8. Hukuk Dairesi 2014/3916 E. , 2015/4633 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İflastan doğan istihkak
...ve ... ve müşterekleri aralarındaki İflastan doğan istihkak davasının reddine dair . İcra Hukuk Mahkemesi"nden verilen 29.01.2013 gün ve 816/65 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.11.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... ve asli müdahil vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosyanın eksikliklerin ikmali için mahalline geri çevrildiği, ikmal edilerek gönderilen dosya incelendi, gereği düşünüldü
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili,. İflas Dairesi’nin 2008/2 sayılı dosyasında davacı üçüncü kişi şirketin iş yerinde fiilen tespiti yapılan 1.457.810,00 TL değerindeki emtianın iflas masasına kaydının yapıldığını, söz konusu emtia üçüncü kişi şirkete ait olup borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı müdahil alacaklı vekili, davacı üçüncü kişi ve borçlu şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, şirketlerin unvanları benzer olup aynı alanda faaliyet gösterdiklerini, buna ilişkin .. Ağır Ceza Mahkemesi"nde 2008/332 Esas sayı ile devam eden ceza davasında alınmış ifadelerin bulunduğunu, müflis borçlunun ticari faaliyetini davacı şirket üzerinden yürüttüğünü, alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yapıldığını, diğer yandan davacı tarafın dayandığı ticari kayıtların ve faturaların istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı müflis borçlu adına iflas idaresi, iflas masasına kaydı yapılan mahcuzların bir kısmı ile ilgili açılan istihkak davalarında takip borçlusunun iflasına karar verildiği için, karar verilmesine yer olmadığına, bir kısmı açısından ise davalı alacaklının kabul beyanı doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiğini, müdahale talebinin yerinde olmadığını savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre; müflis borçlu şirketin 05.12.2006 tarihli kararla ayrıldığı faaliyet adresinde, bu kez davacı şirketin 26.03.2007 itibarı ile kurularak faaliyete ./.
başladığı, sonrasında yine borçlunun 05.12.2006 tarihli kararla kapattığı şube adresini kullanmaya başladığı, bilirkişi incelemeleri sonucunda bir kısım mahcuzun sunulan faturalar kapsamında kalmayıp, bir kısmının faturalar kapsamında kalmakla birlikte ticari kayıtlarda yer almadığının belirlendiği, faturalar kapsamında kalanlar açısından da ayırt edici özelliklerin yazılmaması nedeni ile gerekli karşılaştırmanın yapılamadığı, böylece sunulan delillerin istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli kabul edilemeyeceği, diğer yandan üçüncü kişi ve borçlu şirketler arasında organik bağ da bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nun 228. maddesi uyarınca açtığı "iflastan doğan istihkak" davası niteliğindedir.
Davacının istihkak iddiasına itiraz eden alacaklıların dilekçelerinin incelenerek borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağ bulunduğu yönünde sunulan delillerin getirtilmesi, bunların temyiz aşamasında temin edilen ticaret sicil kayıtları ile de karşılaştırılması, bundan sonra organik bağ, muvazaa konularının değerlendirilmesi gerekir. Alacaklılardan mal kaçırmak için danışıklı hareket edilmediği sonucuna varılırsa bu kez davacının sunduğu delillerin mahcuzlara uygunluğunun keşif ve bilirkişi incelemesi ile araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Belirtilen hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine
ve 21.650,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.