmanın Bağ- Kur sigortalılığına esas çalışma olduğunun kabulü gerekir.
    C- Yaşlılık aylığı yönünden davanın yasal dayanaklarından olan, 5510 sayılı Kanunun 28 ve 1479 sayılı Kanun’un 35’inci maddesinde yaşlılık aylığından yararlanma koşulları öngörülmüştür. Sigortalıya, yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için kural olarak maddede (ve 1479 sayılı Kanun’un geçici 10’uncu maddesinde) belirlenen yaşa ulaşmış olmak, belirli bir süre prim ödemek, talepte bulunmak ve talepte bulunulan tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olmak gerekir. Ancak tahsis talep tarihinde prim borcu mevcut ise borcun ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmelidir.
    Somut olayda; davacı erkek, 01.06.2002 tarihi itibariyle 506 sayılı Kanun kapsamındaki süreleri dahil 21 yıl 5 ay 11 gün prim ödeme süresi bulunmakta olup, 25 tam yıl prim ödeme süresinin dolmasına 3 yıl 6 aydan fazla 5 tam yıldan az kaldığından; 1479 sayılı Kanunun Geçici 10"uncu maddesinin 2"nci fıkrasının (c) bendi uyarında 46 yaşını ikmal etmesi halinde yaşlılık aylığına hak kazanabilecektir. Davacı, 15.02.2015 tarihinde tahsis talebinde bulunmuş olup, 55 yaşını ikmal etmiş; üstelik 25 tam yıl prim süresini fazlasıyla tamamlamıştır. Her ne kadar ilk derece Mahkemesi tarafından yaşlılık aylığı tahsis talebi prim borçlarını ödemediği gerekçesiyle reddedilmiş ise de; davacının primi ödenmiş süreleri yaşlılık aylığı tahsisine yeterli olup, kalan döneme ilişkin primlerin de fazlasıyla tahsil edildiği anlaşıldığından; tahsis talebini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerekir.
    Açıklanan maddi ve maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın; ilk derece Mahkemesince tespitine karar verilen sigortalılık sürelerinin gösterilmemesi ve yaşlılık aylığı isteminin reddine karar verilmesi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353"üncü maddesinin 1"inci fıkrasının b bendinin 2"nci alt bendi kapsamında kanunun olaya uygulanmasına hata niteliğinde olduğundan, her iki tarafın da istinaf isteminin kabulü ile düzeltilerek yeniden hüküm kurulması gerekmiştir. ” gerekçesiyle,
    “ 1- Tarafların istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353"üncü maddesinin 1"inci fıkrasının b bendinin 2"nci alt bendi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN KABULÜNE, Antalya 1. İş Mahkemesinin 07.04.2017 tarih, 2015 / 289 Esas ve 2017 / 211 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA;
    2- A- Davanın KABULÜNE,
    B- Davacının, 07.03.1988 - 03.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi) kapsamında ........ sigortalısı olduğunun ve 01.03.2015 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi) kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının TESPİTİNE” karar verilmiştir.
    F) Temyiz :
    Davacı vekili, hizmet süresinin tespiti bakımından verilen kararın doğru olduğunu ancak davacının 03/07/2008 tarihli tahsis talebine göre yaşlılık aylığı koşullarını sağladığını ve bu tanten itibaren kendisine aylık bağlanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    Davalı ........ vekili, ........ işlemlerinde bir hata bulunmadığını, mevzuata uygun olarak davacının sigortalılık tescilinin yapıldığını, istinaf taleplerinin kabul edilmesine rağmen yargılama giderlerinin ........a yüklendiğini ve ........ lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 07/03/1988 tarihinden itibaren devam eden ........ şirket ortaklığının bulunduğu, 19/12/2001 tarihinde ........ kayıtlarına intikal eden giriş bildirgesine göre 04/10/2000 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa kapsamında ........ sigortalılık tescilinin yapıldığı, 01/06/1977-11/01/1984 tarihleri arasında kesintilerle devam eden 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmalarının olduğu, 07/08/1986 tarihinde başlayan 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmasının 1989/2. döneminde bildirim yapılmaması ile son bulduğu, davacının 03/07/2008 ve 16/02/2015 tarihli tahsis taleplerinin 9000 gün prim koşulunun oluşmaması nedeniyle ........ tarafından reddedildiği anlaşılmaktadır.
    1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu ........ sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu ........ sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu ........ sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu ........ sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
    1479 sayılı Yasa"ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesinde; bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı, ancak bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde ........a yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
    4956 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 02/08/2003 tarihine kadar tescilleri, prim ödemeleri veya tescil başvuruları yoksa aynı tarihten sonra sadece aynı yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen geçici 18. maddeye göre vergide kayıtlı olan süreleri için borçlanma haklarını kullanarak sigortalılık süresi elde edebilirler. Geçmişe yönelik hizmetlerini tespit ettiremezler. 02/08/2003 tarihinden önceki tarihte ........a tescil edilmiş, giriş bildirgesi vermiş veya bir şekilde kendi adına tescil isteği yerine geçecek şekilde prim ödemiş olan ve 1479 sayılı Yasa kapsamında kendi adına veya hesabına bağımsız çalışanlar, 20/04/1982 tarihinden itibaren vergi kaydına dayalı olarak, 22/03/1985 tarihinden itibaren de esnaf sicili veya meslek kuruluşu kayıtlarına dayalı olarak sigortalılıklarının tespitini isteyebilirler.
    Yukarıda yer alan mevzuat dikkate alındığında, davacıya ait ........ sigortalılık giriş bildirgesinin 4956 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 02/08/2003 tarihinden önce 19/12/2001 tarihinde ........a verildiği anlaşıldığından ........ şirket ortaklığına göre davacının 07/03/1988 tarihinden itibaren ........ sigortalısı olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Ancak bu tarihte 07/08/1986 tarihinde başlayan 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalarının da devam ettiği anlaşıldığından ortaya çıkan çakışan sigortalılık durumunun da değerlendirilmesi gerekmektedir.
    "Çakışan sigortalılık sorununu" gerek 506 Sayılı........ Kanunu ve gerekse 1479 Sayılı ........ Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik ........una tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin........ ........u kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik ........u kapsamında bulunmaması gerekir. Anılan yasanın 3. maddesinin I. ( F ) bendinde "Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların" ( K ) bendinde ise. "Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların" sigortalı sayılmayacağı" belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı ........ Kanunu"nun 24. maddesinin I. ve II. Fıkralarında da bir kimsenin ........ kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında. başkaca sosyal güvenlik ........u kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır (03.10.2001 gün ve E: 2001/21-627, K: 2001/659 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı).
    Somut olayda, davacının 07/08/1986 tarihinde başlayan 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı önceden başlayıp devam eden sigortalılık olduğundan ........ sigortalılığının 07/03/1988 tarihinde başlaması mümkün değildir. Ancak, 506 sayılı Yasa kapsamında yapılan sigorta bildirimlerinin 1989/1. dönemde yapılan bildirimler ile son bulduğu, 1989/2. dönemde yapılan sigortalılık bildiriminin bulunmadığı anlaşıldığından 01/05/1989 tarihi itibariyle davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının başlatılması gerekmektedir. Ayrıca, davacının 01/05/1989 tarihinden itibaren sigortalı kabul edilmesi halinde tahsis talep tarihlerinde prim borcunun bulunup bulunmadığı varsa ödediği primlerin ne kadar sigortalılık süresini karşıladığı dosya kapsamından kesin bir şekilde tespit edilemediğinden bu durum da açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Yapılacak iş, davacının 01/05/1989-04/10/2000 tarihleri arasında ........ sigortalısı olduğunu kabul etmek, 01/05/1989 tarihinden itibaren ........ sigortalısı olduğu dikkate alındığında tahsis talep tarihlerinde prim borcunun bulunup bulunmadığını, prim borcu var ise yaptığı prim ödemelerinin 01/05/1989 tarihinden itibaren ne kadar sigortalılık süresini karşıladığını belirlemek, buna göre yaşlılık aylığı koşullarının oluşup oluşmadığını değerlendirmek ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
    ........ Mahkemesince, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde yeniden hüküm kurulmusı usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekili ile davalı ........ vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabul edilmesi ve temyiz olunan ........ Mahkemesinin kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
    H) Sonuç :
    Temyiz olunan ........ Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ........ Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,
    11/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi