Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6714
Karar No: 2018/1236

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/6714 Esas 2018/1236 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/6714 E.  ,  2018/1236 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine temsilcisi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında dava konusu ...köyü, 201 ada 12 parsel sayılı 40478,91 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde belgesiz zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tespit edilmiştir.
    Davacı Hazine, davaya konu taşınmazın imar ve ihya edilmediği, taşlık, kayalık ve çalılık niteliğinde devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu ... köyü 201 ada 12 sayılı parselin teknik bilirkişilerin raporunda (A1) harfi ile gösterilen 4282,84 m2 ve (A2) harfi ile gösterilen 558,18 m2 yüzölçümündeki bölümlerinin orman niteliğinde Hazine adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen 35637,89 m2 yüzölçümündeki bölümün tespit gibi tesciline, karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.04.2010 tarih, 2010/1424 E. - 4953 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında: ""Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli görülmemiştir. Şöyle ki; Orman Yönetimi tarafından dosyaya gönderilen aplikasyon krokisinin incelenmesinde, 222 ada 2 numaralı kadastro parselinin bulunduğu yerin krokide 189 numaralı zeytincilik parseli, kuzeydeki 1 ve 20 numaralı kadastro parsellerinin bulunduğu yeri 187 numaralı zeytincilik parseli ve yine 8 numaralı kadastro parselinin bulunduğu yerin, 181 numaralı zeytincilik parseli, 21 numaralı kadastro parselinin bulunduğu yerin 179 numaralı zeytincilik parseli olarak işaretlendiği, 3 ve 19 numaralı kadastro parsellerin bulunduğu yerin 192 numaralı zeytincilik parseli olarak işaretlendiği gözlenmiş olup, buna göre, yörede 1941 yılında 3116 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu yapıldıktan sonra orman sınırı içinde bırakılan yerlerden 1950 yılından sonra 5373 sayılı Kanun hükümlerine göre zeytincilik parselasyonu yapılarak dağıtıldığı izlenimi uyanmaktadır. Mahkemece dosyaya getirtilen haritaların kroki mahiyetinde olduğu, 3116 sayılı Kanun hükümlerine yapılan orman kadastrosuna ilişkin orijinal orman kadastro haritasının tamamının ve yörede yapıldığı anlaşılan zeytincilik dağıtımına ilişkin parselasyon harita ve belgelerinin getirtilerek ,zeytincilik parsellerinin 3116 sayılı Kanuna göre düzenlenen orijinalinden fotokopi orman kadastro haritası getirtilerek üzerinde gösterilmediği, 187, 189, 192, 181 ve 179 numaralı zeytincilik parsellerinin kimlere tahsis edildiği, tahsis edilmiş ise imar ve ihya koşullarının oluşup, tevziatın tamamlanıp tamamlanmadığı, dağıtılan zeytincilik parselleri hakkında tapu kaydı oluşup oluşmadığı ise dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.
    Tarım Bakanlığının tüm valilik ve kaymakamlıklara gönderilen 8/5/1963 gün ve 1329/1 sayılı yazıda (3573 ve 6777 sayılı kanunlar gereğince (1961 tarihli) Anayasanın 37 ve 131. maddeleri karşısında devlet ormanlarından yabani zeytinlik ,menengiçlik,harnupluk sahalarının ayrılamayacağının bildirildiği, her kanunun yürülüğü döneminde ilgili bulunduğu uyuşmazlıklarda uygulanmasının vazgeçilmez bir kural olduğu, (HGK"nın 9/3/1988 gün 1987/2-860-232 ve 23/11/1988 gün 1988/1-825-964 ve 13/10/2004 gün 2004/10-528-533 ve 8/11/2006 gün 2006/14-701-698 sayılı kararları), Devlet ormanlarından zeytinlik tespit ve tefrikinin, ormanların özel mülke konu olamayacağı ve daraltılamayacağı hakkındaki, Anayasanın 37 ve 131. maddesine aykırı olduğu, 11/6/1958 gün 1958/8-7 sayılı İBK. ile (Deliceliklerin para ve emek harcanarak zeytinlik durumuna getirilmesinin imar ve ihya sayılacağı kabul edilmiş ise de bu içtihatta orman olmayan taşınmazların sözkonusu olduğu,1970, 1974, 1984, 1986 ve 2004 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliklerinin tümünde “3573 sayılı Kanun ile bu Kanunu değiştiren 6777 sayılı Kanuna göre Devlet Ormanlarından tefrik edilmiş, zeytinlik, sakızlık ve harnupluk sahalar için tevzi işlemleri yapılmamış ise Devlet Ormanı olarak sınırlandırılır.” hükümlerinin mevcut olduğu, yine 6831 sayılı Kanunun 05/11/2003 gün ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesinde "evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların orman kadastrosunun orman kadastro komisyonunca yapılacağının" hükme bağlandığı; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/02/2008 gün ve 2008/20-157 Esas - 2008/194 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere delicelik ve yabani zeytinlerin aslının orman ağacı olduğu, ancak 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun “hükümlerine göre yetkili makamlarca zeytincilik parseli olarak tahsis edilmesi, daha sonra da imar-ihya koşullarının oluştuğu belirlenerek temlik kararı verilmesi ya da verilen bu temlik kararı uyarınca tapu kaydı oluşturulması durumunda o yerin orman sayılmayacağına, (HGK 2008/20-157-194) göre, zeytincilik parsellerinin dağıtılıp imar ve ihya koşullarının tamamlandıktan sonra kişiye tahsis ve temlikinin yetkili makamlarca yapılmak suretiyle tapu kaydının oluşturulması halinde o yerin Hazinenin mülkiyetinden çıkacağı ve orman sayılmayacağı, aksi takdirde dağıtım ve tahsis yapılmamış ve tapu oluşmamışsa,öncesi itibarıyla orman sınırı içinde kalması nedeniyle orman olmaya devam edeceğinden bu yönde araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz."" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararı sonrası davanın reddine dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1941 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 07/06/2002 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması ile 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9/son. maddesi uyarınca yapılıp 28/02/2008 tarihinde ilan edilen fenni hataların düzeltilmesini ilişkin çalışma vardır.
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna uygun değildir. Şöyle ki, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu yönünde hüküm kurulmuşsa da zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı hususunda ziraat bilirkişisi aracılığıyla bir araştırma yapılmamıştır. Nitekim Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.04.2010 tarih, 2010/1424 E. - 4953 K. sayılı bozma kararı öncesi yapılan keşif neticesinde alınan ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın (A1) ve (A2) kısımlarının %30 eğimli, büyük bir bölümünde delice ağırlıklı maki bitki örtüsünün bulunduğu, dik eğimli, taşlık, VI. Sınıf tarım alanı olduğu ve taşınmazın tarım alanına dönüştürmeye yönelik hiç bir işlem olmadığı bu nedenle Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilmiş olup bozma sonrası ziraat bilirkişisi aracılığıyla keşif yapılmadığı gibi dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı husunda bir değerlendirmede yapılmamıştır. Bu nedenle, mahkemece yeniden keşif yapılarak taşınmazın tamamı üzerinde imar ihyanın gerçekleşip gerçekleşmediği taşlık, kayalık ve tarıma elverişli olmayan kısımlar belirlenip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
    O halde önceki bilirkişiler dışında seçilecek fen ve ziraat mühendisleri aracılığıyla mahallinde yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan bölgede ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları, fen ve ziraat mühendisleri huzuruyla dinlenmeli, yerel bilirkişiler ve tanıklardan zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; kadastro tespit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, varsa komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, gerçek kişiler adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 20/02/2018 günü oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi