Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/7906
Karar No: 2019/22313

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/7906 Esas 2019/22313 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2019/7906 E.  ,  2019/22313 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.YARGITAY 22. Hukuk Dairesi


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Y A R G I T A Y K A R A R I


    I-BAŞVURU

    Başvurucu avukat tarafından sunulan 08/10/2019 tarihli dilekçe ile özetle, çalıştığı süre içerisinde ...-İş Sendikası üyesi olan ve tüm çalışma koşulları ile tüm işçilik hakları konusunda sendika üyeliğinin sağladığı haklardan yararlanmış olan müvekkilinin, işveren ile anılan sendika arasında bağıtlı bulunan toplu iş sözleşmesi gereği akdi tatil kabul olunan cumartesi günlerinin yıllık izin süresinden sayılıp sayılmayacağı yönünde ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2018/2316 esas 2019/1163 karar sayılı kararı, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2017/1599 esas 2017/1640 karar sayılı kararı ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2017/2595 esas 2018/1319 karar sayılı kararında ortaya çıkan uyuşmazlığın giderilmesini talep ettiğini, davalara konu alacakların sözleşmesel dayanaklarının TİS"in 31. maddesinde Cumartesi gününün akdi tatil olduğunun açıkça kabul edildiğini, belirtilen kararlar arasında meydana gelen uyuşmazlığın giderilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 11/10/2019 tarih ve 2019/27 sayılı kararı ile “... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2017/1599 esas 2017/1640 karar sayılı kararı ile 2017/2595 esas 2018/1319 karar sayılı kararları arasında uyuşmazlık bulunduğu "uyuşmazlığın Milli Savunma Bakanlığına bağlı işyerinde uygulanan TİS hükümleri gereği yıllık izin dönemine rastlayan Cumartesi günlerinin izin süresinden sayılıp sayılmayacağı ve bu şekilde davacının yıllık izinlerinin eksik kullandırılıp kullandırılmadığı hususu olduğu, ... Sendikası ile davalı Bakanlık arasında bağıtlanan TİS hükümleri incelendiğinde tatil günlerinin ulusal bayram, genel, hafta ve akdi tatil günleri olarak düzenlendiği bu şekilde hafta tatili ile akdi tatilin birbirinden ayrıldığının görüldüğü, yine TİS"in yıllık izin ücretine ilişkin maddesinde yıllık izin süresine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinin izin süresinden sayılmayacağının ve Cumartesi günlerinin iş günü olarak kabul edildiği, TİS"e göre işçilere yasal, haftada bir günlük hafta tatili dışında ek olarak 1 gün akdi tatil günü belirlenerek izin kullandırıldığı, hafta tatili 2 gün olarak belirlenmemiş ise de 1 gün hafta tatili 1 günde akdi tatil kullandırıldığı, 4857 sayılı iş kanununun yıllık ücretli iznin kullanılması başlıklı ""...yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz..."" denilmiş olup, madde içerisinde akdi izin gününün yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresinden sayılmayacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, buna göre TİS"in tarafları olan işçi sendikası ve işverenin TİS"in 31.madde hükmünde hafta tatili ve akdi tatil kavramlarını ayrı ayrı kullanmalarındaki amacın TİS"in 70/ç bendinde yer alan "Cumartesi günleri iş günü kabul edilir" şeklindeki açık hükmü birlikte değerlendirildiğinde akdi tatil kabul edilen Cumartesi günlerinin izin süresinden sayılmasını amaçladığı anlaşılmakla yıllık izin dönemine denk gelen Cumartesi günlerinin iş günü olarak dikkate alınması gerektiği" görüşü benimsenmiştir. Av. ... tarafından sunulan uyuşmazlığın giderilmesi talep dilekçesinde belirtilen ve dilekçeye ek olarak sunulan kararlar arasındaki çelişkinin giderilmesine dair uyuşmazlığın giderilmesi talep dilekçesinin Yargıtay 22. Hukuk Dairesi "ne gönderilmesine" karar verilmiştir.

    III-BAŞVURU KONUSU ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİNİN 2018/2316-2019/1163 E.K. SAYILI DOSYASI
    A)Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının bakanlığın ... Uzunada Deniz Komutanlığı askeri işyerinde, motorcu olarak, 05.10.1979-14.10.2012 tarihleri arasında ücretli işçi olarak çalıştığını, emekli olduğunu, davacının...-İş Sendikası üyesi olduğunu, taraflar arasında ilk işe giriş tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesi uygulandığını, 23. Dönem toplu iş sözleşmesinin 25.maddesinde normal çalışma süresinin günde 8,5 saat, haftada 5 gün 42,5 saat olarak düzenlendiğini, işçilere bu çalışmaları karşılığı 45 saatlik ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 70.maddede yıllık ücretli izin konusunun düzenlendiğini, davacıya tis hükümleri uyarınca yıllık izin kullandırıldığını, ancak davalı işverenin cumartesi günlerinin iş günü olduğu gerekçesiyle bu günleri izin süresinden saydığını, oysa TİS gereği cumartesi günlerinin akdi tatil olduğunu, bu uygulama nedeniyle davacıya eksik izin kullandırıldığını, davacının ücretinin belirlenmesinde 23.dönem TİSin ek-1 saat ücretleri cetvelinin kullanılması gerektiğini, davacının iş akdinin bu TİS döneminde son bulduğunu ve 38.ücret derecesine göre değerlendirme yapılması gerektiğini, TİS hükümlerine aykırı bu uygulama sonucunda davacının toplam 137 gün eksik izin kullandığını beyanla, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; 20.040,00-TL eksik kullandırılan yıllık izin ücreti alacağının, en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    B)Davalı (MSB) Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görev, yetki, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, davanın haksız olduğunu, davacının yıllık izine ilişkin hiçbir alacağı kalmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)Ankara 9. İş Mahkemesi’nin 23/01/2018 tarih, 2016/1078-2018/24 E.K. sayılı kararı:
    İlk Derece Mahkemesince, "Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının bakiye yıllık ücretli izin alacağının ödenip ödenmediğine ilişkindir. Dava dilekçesinde açıkça yıllık izinlerin TİS düzenlemeleri dayanağında kullandırıldığı ancak akdi tatil olan Cumartesi günlerinin iş günü kabul edilerek, yıllık izinden sayıldığı dolayısıyla eksik izin verildiği ileri sürülmüştür. Tüm TİS"lerde hafta tatili, ulusal bayram genel tatil günlerinin izin süresinden sayılmayacağı belirtildikten sonra Cumartesi günlerinin iş günü kabul edildiği düzenlenmiştir. Anılan düzenlemelere göre, Cumartesi günleri iş gününden sayılmıştır. Çalışma dönemi boyunca yürürlükte olan TİS hükümlerinin tümündeki yıllık izin düzenlemelerinde, yıllık ücretli izin süresine rastlayan Hafta Tatili, Ulusal Bayram ve Genel Tatil günlerinin izin süresinden sayılmayacağı ancak Cumartesi günlerinin işgünü kabul edildiği kararlaştırılmıştır. Anılan TİS düzenlemeleri doğrultusunda davacının iddiasının kanuni dayanağı bulunmadığı anlaşılmaktadır" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesinin 02/05/2019 Tarihli Kararı :
    Davacının istinaf başvurusu sonrasında Bölge Adliye Mahkemesince "Davacının 08/10/1979-14/10/2012 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı ve iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle sona erdiği, sendika üyesi olup işyerinde uygulanan TİS hükümlerinden faydalandığı, davacının çalıştığı süre içinde yürürlükte olan TİS hükümlerine göre haftalık çalışma gününün beş gün olduğu, hafta tatilinden önceki günün yani Cumartesi gününün akdi tatil günü olduğunun kabul edildiği, diğer taraftan toplu iş sözleşmesinin yıllık izinle ilgili maddesinde yer alan açık düzenlemeye göre de yıllık ücretli izin hesabında Cumartesi günlerinin iş günü kabul edileceği, Toplu iş sözleşmesinde yer alan açık düzenlemenin yoruma gerek olmayacak şekilde yıllık ücretli izin hakkı kullanılırken Cumartesi gününün işgünü olarak sayılacağı ve hafta tatili süresinin bir gün (24 saat) olacağı şeklinde olduğu, bu düzenleme “yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir” şeklindeki 4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesinde yer alan nispi emredici hükme aykırı olmadığından, işçilerin yıllık ücretli izin hakkını kullandıkları zaman dilimi içerisinde sadece bir günlük sürenin hafta tatili sayılarak uygulama yapılması gerektiği (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/9873 E.- 2018/22569 K.) anlaşılmış" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353-(1) b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Aynı konuya ilişkin ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 29/12/2017 tarih, 2017/1599-2017/1640 E. K. sayılı kararına göre de "Tüm dosya kapsamına göre ; Cumartesi akti olarak tatil edilmiştir. Yılık izne dahil edilmesi söz konusu değildir.Yıllık izinin yasada düzenlenme amacı farklıdır. Bu nedenle hesaplamada Cumartesinin yıllık izne dahil edilmesi doğru değildir. 4857 sayılı Yasanın 46.maddesine göre, 7 günlük zaman dilimi içerisinde işçiye kesintisiz en az 24 saat hafta tatili verilmelidir. Bu düzenleme nispi emredici nitelikte olup ücretli hafta tatili süresi sözleşme ile işçi lehine artırılabilir. Aynı yasanın 55.maddesine göre hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günleri, yıllık ücretli izin hakkının hesabında çalışılmış gibi sayılır. Yasanın 57.maddesine göre yıllık ücretli izin süresine rastlayan hafta tatili ile genel tatil ücretleri ayrıca ödenir. Yasanın 59.maddesine göre, iş sözleşmesi sona erdiğinde, işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, akdin sona erdiği tarihteki günlük çıplak brüt ücret üzerinden hesaplanarak kendisine ödenir. Öğreti ve uygulamada, yıllık izin ücretinin fesih tarihindeki günlük çıplak ücret üzerinden hesaplanması kabul edilmektedir. Yıllık izin ücretinin saat ücreti üzerinden ve saat esasıyla hesaplanması mümkün değildir. Yargıtay 9. HD"sinin 15/06/2015 tarih, 2015/16428 E, 2015/21565 K sayılı kararında belirtildiği gibi Cumartesi gününün, Pazar gününe ek olarak akdi tatil olarak kabul edilmesi halinde bugünlerin yıllık izin süresinden sayılmaması gerektiğine karar verilmiştir.28/04/2017 tarihli ek bilirkişi raporu usul ve yasaya uygundur ve bilirkişinin belirlediği rakam karar altına alınmalıdır. Bu nedenle yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur" gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Aynı konuya ilişkin ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 28/06/2018 tarih, 2017/2595-2018/1319 E. K. sayılı kararına göre ise “Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalı bakanlığa bağlı işyerinde uygulanan TİS hükümleri gereği yıllık izin dönemine rastlayan Cumartesi günlerinin izin süresinden sayılıp sayılmayacağı ve bu şekilde davacının yıllık izinlerinin eksik kullandırılıp kullandırılmadığına ilişkindir. Davacının tarafı olduğu... Sendikası ile davalı kurum arasında bağıtlanan TİS hükümleri incelendiğinde tatil günlerinin ulusal bayram, genel, hafta ve akdi tatil günleri olarak düzenlendiği bu şekilde hafta tatili ile akdi tatilin birbirinden ayrıldığı görülmektedir. Yine TİS in yıllık izin ücretine ilişkin maddesinde yıllık izin süresine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinin izin süresinden sayılmayacağı, Cumartesi günlerinin ise iş günü kabul edildiği görülmektedir. TİS e göre işçilere yasal haftada bir günlük hafta tatili dışında ek olarak 1 gün akdi tatil günü belirlenerek kullandırıldığı anlaşılmaktadır. TİS hükümlerine göre hafta tatili 2 gün olarak belirlenmemiş 1 gün olarak belirlenip 1 günününde akdi tatil olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. 4857 sayılı iş kanununun yıllık ücretli iznin kullanılması başlıklı "...yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz..."" denilmiş olup madde içerisinde akdi izin gününün yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresinden sayılmayacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre TİS in tarafları olan işçi sendikası ve işverenin TİS in 31.madde hükmünde hafta tatili ve akdi tatil kavramlarını ayrı ayrı kullanmalarındaki amacın TİS in 70/ç bendinde yer alan Cumartesi günleri iş günü kabul edilir şeklindeki açık hükmü birlikte değerlendirildiğinde akdi tatil kabul edilen Cumartesi günlerinin izin süresinden sayılmasını amaçladıkları anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin davacının yıllık izin süresinde Cumartesi günlerinin iş günü olarak dikkate alınması gerektiği gerekçesi ile vermiş olduğu davanın reddine ilişkin karar yerinde olduğundan istinaf talebinin reddine ilişkin oy çokluğu ile karar vermek gerekmiştir.”
    gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun “Yıllık ücretli izin hakkı ve izin süreleri” başlıklı 53. maddesine göre;
    “İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.
    Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez.
    Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlara bu Kanunun yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümleri uygulanmaz.
    İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
    a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
    b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
    c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden,
    Az olamaz. (Ek cümle: 10/9/2014-6552/5 md.) Yer altı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri dörder gün arttırılarak uygulanır.
    Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz.
    Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.”
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 56. maddesinin 5. fıkrasına göre ise “Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz.” Aynı Kanun’un 57. maddesinin son fıkrasında da “Yıllık ücretli izin süresine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ayrıca ödenir.” hususu belirtilmiştir.
    Diğer taraftan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesine göre de “Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.”
    Bu noktada iş hukukunun temel kaynaklarından olan toplu iş sözleşmesi kavramı ile toplu iş sözleşmesi ve iş kanunları arasındaki ilişkiye değinmekte yarar bulunmaktadır.
    Toplu iş sözleşmesi işçi kuruluşları ile işveren kuruluşları veya işveren arasında iş (hizmet) sözleşmesine uygulanabilecek çalışma şartlarını belirleyen ya da düzenleyen sözleşmedir. Toplu iş sözleşmesi işçilerle işverenler arasındaki iş ilişkisini değil, sadece bir veya birçok işyerinde, bir işletmede ya da iş kolunda uygulanabilecek çalışma/çalıştırma şartlarını düzenlemektedir. Öte yandan toplu iş sözleşmesi onu bağıtlayanlar arasında hukuki ilişkiler doğurmaktadır (Narmanlıoğlu, Ünal: İş Hukuku II Toplu İş İlişkileri, İstanbul, 2013, s.292).
    Nitekim 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 2"nci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendindeki tanıma göre, toplu iş sözleşmesi; iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hususları düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşmeyi ifade etmektedir.
    6356 sayılı Kanun’un 33"üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki hükümlerde ise 2"inci maddedeki tanıma uygun hükümlere yer verilmiş ve toplu iş sözleşmesinin; iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içereceği ayrıca tarafların karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması, denetimi ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümlere de yer verilebileceği belirtilmiştir.
    Bu durumda toplu iş sözleşmeleri tarafların hakları ve borçları yanında asıl ve ağırlıklı olarak iş sözleşmelerine uygulanacak (normatif) hükümleri içermektedir. Normatif hükümler emredici kanun hükmü gibi kapsamına aldığı iş sözleşmelerine uygulanırlar. Buradan çıkan sonuç ise, iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı olamayacağıdır. İş sözleşmesindeki toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerin yerini toplu iş sözleşmesi hükümleri alacaktır. Toplu iş sözleşmelerine kanunen belirlenen amacı içinde kalmak ve kesin emredici nitelikteki kanun hükümlerine aykırı bulunmamak şartı ile iş sözleşmelerinin yapılmasına, türlerine, şekillerine, çalışma şartlarına ve iş sözleşmelerinin sona ermesine ilişkin hükümler konulması mümkündür.
    Toplu iş sözleşmesine iş sözleşmelerine ilişkin hükümler konulması mümkün ise de, konulacak hükümlerin kanunların emredici hükümlerine aykırı olamayacağı açıktır. Ancak burada sözü edilen kanunun emredici hükümlerini mutlak emredici hükümler olarak anlamak gerekir. Örneğin toplu iş sözleşmesi ile kıdem tazminatı tavanının değiştirilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak nispi emredici hükümlerin yani işçi lehine konulan hükümlerin aksinin toplu iş sözleşmesi ile işçi lehine değiştirilmesi mümkündür.
    Ayrıca belirtmek gerekir ki, aynı işyeri ya da işletmede uygulanan her toplu iş sözleşmesi öncekinden bağımsız olup, önceki sözleşmelerdeki hakların yeni sözleşme karşısında kazanılmış hak sayılması mümkün değildir (Narmanlıoğlu, s.363).
    Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular ışığında uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki yukarıda belirtildiği üzere 4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesine göre işçilere “yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.” Nispi emredici nitelikte olan bu hükme göre, işçi, bir haftalık zaman diliminde bir gün (24 saat) hafta tatili kullanacaktır. Toplu iş sözleşmesi ile bu düzenleme işçi lehine değiştirilebilir ancak aleyhe düzenleme olanaklı değildir.
    Somut uyuşmazlığın meydana geldiği işletmede yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre çalışma süresi haftada beş gün olup, iki gün hafta tatili süresi öngörülmüştür. Bu cümleden olarak İş Kanunu’nda öngörülen bir günlük hafta tatili süresi, işçi lehine olacak şekilde değiştirilmiş, Kanun’a ilaveten bir gün de akdi hafta tatili öngörülmüştür.
    Diğer taraftan, toplu iş sözleşmelerinin "Yıllık Ücretli İzinler" başlıklı maddesinde yer alan düzenlemeye göre de “Yıllık ücretli izin süresine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz. Cumartesi günleri ise iş günü kabul edilir.”
    Sosyâl tarafların mutabakatı ile bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, işçilerin çalıştıkları sırada bir haftalık zaman dilimi içerisinde iki gün hafta tatili süresi olarak kararlaştırılmış iken, işçilerin yıllık ücretli izin haklarını kullandıkları zaman dilimi içerisinde 4857 sayılı İş Kanunu’nda öngörülen asgari sürenin altına düşmeyecek şekilde hafta tatili süresinin bir gün olması kararlaştırılmıştır.
    Toplu iş sözleşmesinde yer alan açık düzenleme yoruma gerek olmayacak şekilde yıllık ücretli izin hakkı kullanılırken cumartesi gününün işgünü olarak sayılacağı ve hafta tatili süresinin bir gün (24 saat) olacağı şeklindedir. Bu düzenleme “yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir” şeklindeki 4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesinde yer alan nispi emredici hükme aykırı olmadığından, işçilerin yıllık ücretli izin hakkını kullandıkları zaman dilimi içerisinde sadece bir günlük sürenin hafta tatili sayılarak uygulama yapılması gerekmektedir.
    Tüm bu açıklamalar karşısında, Bölge Adliye Mahkemelerinin kesin nitelikte olan başvuru konusu kararları arasındaki uyuşmazlığın açıklanan gerekçe doğrultusunda giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
    1-Milli Savunma Bakanlığı işletmesinde uygulanan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince işçilerin yıllık ücretli izin haklarını kullandıkları süre içerisindeki cumartesi günlerinin işgünü olarak sayılması gerektiğine ve uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine,
    2-Dairemiz kararının, Bölge Adliye Mahkemelerinin, 4857 sayılı İş Kanunu ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"ndan kaynaklanan uyuşmazlıkları incelemekle görevli ilgili hukuk dairelerine bildirilmesi için karardan bir suretin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,
    03/12/2019 günü oybirliği ile kesin olarak karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi