Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/7909
Karar No: 2019/22315

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/7909 Esas 2019/22315 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2019/7909 E.  ,  2019/22315 K.

    "İçtihat Metni"

    I-BAŞVURU

    Başvurucu avukat tarafından sunulan dilekçe ile özetle; müvekkilinin ..."de bulunan ..., Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar iş kolunda bulunan işyerinde en son İç Satış Müdürlüğünde çalışmakta iken ve iş akdi feshedilen ... ... 6. İş Mahkemesinin 2016/305 esas sayılı dosyasında, aynı işyerinde İç Satış Müdürü olarak çalışmakta iken yine iş akdi feshedilen Hakkı Varsavaş "ın ... 15. İş Mahkemesinin 2017/242 esas sayılı dosyasında işe iade davaları açıldığını,
    ... 6. İş Mahkemesinin 2016/305 esas 2018/262 karar sayılı işe iade davasında; iş yerinde çalışan sayısıyla ilgili işkolu nezdinde araştırma yapılmadığını, yargılama aşamasında davalı ... "dan ayrıntılı bilgi istenmediğini, müvekkiline bağlı iş yerlerinde çalışan işçiler farklı iş kollarında çalışmakta olmalarına rağmen toplam olarak değerlendirilerek mahkeme kararında "... kayıtlarına göre işyerinde 30 "dan fazla sayıda işçi çalıştığı" cümlesinin geçtiğini ve 15/05/2018 tarihinde davanın kabulüne karar verildiğini, taraflarınca davanın istinaf edildiğini ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 24/09/2018 tarihli ve 2018/1841 esas 2018/1306 karar sayılı kararıyla istinaf talebinin reddine kesin olarak karar verildiğini,
    ... 15. İş Mahkemesinin 2017/242 esas 2018/291 karar sayılı işe iade davasında; işyerinde çalışan işçi sayısı ile ilgili iş kolu nezdinde araştırma yapıldığını, davalı işverenin Türkiye genelinde aynı iş kolunda birden fazla işyerinde çalışan toplam işçi sayısının en az 30 işçi olmasının dava şartı olduğunu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının cevabi yazısı ve eklerine göre iş akdinin fesih tarihinde davalı işverenin işçi sayısının 30"un altında olduğu belirtilerek 10/05/2018 tarihinde davanın reddine karar verildiğini, davacı tarafça davanın istinaf edildiğini ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 18/09/2018 tarihli ve 2018/1555 esas 2018/1478 karar sayılı kararıyla istinaf talebinin esastan reddine kesin olarak karar verildiğini,
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 24/09/2018 tarihli ve 2018/1841 esas 2018/1306 karar sayılı kararında, Davalı işyerlerinde çalışan işçilerin sayısını hangi işkollarında çalıştıklarına bakılmaksızın toplam olarak değerlendirerek karar verdiğini,
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 18/09/2018 tarihli ve 2018/1555 esas 2018/1478 karar sayılı kararında, İş kanununa uygun olarak davalı işyerinde çalışan işçilerin sayısını davacının çalıştığı işkolunda çalışanlar toplamını esas alarak karar verdiğini,
    Bu durumda 3. Hukuk Dairesi ve 7. Hukuk Dairesinin kararları arasında aynı konuda uyuşmazlık doğduğunu, her iki davanın aynı işyerinde çalışan işçilere ait olup, işe iade davasının görülebilmesi için öncelikle dava şartlarının olup olmadığının belirlenmesinin gerektiğini, İş Kanununa göre işe iade davası açabilmesi için ön şartın iş yerinde 30 işçinin çalışması olduğunu, bu kanunun emredici hükmü olup, mahkeme tarafından resen araştırılmasının zorunlu olduğunu,
    Buna göre, kesinleşmiş iki karar aynı işyeri ile ilgili olduğu halde İş Kanunu, Mahkemeler ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından farklı değerlendirilerek iki farklı karar verildiğini,
    Uyuşmazlığın, işe iade davasının görülebilmesi için İş Kanunun 18. maddesinde belirtilen 30 işçi sayısının nasıl belirleneceği noktasında olduğunu, 30 işçi sayısının işverenin hangi iş kolunda çalıştığına bakılmaksızın işçi toplamının mı yoksa davacının çalıştığı iş kolunda çalışmakta olan işçilerin toplamının mı esas alınması gerektiği konusunda olduğunu,
    4857 sayılı kanunun 18. maddesine göre, işe iade davasının açılabilmesi için davalı işyerinin Türkiye genelinde aynı iş kolunda çalışan işçi sayısının en az 30 olmasının dava şartı olduğunu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2018/1555 esas 2018/1478 karar sayılı kararının kanuna uygun olduğunu,
    5235 sayılı kanunun 35/3 bendi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2018/1841 esas 2018/1306 karar sayılı kesin kararı ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2018/1555 esas 2018/1478 karar sayılı kesin nitelikteki kararı arasında uyuşmazlık bulunması nedeni ile uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
    II-... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 11/10/2019 tarih ve 2019/25 sayılı kararı ile;
    “... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 24/09/2018 tarihli ve 2018/1841 esas 2018/1306 karar sayılı kararına konu, ... 6. İş Mahkemesinin 2016/305 esas 2018/262 karar sayılı işe iade davasının davacısının 15.04.2013 - 22.04.2016 tarihleri arasında davalı S.S. ...Tar. Satış Koop. Birliği inde "Birlik Müfettişi" olarak çalışan işçi ile ilgili olduğu ve davalı vekilince, işyeri işçi sayısı açısından iş güvencesi kapsamı dışında bulunduğuna dair bir savunma getirilmediği, kaldı ki davacının "Birlik Müfettişi" olarak çalışması sebebi ile, sadece bağlı bulunduğu genel müdürlükte değil birliğe bağlı her işyerinde görevlendirilme ve görev yapma imkanının bulunduğu; bu sebeple işyerinin sadece genel müdürlük olarak değerlendirilemeyeceği, bu sebeple iş güvencesi kapsamındaki işçi sayısının da genel müdürlük işçi sayısına veya bağlı bulunduğu idari birim kadro sayısına göre belirlenemeyeceği anlaşılmaktadır.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 18/09/2018 tarihli ve 2018/1555 esas 2018/1478 karar sayılı kararına konu ... 15. İş Mahkemesinin 2017/242 esas 2018/291 karar sayılı işe iade davasının davacısının ise 11.07.2016-17.03.2017 tarihleri arasında İç Satışlar ve Satış Mağazaları müdürü olarak çalışan işçi ile ilgili olduğu yargılama sırasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 29.06.2017 tarihli cevabi yazısı ve ekindeki belgelere göre fesih tarihi olan 17.03.2017 tarihinde davalıya ait Türkiye genelinde aynı iş kolundaki (..., Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar) işyerlerinde çalışan işçi sayısının (4+1+19) 24 olduğu ve en az 30 işçi koşulunun bulunmadığı tespit edildiğinden davanın reddine dair verilen karara karşı davacı yanca yapılan istinaf itirazının ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
    Davalı S.S. ...Tarım Satış Kooperatifleri Birliği vekili tarafından cevap dilekçeleri ile, davacının çalıştığı işyerinin, ..."e bağlı diğer işyerlerinden farklı iş koluna tabi olduğu, bu sebeple bu işyeride çalışan işçilerin sayısının 30"un altında olması sebebi ile davacının iş güvencesi kapsamı dışında olduğu savunulmamış olmakla birlikte; ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 18/09/2018 tarihli ve 2018/1555 esas 2018/1478 karar sayılı kararına konu ... 15. İş Mahkemesinin 2017/242 esas 2018/291 karar sayılı işe iade davasında iş kolu bazında işçi sayısının araştırıldığı ve sonuca göre davacılardan birisi hakkında davanın reddine karar verildiği halde, diğer davanın davacısı açısından iş kolu bazında işçi sayısının araştırılmadan davanın kabulü yönünde karar verilmesinin çelişki ve uyuşmazlık yarattığını ileri sürerek uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiş ise de;
    Açıklandığı gibi, her iki davanın davacılarının görevinin niteliği ve görev yerleri farklı olduğu açıktır.
    Diğer taraftan 4857 SY"nın "Feshin geçerli sebebe dayandırılması" başlıklı 18. maddesinde; "Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
    ....
    İşçinin altı aylık kıdemi, aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süreler birleştirilerek hesap edilir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir." denilmiştir."
    Yasa koyucu, bu düzenleme ile (işletme değil) işyeri düzeyinde işçi sayısını esas alarak "Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde" çalışan işçileri iş güvencesi kapsamına almış, ancak işverenin, işçilerin sayısını 30"un altında tutacağı birden fazla işyerinde çalıştırarak iş güvencesi kapsamından çıkartılmasını engellemek amacı ile, işverenin birden fazla işyerinin bulunması halinde, iş yerinde çalışan işçilerin iş güvencesi kapsamında bulunup bulunmadığını belirlemek açısından aynı iş kolundaki işyerlerinde çalışan işçilerin toplam sayısının esas alınması gerektiğini hüküm altına almıştır.
    6356 SY"nın 4/2. maddesi gereğince "Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin girdiği işkolundan sayılır."; anılı yasanın 5. Maddesinde: "(1) Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Bakanlıkça yapılır. Bakanlık, tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. .." denilmiş olup, buna göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca, 17.03.2017 tarihli işkolu tespitinde davalıya ait Türkiye genelinde aynı iş kolundaki (..., Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar) işyerlerinde çalışan işçi sayısının tespitinde 6356 SY"nın 4/2. Maddesine göre davalı birliğin, değişik işyerlerinde çalışan idari kadroları, asıl işe yardımcı işler olması sebebi ile, asıl işin girdiği işkolundan sayarak, bu çalışanların davacının çalıştığı işyeri ile aynı iş kolunda çalıştığı yönünde bir değerlendirme yapmamıştır. Bununla birlikte yasa koyucunun işverenin, işçilerin sayısını 30"un altında tutacağı birden fazla işyerinde çalıştırarak iş güvencesi kapsamından çıkartılmasını engellemek amacı ile, işverenin birden fazla işyerinin bulunması halinde, iş yerinde çalışan işçilerin iş güvencesi kapsamında bulunup bulunmadığını belirlemek açısından aynı iş kolundaki işyerlerinde çalışan işçilerin toplam sayısının esas alınması gerektiğini hüküm altına aldığı dikkate alındığında, fiilen ..., Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar işlerinde çalıştıkları (ve toplam sayılarının 30"un üzerinde olduğu) halde farklı işyerlerine dağıtılmaları sebebi ile asıl işe bağlı olan iş kolundan olarak değerlendirilmeleri sebebi ile İdare kadroların bir kısmının iş güvencesi kapsamında değerlendirilmesi yasa koyucunun güttüğü amaca aykırıdır.
    Davalı S.S. ...Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, Genel Müdürlük (... .../...), ... İncir İşletme ve Depolama Müdürlüğü (... ...) ve ... Fabrikası Şefliği (.../...-...) olmak üzere idari birimleri ve ayrıca kooperatiflerinin de bulunduğu, yine kooperatif üyelerinden toplanan tarım ürünlerinin işlenip şatışa sunulacak ürünler haline getirilerek ... Satış mazalarında satışa sunulduğuna göre üretim ve satışa yönelik olarak da çalışanlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca birliğe bağlı il ve ilçe kooperatiflerinde çalışan idari kadrolarında bulunduğu açıktır. Davalı şirketin birden fazla idari biriminin bulunduğu anlaşılmış olup, davalı yanca bu birimlerin birbiri ile ilişkisini gösterir bir organizasyon şeması sunulmamıştır. Bununla birlikte tüm işyerlerinde çalışan idari kadroların belli bir koordinasyon ve bağımlılık olmaksızın çalıştığı da düşünülemez. Bu sebeple 4857 SY"da yer alan işkolu kapsamının, 6356 SY"da yer alan işkolu kavramının sınırından daha geniş değerlendirilerek işverene bağlı işyerlerinde fiilen yaptıkları işin aynı iş kolu kapsamında kalması halinde tüm işyerlerinde aynı veya benzer görev yapan işçi sayısına göre değerlendirme yapılması gerektiği, böylece işverenin aynı kadroda, asıl iye yardımcı iş yapan personelin bir kısmını iş yerleri arasında dağıtarak, bir kısmını ise sadece bağlı bulundukları iş kolunda görev yapacakları ayrı bir işyerinde tutarak çalışanlarının bir kısmını iş güvencesi dışında bırakmasının da önüne geçilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
    Kaldı ki davalı birliğin idari kadrolarında çalışanlar açısından Yargıtay 22. Hukuk Dairesinden geçerek kesinleşen işe iade kararları mevcuttur.
    S.S. ...Tarım Satış Kooperatifleri Birliği bünyesinde bulunan ... İncir İşleme ve Depolama Müdürlüğünde personel ve muhasebe şefi olarak çalışan ve iş akdi 13/02/2013 tarihinde feshedilen işçi ile ilgili ... 10. İş Mahkemesi"nin 2013/177 Esas 2013/566 Karar nolu, işe iade davasının kabulüne dair kararı Yargıtay 22. Hukuk Dairesi"nin 2014/3980 Esas, 2014/4807 karar nolu ve 04.03.2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
    Yine davalıya ait birliğin ... Fabrikası işyerinde personel bölümünde personel memuru olarak çalışan, ve iş akdi 28.2.2011 tarihinde feshedilen işçi ile ilgili ... 7. İş Mahkemesi"nin 2012/398 Esas 2013/10722 Karar nolu, işe iade davasının kabulüne dair kararı Yargıtay 22. Hukuk Dairesi"nin 2013/10071 Esas, 2013/10722 karar nolu ve 13.05.2013 tarihli kararı ile (işletmesel sebep ile yeterli araştırma yapılmaması sebebi ile bozulmuş ise de, işçi sayısı açısından iş güvencesi kapsamında olmadığı yönünde bozma yapılmamıştır.
    Öte yandan yine ... 7. İş Mahkemesi"nin 27/05/2013 tarih 2012/212 E-2013/351 K sayılı alacak davasına ilişkin kararında S.S. ...Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, S.S. ... Tar. Satış Koop. birl. ; ve ... T.S.K.B asıl işveren olarak alt işveren şirket ile birlikte davalı gösterilmiş yapılan yargılama sonucunda davacının kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve verilen karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 11.12.2014 tarih ve 2014/23868 E 2014/35309 sayılı ilanı ile onanarak kesinleşmiş olup, Tarişe Bağlı S.S. ...Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, S.S. ... Tar. Satış Koop. birl. ; ve ... ve .... T.S.K.B 2005 yılından itibaren ayrılma kararı almış olmasına rağmen, sözkonusu karar ile ... bünyesinde görev yapan bir taşeron işçisinin alacaklarından ..."e bağlı üç farklı kooperatifler birliğinin birlikte sorumlu olduğunun kabul edildiğine göre Yargıtay tarafından da birliğin işçilere karşı sorumluluk açısından bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğinin kabul edildiği, buna göre işçi sayıları da belirlenirken Tarişe bağlı Kooperatifler birliklerinin çalışanlarının tamamının sayısı üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği de değerlendirilmelidir.
    Bu nedenle, her iki davanın davacılarının görevinin niteliği ve görev yerleri farklı olması sebebi ile uyuşmazlık olduğundan bahsedilemeyecek olmakla birlikte, ileride açılacak davalarda farklı kararlara sebebiyet vermemek açısından ve içtihat farklılığının giderilmesi talep dilekçesi ve eklerinin Yargıtay 22. Hukuk Dairesi "ne gönderilmesine, ... Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 4857 SY"da yer alan işkolu kapsamının, 6356 SY"da yer alan işkolu kavramının sınırından daha geniş değerlendirilerek işverene bağlı işyerlerinde fiilen yaptıkları işin aynı iş kolu kapsamında kalması halinde tüm işyerlerinde aynı veya benzer görev yapan işçi sayısına göre değerlendirme yapılması gerektiği, ve ... Kooperatifler Birliği açısından, iş güvencesi yönünden işçi sayısının birliğe bağlı tüm kooperatif işyerleri esas alınarak belirlenmesi gerektiği yönünde oy birliği ile kanaate varılmıştır.
    Av. ... tarafından sunulan uyuşmazlığın giderilmesi talepli dilekçesinde belirtilen kararlar arasındaki çelişkinin giderilmesinin gerekip gerekmediği hususunun takdir edilerek ifası için uyuşmazlığın giderilmesi talep dilekçesi ve eklerinin Yargıtay 22. Hukuk Dairesi "ne gönderilmesine”
    Karar verilmiştir.
    III-BAŞVURU KONUSU ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİNİN 2018/1841-2018/1306 E.K. SAYILI DOSYASI
    A)Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin 15.04.2013 tarihinden itibaren davalı S.S. ...Tar. Satış Koop. Birliği inde "Birlik Müfettişi" olarak çalışmaya başladığını, iş akdinin 22.04.2016 tarihinde birliğin tasarruf tedbirleri kapsamında giderlerin azaltılması çalışması yapılması, yürütülen iş ve işlemlerde yeterli verim almamama gerekçesi ile ihbar ve kıdem tazminatı ödenmek suretiyle feshedildiğini, davacının iş akdinin haksız ve kötü niyetle feshedildiğini, davacının 1993-2010 yılları arasında ... İncir, Üzüm, Pamuk ve Zeytinyağı Birliklerinin teftiş kurullarında Müfettiş olarak görev yaptığını, 2010 yılında yönetim değişikliğinden sonra iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    B)Davalı (S.S ...Tarım Satış Kooperatifleri Birliği) Cevabının Özeti:
    Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    İlk Derece Mahkemesince özetle; ... kayıtları çerçevesinde işyerinde 30 işçiden daha fazla sayıda işçi çalıştığı tespit edildikten sonra tüm değerlendirmeler kapsamında davalı birlik tarafından yapılan feshin son çare ilkesine uygun yapılmadığı kaanaatine varılarak açılan işe iade davasının kabulüne ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine özetle;
    “İşe iade ve yasal sonuçlarına ilişkin davada; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
    Davacının iş güvencesi kapsamında olduğu ve davanın yasal bir aylık süresinde açıldığı mahkemece usulünce tespit edilmiştir.
    Davacının iş akdinin, davalı işveren tarafından "... Birliğimizce tasarruf tedbirleri kapsamında giderlerin azaltılması çalışması yapılması, yürütülen iş ve işlemlerde yeterli verim alınamadığından ve uygulanmakta olan tasarruf tedbirleri çerçevesinde..." şeklindeki fesih bildirimiyle sonlandırıldığı, ..."na davacının işten ayrılış nedeninin, davalı şirket tarafından kod "04" (Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi) olarak bildirildiği görülmüştür.
    ... kayıtlarından, davacının iş akdinin feshi tarihinde davalı birlikte 493 işçi çalıştığı, davalının işçi sayısına yönelik istinafının yerinde olmadığı,
    Bilirkişi heyet raporu ve diğer tüm delillerden birlik tarafından yapılan fesihte son çare ilkesine uygun davranılmadığı,
    Fesih bildiriminde davacının iş ve işlemlerde yeterli verim gösterememesi de fesih nedeni olarak gösterilmiş ise de davacının buna ilişkin savunmasının alınmadığı anlaşılmıştır.
    Tüm dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı”
    gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİNİN, 2018/1555-1478 E.K. SAYILI KARARI
    A)Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının davalıya ait işyerinde 11.07.2016-17.03.2017 tarihleri arasında İç Satışlar ve Satış Mağazaları müdürü olarak çalıştığını, iş akdinin iş sözleşmesinin C maddesi gereğince geçersiz olarak feshedildiğini idida ederek işveren tarafından yapılan fesih işleminin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine ve işe iadenin mali sonuçlarına karar verilmesini talep etmiştir.
    B)Davalı (S.S ...Tarım Satış Kooperatifleri Birliği) Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının iş akdinin belirli süreli olması nedeniyle işe iade davası açma koşulunun bulunmadığını, iş akdinin hizmet sözleşmesinin C maddesindeki işverenin süre sona ermeden ve herhangi bir neden bildirmeden işveren tarafından tek taraflı feshedebileceği yönündeki hükmü gereğince geçerli nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    İlk Derece Mahkemesince özetle;
    “Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacının ... kayıtları ile davalı tarafça ibraz edilen işyeri kayıtları incelenmiştir.
    Davacı tarafından açılan dava, davalı işverenin yaptığı iş akdinin feshi işleminin geçersizliğinin tespiti ile işe iadenin mali sonuçlarına karar verilmesine ilişkindir.
    4857 sayılı İş Kanununun 18. maddesinin 1. fıkrasına göre “ Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.”
    Aynı maddenin 3. fıkrasına göre “İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir.”
    Belirtilen madde hükmüne göre işe iade davası açılabilmesi için davalı işverinin Türkiye genelinde aynı iş kolunda birden fazla işyerinde çalışan toplam işçi sayısının en az 30 işçi olması dava şartlarındandır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 29.06.2017 tarihli cevabi yazısı ve ekindeki belgelere göre fesih tarihi olan 17.03.2017 tarihinde davalıya ait Türkiye genelinde aynı iş kolundaki (..., Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar) işyerlerinde çalışan işçi sayısının (4+1+19) 24 olduğu ve en az 30 işçi koşulunun bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir”
    gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı :
    Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine özetle;
    “4857 sayılı İş Kanununun 18/3 maddesine göre, işverenin aynı iş kolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde işyerinde çalışan işçi sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. Bilindiği üzere işe iade davası açılabilmesi için davalı işverenin Türkiye genelindeki aynı iş kolunda faaliyet gösteren tüm işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısının en az 30 işçi olması gerekliliği dava şartıdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı" nın yazı cevabına göre davacının davalı iş yerinde çalıştığı ..., büro Eğitim ve Güzel Sanatlar İş kolunda çalışan Türkiye genelindeki tüm işçi sayısının fesih tarihi itibari ile 24 olduğu en az 30 işçi olması gerektiğine ilişkin dava şartının bulunmadığı bu nedenle davacı işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı mahkemenin redde ilişkin kararının yerinde olduğu”
    gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    V-GEREKÇE
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 18 inci maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde 30 ve daha fazla işçi çalıştırılması gerekir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan işçi sayısına göre belirlenir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre, işverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Yine aynı Kanun’un 18 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir.
    Otuz işçi sayısının belirlenmesinde belirli-belirsiz süreli, tam- kısmi süreli, daimi-mevsimlik iş sözleşmesi ile çalışanlar arasında bir ayırım yapılamaz. Fesih bildirimin yapıldığı tarihte 30 işçi sayısının tespitinde göz önünde bulundurulacak işçinin iş sözleşmesinin devam etmekte olması yeterli olup, ayrıca fiilen çalışıyor olması gerekmemektedir. Ancak hastalık, iş kazası, gebelik yada normal izin ve benzeri nedenlerle ayrılan işçi yerine bu süre için ikame işçi temin edilmiş ise, 30 işçi sayısında ikame edilen işçi dikkate alınmayacaktır. Konumu itibarıyla güvence kapsamı içerisinde olmayan işveren vekillerinin ve yardımcılarının da işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınması gerekir.
    Fesih bildirim tarihinden önce iş sözleşmesi feshedilen, bu sebeple feshin geçersizliği davası açıp, lehine feshin geçersizliğine karar verilen işçinin işverene işe başlatılması için başvurusu halinde, adı geçen işçinin de 30 işçi sayısında değerlendirilmesi gerekir. Böyle bir durumda feshin geçersizliğine ilişkin dava sonuçlanmamış ise, bekletici mesele yapılarak sonucu beklenmelidir.
    Özellikle grup şirketlerinde ortaya çıkan bir çalışma biçimi olan birlikte istihdam şeklindeki çalışmada, işçilerin bir kısmı aynı anda birden fazla işverene ve birlikte hizmet vermektedirler. Daha çok yönetim organizasyonu kapsamında birbiriyle bağlantılı olan bu şirketler, aynı binalarda hizmet verebilmekte ve bir kısım işçiler iş görme edimini işverenlerin tamamına karşı yerine getirmektedir. Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynı şahıs tarafından yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı işyerinde verilen muhasebe, güvenlik, ulaşım, temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlere karşı verilmiş olması buna örnek olarak gösterilebilir. Bu gibi bir ilişkide, tüm şirketlere hizmet veren işçiler ile sadece davalı şirkete hizmet veren işçilerin 30 işçi kıstasında dikkate alınması gerekir. İşçi tüm şirketlere hizmet ediyor ise, o zaman tüm şirketlerdeki işçi sayısı dikkate alınmalıdır.
    Uyuşmazlık konusu Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına konu iki dava da işe iade istemine ilişkindir. Davalı S.S. ...Tarım Satış Kooperatifleri Birliği işvereni yanında çalışmakta iken iş sözleşmesi feshedilen iki işçinin açtığı işe iade davalarından ilkinde davanın kabulüne karar verilmiş iken, diğer davada ise fesih tarihinde işyerinde çalışan işçi sayısının otuzun altında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında meydana gelen uyuşmazlık, iş güvencesi şartlarından birisi olan otuz işçi kıstası bakımından, davalı S.S. ...Tarım Satış Kooperatifleri Birliği işvereni yönünden, sadece Birlik işverenine ait aynı işkolunda yer alan işyerleri dikkate alınarak mı sonuca gidilmesi gerektiği yahut Birliği oluşturan kooperatifler de dikkate alınarak mı sonuca gidilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
    Bu noktada tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin hukuki niteliğinin değerlendirilmesi zorunludur.
    4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun’un 1 inci maddesi;
    “Bu Kanunun amacı; tarım satış kooperatif ve birliklerine ilişkin hükümleri düzenlemek, bu kuruluşların kooperatifçilik ve kurumsal yönetim ilkelerine uygun olarak yönetilmelerini, özerk, güçlü ve bağımsız mali yapıyla piyasa koşullarında etkin, verimli ve sürdürülebilir bir şekilde faaliyet göstermelerini sağlamak ve tarım satış kooperatifçiliğini güçlendirmektir.
    Üreticiler; karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle meslekî faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarını sağlamak, ürünlerini daha iyi şartlarla değerlendirmek ve ekonomik menfaatlerini korumak amacıyla, aralarında sınırlı sorumlu, değişir sayıda ortaklı ve değişir sermayeli, tüzel kişiliği haiz tarım satış kooperatifleri kurabilirler.
    Bir tarım satış kooperatifinin kurulabilmesi için en az otuz üreticinin, bir tarım satış kooperatifleri birliğinin kurulabilmesi için en az üç tarım satış kooperatifinin bir araya gelmesi şarttır.
    Kooperatiflerin sermayeleri ortak üreticilerin; birliklerin sermayeleri ise ortak kooperatiflerin taahhüt edecekleri ortaklık paylarından oluşur. Ortaklık şartları, sermaye taahhüt oranı ve miktarları ile sermaye ödeme ve iadelerine ait usul ve esaslar örnek anasözleşmelerde gösterilir.
    Kooperatif ve birliklerdeki ortaklık payları rehin ve haciz edilemez. Ortaklık paylarının devri örnek anasözleşmede belirtilen şartlarla yapılabilir.”
    şeklindedir.
    4572 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre “Birlik ve kooperatif organları genel kurul ve yönetim kuruludur. Yönetim kurulu asıl ve yedek üyeleri genel kurulca seçilir. Birliklerde genel müdür, kooperatiflerde ise müdür veya vekilleri yönetim kurulunun doğal üyesidir. Genel müdür dışındaki birlik yönetim kurulu üyelerinin en az ikisi dört yıllık yükseköğretim kurumlarından mezun ve örnek anasözleşmede belirtilen niteliklere sahip kişiler arasından seçilir.” Aynı maddenin son fıkrasına göre de “Kooperatif ve birliklerde istihdam edilen müdür ve diğer personelde aranan şartlar ile atama, nakil, terfi, görevden alma, kadro ve özlük hakları ile sair esaslar, birlik yönetim kurulunca hazırlanan ve genel kurulca kabul edilen yönetmelikte gösterilir. Birlik ortağı olmayan kooperatiflerde söz konusu yönetmelik, yönetim kurulu tarafından hazırlanır ve genel kurulun onayı ile yürürlüğe girer. Kooperatiflerde müdürün en az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından mezun olması şarttır.”
    Belirtilen mevzuat hükümleri karşısında ifade etmek gerekir ki, her bir tarım satış kooperatifi ve kooperatiflerin bir araya gelmesi ile oluşturulan birliklerin tüzel kişiliği haiz farklı bir işveren olduğu tartışmasızdır. Bu itibarla ilke olarak, davalı S.S. ...Tarım Satış Kooperatifleri Birliği tüzel kişiliği haiz bir işveren olduğundan, kendisini oluşturan kooperatifler ve diğer kooperatif birliklerinin otuz işçi kıstası açısından dikkate alınması düşünülemez. Bu itibarla kural olarak, iş güvencesi şartlarından birisi olan otuz işçi kıstası bakımından sadece S.S. ...Tarım Satış Kooperatifleri Birliği işverenine ait aynı işkolunda yer alan işyerleri dikkate alınarak sonuca gidilmelidir.
    Mevzuat bakımından hâl böyle olmakla birlikte, dosya içerikleri gözetildiğinde, somut uyuşmazlık konusunda duraksamaya yer vermeyecek bir sonuca ulaşabilmek için, kooperatifler ve birlikler arasındaki idari ve organizasyonel bağlantının net bir şekilde belirlenmesi için araştırma yapılması, işçi alma ve işçilerin iş sözleşmelerinin feshedilmesi yetkisinin kullanımı noktasında fiili olarak ne şekilde bir uygulama icra edildiğinin araştırılması, işçilerin özlük haklarını kullanırken kooperatifler ve birlik tarafından yetki kullanım durumunun belirlenmesi, kooperatifler ve birlikler arasında işçi naklinin olanaklı olup olmadığının ve şartlarının araştırılması, işçiler bakımından birlikte istihdam olgusunun mevcut olup olmadığının araştırılması ve bu suretle toplanacak deliller değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
    Açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre, uyuşmazlığın giderilmesi yolu ile belirtilen şekilde araştırma yapılması olanaklı olmadığından, mevcut durumda kuşkuya yer bırakmayacak bir sonuca ulaşabilmek olanaklı değildir.
    Tüm bu açıklamalar karşısında, uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
    VI-SONUÇ
    ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 11/10/2019 tarih ve 2019/25 sayılı kararına istinaden iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına, 03/12/2019 günü oybirliği ile kesin olarak karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi