22. Hukuk Dairesi 2016/24030 E. , 2019/22319 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 11.08.2009 tarihinde mağaza sorumlusu olarak işe başladığını, daha sonra da bölge sorumlusu olarak işe devam ettiğini, iş sözleşmesinin fehsedildiği 15.12.2014 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, fazla çalışma yapmasına rağmen ücretinin davalı tarafından ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, işyerinde vardiya usulü çalışma yapıldığını, davacının hizmet sözleşmesinde belirtildiği üzere denkleştirme esasına uygun olarak çalıştığını, ayrıca pozisyonu itibariyle kendi çalışma saatlerini düzenleme yetkisini haiz olduğunu, bu sebeplerle fazla çalışma ücretine hak kazanamadığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir. İşçiye her ay ödenen ücret içinde fazla çalışmaların bir kısmının yer aldığı taraflarca kabul edildiğine göre 270 saatin 12 aya bölünmesi sonucu belirlenen 22.5 saat, her ay için kanıtlanan fazla çalışma süresinden indirilmelidir.
Somut olayda, davacı davalı işyerinde bir süre mağaza sorumlusu, ardından bölge sorumlusu olarak çalışmış olup, çalışma süresi içerisinde sürekli bir şekilde fazla mesai yaptığı iddiasıyla fazla çalışma alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundda, dinlenen tanık anlatımlarına göre davacının görev yeri ve pozisyonu da dikkate alınarak dönemler halinde, 11.08.2009 - 10.04.2011 tarihleri arasında haftalık 11 saat, 11.04.2011 - 31.01.2012 tarihleri araısnda haftalık 18 saat, 01.02.2012-15.12.2014 tarihleri arasında haftalık 17 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmek suretiyle fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır. Her ne kadar davalı tarafından davacının bölge sorumlusu olduğu ve davacının pozisyonu itibariyle kendi çalışma saatlerini düzenleme yetkisini haiz olduğu iddia edilmiş ise de, davalı tanıkları dahi beyanlarında davacının ... satış müdüründen emir ve talimat aldığını beyan ettiklerinden davacının kendi çalışma saatlerini düzenleme yetkisini haiz olduğu iddiası ispatlanmış değildir. Ancak, taraflar arasındaki 11.08.2009 tarihli iş sözleşmesinin "Sözleşmenin Genel Şartları" başlıklı II. kısmının 1. maddesinde, kararlaştırılan ücrete fazla mesaiye ilişkin ücretlerin de dahil olduğu, personelin fazla mesai ücreti adı altında bir talepte bulunamayacağı belirtilmektedir. Yargıtay içtihatlarına göre, aylık ücrete fazla mesai ücretinin dahil olduğu durumlarda yılda 270 saati aşan fazla çalışmalar için ücret talep edilebilecektir. Bu sebeple davacının iş sözleşmesindeki düzenleme gereği yılda 270 saat fazla çalışmanın ücrete dahil olduğunun kabulü ile yıllık 270 saati aşan çalışmalar için fazla mesai ücreti hesaplanması gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kabul edilen çalışma saatleri ve fazla çalışma süreleri tanık anlatımlarına ve işin niteliğine uygun ise de; yılda 270 saat fazla çalışmanın ücrete dahil olduğunun kabulü ile yıllık 270 saati aşan çalışmalar için fazla mesai ücreti hesaplanması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.