MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, dava konusu taşınmazı 11.01.2013 tarihinde satın aldığını, durumu ... 5. Noterliğinin 06.03.2013 tarih ve 6398 yevmiye numarası ile davalıya bildirdiğini ve kira bedellerini ihtarnamede belirtilen hesaba yatırmasını istediğini, ihtarname 14.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği halde davalı tarafından ödeme yapılmadığını, bunun üzerine kira alacaklarının tahsili için takip yapıldığını, davalının borcu olmadığı yönünde itirazda bulunması nedeniyle takibin durduğunu, belirterek borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptalini, temerrüt nedeniyle taşınmazdan tahliyesini , takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın davalıya ait olduğunu, dolayısı ile davacının kira bedeli adı altında bedel talep etme olanağı bulunmadığını, taraflar arasında sözlü kira sözleşmesi de bulunmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, itirazın iptaline, davalının taşınmazdan tahliyesine, 3.840,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Kural olarak, kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti davacıya, davalı tarafından kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise davalıya düşer. Davacının talep ettiği kira miktarına göre HMK.nun 200. maddesi hükmü uyarınca davacı kira bedelini yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Aksi halde davalının bildirdiği miktar esas alınmalıdır. Yine davalı kiracı da kira borcunun ödendiğini H.M.K.nun 200. maddesi gereğince yazılı belge ile ispat etmelidir.
Somut olayda; davacı, davalının dava konusu taşınmazda aylık 800.-TL bedel ile kiracı olduğunu iddia ederek, ödenmeyen Ocak 2013- Aralık 2014 dönemi 24 aylık kira alacağının tahsili için icra takibi başlatmıştır. Davalı ise yargılama sırasında kiracı olmadığını
belirtmiştir. Bu durumda davacının, davalının kiracı olduğunu ve aylık kira bedelini yazılı delille ispatlaması gerekir. Kira ilişkisinin varlığını ve bedelini tanık ifadesiyle ispatlayamaz. Bu husus dikkate alınarak davacının bildirdiği tüm delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.