20. Hukuk Dairesi 2017/10501 E. , 2018/1189 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve ... ve ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 20/02/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davacı ..., ... ve ... vekili Av. ... ile diğer taraftan davalı Hazine vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 03/01/2014 tarihli dilekçesiyle, tapu sicilinde tarla niteliğiyle Hazine adına kayıtlı ... mahallesi 3292 parsel sayılı 79652,56 m² yüzölçümündeki taşınmazın müvekkillerin zilyetliğinde olduğunu, 6292 sayılı Kanun hükümlerine göre taşınmazın doğrudan satışına yönelik taleplerinin idarece reddedildiğini, İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/54 Değişik iş sayılı dosyasında fiili durumun tespit edildiğini belirterek, çekişmeli taşınmazın 2/B niteliğinde olduğunun tespitine ve müvekkilinin 2/B’den kaynaklanan haklarının tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 07/01/2014 tarihli tensip ara kararından sonra 25/03/2004 tarihli dosya inceleme tutanağı ile dinlenme olanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/11/2015 gün ve 2015/11962 - 11282 sayılı bozma kararı özetle; "Kural olarak yazılı yargılama usûlünde, basit usûlden farklı olarak davacı, cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevaba cevap dilekçesi; davalı da davacının cevabının kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi verebilir (HMK.md.136/1). Bu usûlde ön incelemenin, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden veya bunun için muayyen sürenin geçmesinden sonra yapılması asıldır (HMK.md. 137/1). Dava şartları ve ilk itirazlar hakkında ön incelemede, gerekmemesi halinde duruşma açılmaksızın dosya üzerinden karar verilmesi imkan dahilinde (HMK. m. 138/1) ise de taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının tam olarak belirlenmesi, sulhe veya arabuluculuğa teşviki, sonuç alınamaması halinde tarafların anlaşamadıkları hususların tespiti için ön incelemenin duruşmalı yapılması, bunun için duruşma günü tespit edilip, taraflara bildirilmesi zorunludur (HMK. m. 139/1). Bu yapılmadan tahkikata geçilemez.
Somut olayda mahkemece, ön inceleme duruşması yapılmadan dosya üzerinden davanın esası hakkında karar verilmiştir. Dava şartları ve ilk itirazlar hakkında ön incelemede gerekmemesi halinde duruşma açılmaksızın dosya üzerinden karar verilmesi mümkün ise de dosya üzerinden davanın esası hakkında hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." şeklindedir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, duruşma açılarak yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava çekişmeli taşınmazın 2/B niteliğiyle orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun ve zilyetinin 6292 sayılı Kanun kapsamında hak sahibi bulunduğunun tespiti istemine yöneliktir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; çekişmeli 3292 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 3108 parselin 08/01/2001 tarihinde hükmen tarla niteliğiyle Hazine adına tescil edildiği, daha sonra bir kısmının satışı yapılmak üzere ifraz işlemine tabi tutularak 3290 ila 3293 parsellerin oluştuğu, kadastro müdürlüğünün 14/04/2013 gün ve 379 sayılı yazsına göre; 3292 parselin sınırındaki dava dışı (A) harfi ile işaretli 1675 m² bölümü yününden P.I poligon numarası ile 2/B çalışması yapıldığı, 3292 parselde ise herhangi bir 2/B çalışması yapılmadığı, davacı tarafın 6292 sayılı kanuna göre idareye yaptığı başvurunun “taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılacak yerlerden olmadığı” gerekçesiyle reddedildiği, yargı kararıyla idarenin 2/B işlemi yapmaya zorlanamayacağı gözönünde bulundurularak yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1630,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının davacılara yükletilmesine 20/02/2018 günü oybirliği ile karar verildi.