20. Hukuk Dairesi 2016/6990 E. , 2018/1268 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler ve davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli Ankara ili,... ilçesi, ...beldesi, ... mahallesinde bulunan133 ada 34 parsel sayılı taşınmaz 45,800,16 m2 yüzölçümünde tarla niteliğinde davacı ... adına; 35 parsel sayılı taşınmaz 22896,15 m2 yüzölçümünde tarla niteliğinde davacı ... adına; 36 parsel sayılı taşınmaz 50790,71 m2 yüzölçümünde tarla niteliğinde davacı ... ve müşterekleri adına tapuda kayıtlıdır.
Davacılar 21/02/2014 açılış tarihli davalarında ayrı ayrı adlarına tapuda kayıtlı taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı halde yörede yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içine alındığını ileri sürerek orman kadastrosunun iptali ile taşınmazların orman sınırları dışına çıkarılmasını istemişlerdir.
Mahkemece her üç dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle davalar birleştirildikten sonra yapılan yargılama sonucu davaların kısmen kabulü ile dava konusu 133 ada 34 parsel nolu taşınmazın bilirkişi heyetinin 29/06/2015 tarihli raporu ve ekindeki krokilerde (A2) harfi ile gösterilen 34009,47 m2’lik alanın orman vasfı ile tespitinin,
-35 parsel nolu taşınmazın (A2) harfi ile gösterilen 21114,97 m2’lik alanın orman vasfı ile tespitinin,
-36 parsel nolu taşınmazın (A2) harfi ile gösterilen 50069,90 m2’lik alanın orman vasfı ile tespitinin iptali bu kısımların orman sınırları dışarısına çıkarılmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler ve davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 1 aylık süre içinde orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1941 yılında 3116 sayılı Kanuna yapılan orman tahditi, 2012 yılında başlanıp 21/01/2014 tarihinde ilan edilen aplikasyon, evvelce sınırlaması yapılmamış yerlerde 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastro çalışması 1951 yılında yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre; çekişmeli taşınmazlar 1951 yılında yapılan tapulama çalışmasında kişiler adına zilyetlikten tespit ve tescil edilmişlerdir. 1941 yılında yapılan orman tahditinde tahdit sınırları dışında bırakılmışlar, 2012 yılında başlanıp 2014 yılında ilan edilen evvelce sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu çalışmasında bilirkişi raporlarında çekişmeli taşınmazların (A1) harfi ile gösterilen kısımları orman sınırları içine alınmış, (A2) harfi ile gösterilen bölümler tahdit dışı bırakılmıştır. Çekişmeli 34, 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazların malikleri tarafından orman içine alınan (A1) harfi ile gösterilen kısımlara yönelik 1 aylık itiraz süresi içinde orman kadastrosuna itiraz davası açılmıştır. Mahkemece zaten orman sınırları dışında olan çekişmeli taşınmazların (A2) harfi ile gösterilen bölümleri hakkında orman kadastrosunun iptali ile orman sınırları dışına çıkarılmalarına karar verilmesi, bilirkişi raporunda hava 1943, 1975 ve 1991 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın (A1) ile gösterilen bölümlerinin
açık alanlarda kaldığı, üzerinde tek ağaçların bulunduğu, tarım arazisi vasfında olduğu belirtilmesine karşın sonuçta orman sayılan yerlerden oldukları belirlemesinde bulunulması nedeniyle taşınmazın orman kadastrosunda orman sınırları içine alınan kısımlarının öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığı hususunda tereddüt oluşmuştur. Eski tarihli memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerindeki nitelikleri tereddüte mahal bırakmayacak şekilde saptanmadığından yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.
Bu nedenle, mahkemece, incelemede ve uygulamada kullanıldığı belirtilen 1943, 1975 ve 1991 tarihli hava fotoğraflarından üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve varsa bu tarihli ortofoto haritaları orman yönetiminden ve tapu kadastro genel müdürlüğünden sorularak getirtilmeli, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir harita mühendisi, bir jeodezi-fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; taşınmazların 1941 yılında yapılan orman tahditindeki durumları duraksamaya yer vermeyecek kesinlikte belirlenmeli, 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; harita mühendisi, jeodezi-fotogrametri mühendisi ve uzman orman bilirkişiler eliyle;( orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritaları, varsa ortofoto haritaları ve (1943, 1975 ve 1991 tarihli) hava fotograflarının ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotografları ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ve hava fotoğraflarının stereoskopik aleti ile üç boyutlu incelenmesi yapılarak taşınmazların niteliği üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, kapalılık oluşturup oluşturmadıkları ve tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişiler ile davalı ... Yönetiminin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.