22. Hukuk Dairesi 2016/24046 E. , 2019/22374 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının yasal çalışma süresinin üzerinde çalıştığını buna rağmen alacaklarının ödenmediğini bu nedenle iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Savunmasının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı yasal süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe :
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının fazla çalışma alacağına ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, dosya içerisinde bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenmiş 12.10.2011 tarihli ifade tutanağında davacının “ödenmeyen mesai ücretimiz bulunmamaktadır.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir. Davacının bu beyanına göre 12.10.2011 tarihine kadar fazla çalışma ücretinin ödendiğinin kabulü gerekmektedir. Diğer yandan, davacı tanık olarak dinlendiği ... İş Mahkemesi 2014/437 E. sayılı dosyada, 25.03.2015 tarihinde “Bu günden itibaren geriye doğru son 2-3 yıldır 3 vardiya halinde çalışıyoruz ancak ara ara yine 12 saat çalıştığımız oluyor” şeklinde beyanda bulunmuştur. Buna göre 12.10.2011 tarihinden sonraki dönem için fazla çalışma alacağına ilişkin yöntemince yapılacak hesaplamada davacının bu beyanının da dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemece bu hususlar dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu da taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 47 nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacı işyerinde ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma olduğunu iddia etmekte, davalı taraf çalışma olduğunda alacakların ödendiğini savunmaktadır. Mahkemece çalışmanın ispatlanamadığı gerekçesiyle bayram ve tatil çalışma alacaklarının reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında dinlenen tanıklar dini bayram günleri ile bu bayramların arefe günlerinde tatil yapıldığını, diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde pazar günü dışında başka bir güne denk gelirse çalışıldığını beyan etmişlerdir. Bilirkişi tarafından bu doğrultuda hesaplama yapılmış ve alacak belirlenmiş, ancak bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığında izin verilmiş olması gerekçesiyle red yönünde tespit yapılmıştır. Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma hususu yazılı delille ispatlanamadığı takdirde tanık beyanları ile ispatlanabilmekle birlikte kanundan doğan bir ücret alacağı olmakla karşılığında başka bir hakkın sunulduğu iddiası alacağın varlığını ortadan kaldırmayacaktır. Bu anlamda çalışılan günler karşılığı izin verilmesi alacak talebini red sonucu doğurmayacaktır. Mahkemece bu yönden hatalı değerlendirme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.