Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/11031
Karar No: 2018/1193

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/11031 Esas 2018/1193 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/11031 E.  ,  2018/1193 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 20/02/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı Hazine vekili Av. Melahat Alaftan geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Dava konusu ..., 198 ada 114 sayılı 57.513 m2 yüzölçümündeki taşınmaz zeytinlik niteliğinde davacıların mirasbırakanı Rıfat Sabuncu tarafından 24.03.1954 günü satın alınmış, Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonunda 30.11.2006 günlü kararla taşınmazın (B) harfi ile işaretli 53.522,72 m² yüzölçümlü bölümünün 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı belirlenerek tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ve karar Yargıtay denetiminden geçerek 04.03.2008 günü kesinleşmiştir.
    Davacılar, 20.08.2008 tarihli dilekçeleri ile idarenin tapu kayıtlarının doğru tutulmamasından dolayı oluşan tüm zarardan Medeni Kanunun 1007. maddesi gereğince Devletin sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000.-TL zararın tapu iptaline ilişkin hükmün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tazminine karar verilmesini istemişlerdir.
    Mahkemece, zarara neden olan hatalı tespitin kadastro çalışmaları sırasında oluştuğu, taşınmaz orman niteliğinde olduğu halde, üçüncü kişi adına tespit gördüğü ve bu tür idari işlem ve eylemden kaynaklanan tazminat davalarının idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, yargı yolu bakımından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 31/03/2010 gün ve 2010/3175-3732 sayılı kararıyla davanın esasına girilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne 35.000,00.-TL"nin 10.000,00.-TL"sinin 04.03.2008 tarihinden; 25.000,00.-TL"sinin ıslah tarihi olan 14.03.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmekle bozulmuştur.
    Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 26.02.2013 gün ve 21415-3151 sayılı bozma kararı özetle; "Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 20.08.2008 gününde belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse belediye ve mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı hususları ilgili belediye başkanlığından sorularak, niteliği belirlenip, bu konuda taraflara delillerini ibraz etmek üzere süre verildikten sonra, mahallinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde yapılacak keşif sonucunda, taşınmaz arsa vasfında ise emsal karşılaştırması yapılarak, arazi vasfında ise gelir metodu esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespiti için alınacak bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması gerekirken, soyut ifadelerle piyasa rayiçlerine göre değer biçen rapora göre eksik inceleme sonucu karar verilmesinin doğru olmadığı" belirtilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, taşınmaz arazi olarak değerlendirilerek ve taleple bağlı kalınarak 35.000,00.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara hisseleri oranında ödenmesine (10.000,00.-TL"si için 04/03/2008 tarihinden; 25.000,00.-TL"si için 14/03/2011 tarihinden itibaren) karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/02/2017 gün ve 2016/14131-1132 sayılı bozma kararı özetle; "Mahkemece, hükmüne uyulan bozma kararları gereğince çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilerek, dava tarihi itibarıyla gelir yöntemine göre hesaplanan değeri dikkate alınmak suretiyle karar verilmiştir.
    Ancak, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1948 gün ve 10/3 sayılı kararına göre bozmadan sonra ıslah suretiyle talep sonucunun arttırılması mümkün değildir. Bu husus 06/05/2016 gün ve 2015/1 E. - 2016/1 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile de tespit edilmiştir.
    Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde 10.000,00.-TL olarak açıkladığı tazminat talebini, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 31/03/2010 gün 3175-3732 sayılı bozma kararından sonra, 14/03/2011 tarihli harçlandırılmış dilekçesi ile 35.000,00.-TL"ye yükseltmiştir. Mahkemece bozma kararından sonra verilen ıslah istemine göre artırılan bedel üzerinden karar verilmiş olması ve ayrıca 18/08/2015 tarihli son bilirkişi raporuna değer verilmeme nedeni karar gerekçesinde açıklanmaksızın bir önceki rapora göre karar verilmesi de doğru değildir." şeklindedir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulü ile 10.000,00 TL"nin 04/03/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ıslah talebi Yargıtay bozma ilamından sonra olduğundan ıslah talebi yok hükmünde görüldüğünden ıslahla ilgili olarak fazlaya ilişkin talepler konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, Medeni Kanunun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından dolayı uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
    Hükmüne uyulan bozma kararlarına, kararın dayandığı gerekçeye göre; arazi niteliğindeki taşınmazda, net gelir yöntemine göre değerlendirmenin yapıldığı, 18/08/2015 tarihli, denetime elverişli bilirkişi kurulu raporu gereğince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekili ve davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1630.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının davacılara yükletilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 20/02/2018 günü oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi