4. Hukuk Dairesi 2017/3339 E. , 2017/5794 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/06/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminatın reddine, manevi tazminatın kısmen kabulüne dair verilen 03/11/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarının ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Davacının maddi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine dair verilen 12/05/2014 tarihli ilk karar davacı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 01/10/2015 gün, 2014/12738 esas, 2015/10478 karar sayılı ilamı ile davacının öteki temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, manevi tazminat istemi yönünden karar bozulmuş, mahkemece verilen maddi tazminata ilişkin ilk karar kesinleşmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen 03/11/2016 tarihli kararda, yeniden maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda maddi tazminat yönünden daha önce verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, bozma öncesi verilen hükmün yeniden kurulması ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Davalının temyiz itirazlarına gelince;
Davacı, Almanya"da yaşayan davalı ile evlendiklerini, dil yasağı çıktığı için davalının yanında gidemediğini, Almanca kurslarına katılıp, bir süre misafir olarak Almanya"ya davalının yanına gittiğini, kursları tamamlayıp Almanya"ya gitmek için başvuruda bulunduğunda davalı eşinin kendisiyle tekrar biraraya gelmek istemediğini söylediğini ve Alman bir bayan ile birlikteliği olduğunu iddia ederek kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dinlenen tanık beyanları irdelendiğinde, davalının davacıya karşı güvene dayalı ilişkiyi suistimal ettiği sabit görülerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı lehine 17.500,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 49. (6098 sayılı TBK’nın 58.) maddesi gereğince kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olaya gelince; olayın oluş şekli, evliliğin gerçekleştiği sıradaki tarafların yaşları, sosyal statüleri ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazla olmuştur. Davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın (1) numaralı bentte gösterilen nedenle davacı, (2) numaralı bentte gösterilen sebeple davalı yararına BOZULMASINA ve taraflardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 12/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.