3. Hukuk Dairesi 2017/8400 E. , 2018/451 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, muris kocası..."dan kendisine ve çocuklarına intikal eden ... ... Müngen içi mevkii 829 parselde kayıtlı bulunan 7.000 m2 lik elma bahçesi, ... ... Kurbalık mevkii 533 parselde bulunan 3.775. m2 lik tarla, ... ... Kurbalık mevkii 167 parselde bulunan 2690 m2 lik sulak tarla, ... mevkii 286 parselde bulunan 3800 m2 lik tarla, ... mevkii 287 parselde bulunan 9900 m2 lik taşınmazların tarımsal amaçlı olarak kullanılması ve ürünlerin yarı yarıya paylaşılması hususunda kayınpederi ..."a sözlü olarak kiraladığını, kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 01.01.2010 olmak üzere on yıl süreli olduğunu, anlaşma doğrultusunda ... Ziraat Odası ve ... Tarım İlçe Müdürlüğü"nden devlet destekleme yardımı almak amacıyla da 23.03.2010 tarihinde ortaklık sözleşmesinin imzalandığını, davalının dava konusu tarlaları kullanmasına rağmen kira bedellerini ödemediğini belirterek 18.12.2014 tebliğ tarihli ihtarname ile 2010-2011-2012-2013-2014 yıllarına ait dönemsel kira bedellerinin ödenmesi aksi halde sözleşmenin feshedileceği ve tahliye davası açılacağı hususunun ihtar edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile tahkikat sonucunda işin uzmanı bilirkişilerce tam ve kesin olarak tespit edilecek kira alacağından şimdilik 10.000.-TL"nin 01.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının temerrüt nedeni ile kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, aralarındaki sözleşmenin kira sözleşmesi değil ortaklık sözleşmesi olduğunu, 01.01.2010 tarihinde imzalanan ortaklık sözleşmesinin davacının isteği ile 2011 yılında sona erdiğini, 2011 yılından beri dava konusu tarlaların ortaklığını da yapmadığını, 2010 ve 2011 yılında ürünlerden elde ettiği kadarıyla davacının payına karşılık ödemeleri yaptığını, halen dava konusu tarlaların davacının çocukları tarafından kullanıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı tarafından kira sözleşmesinin sözlü olarak yapıldığının belirtildiğini, dinlenen davacı tanıklarının taraflar arasında kira sözleşmesi olup olmadığını bilmediklerini beyan ettiklerini, 23.03.2010 tarihli ortaklık sözleşmesinin ise tarımsal destekten faydalanabilmek amacıyla imzalanması nedeniyle göstermelik bir sözleşme olduğunu, davacı ve davalının eski gelin- kayınpeder olduğunu, bunun dışında aralarında sözlü kira sözleşmesinin bulunduğunun ispat edilemediğini belirterek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
TBK" nun 357. maddesinde" Ürün kirası kiraya verenin, kiracıya, ürün veren bir şeyin veya hakkın kullanılmasını ve ürünlerin devşirilmesini bedel karşılığında bırakmayı üstlendiği sözleşmedir. Ürüne katılmalı kira, kira bedelinin devşirilecek ürünün belli bir oranı olarak kararlaştırıldığı ürün kirasıdır. Bu oran sözleşmeyle kararlaştırılmamışsa, yerel âdete göre belirlenir " hükmü bulunmaktadır.
Olayımıza gelince; Dava dosyasında bulunan her iki tarafın imzasını taşıyan 23.03.2010 tarihli "...arazilerin 01.01.2001 tarihinde 31.12.2020 tarihine kadar tarımsal amaçlı olarak kullanılmak üzere ürünler yarı yarıya olmak üzere iş bu ortaklık sözleşmesi taraflarca kabul edilerek imzalamıştır." şeklinde yapılan yazılı ortaklık sözleşmesinin 6098 sayılı TBK "nun 357/2. maddesindeki ürün kirası hükümlerine tabii olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu ortaklık sözleşmesi üzerinde durulup sözleşmesel ilişkinin ne zaman sona erdiği de tespit edilip tahliye ve alacak talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma, inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.