3. Hukuk Dairesi 2017/8440 E. , 2018/452 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, maliki olduğu taşınmazda davalının 16.05.2011 tarihinden itibaren kiracı olduğunu, kira bedellerini ödemeyen davalıya 03.01.2014 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile 2013 yılı Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ait aylık 460.-TL "den 2300 TL kira bedelinin ödenmesinin ihtar edildiğini, kira bedellerinin ödenmemesi üzerine 26.06.2014 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile birikmiş kira bedeli toplamı olan 2.780.-TL "nin 30 gün içerisinde ödenmesi hususunun ihtar edildiğini, ödemede bulunmayan davalı aleyhine ikame ettiği 04.08.2014 tarihli dava dilekçesinde yedi aylık kira alacağı toplamı 3.330.-TL nin davalıdan tahsilini, kiralanana ihtiyacı olduğunu belirterek davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın TBK 350-352. maddesi uyarınca iki haklı ihtar nedeniyle tahliye ve alacak istemine ilişkin olduğu belirtilerek istemin kabulüne dair verilen hükmün davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 02.07.2015 tarih, 2015/5784 Esas, 2015/6838 Karar sayılı ilamı ile, "....uyuşmazlığın TBK 315. maddesi kapsamında ele alınıp çözüme kavuşturulması ve ayrıca dava dilekçesinde talep edilen 3.330.-TL "den daha fazlası olan 5.790.-TL "ye karar verilerek taleple bağlılık kuralının ihlal edilmiş olması nedeniyle doğru olmadığı " gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, davanın kabulü ile davalının dava konusu kiralanandan TBK "nun 315. maddesi gereğince temerrüt nedeni ile tahliyesine, 4.769.20.-TL kira alacağının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tahliye hükmüne yönelik temyiz itirazları ve ayrıca sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalının, kira bedeli alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK"nın 176.maddesinde (HUMK.83.maddesi) ıslah;
"Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir." olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun müteakip 177.maddesinde (HUMK.84.maddesi) ise, ıslahın tahkikat bitinceye kadar kadar yapılabileceği öngörülmüş olduğundan ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığından, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilme ve bu nedenle bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur.
Nitekim 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde ve sair hususlarda usule müteallik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak imkanını veren ve mahkeme kararına lüzum olmadan tarafların sözlü ve yazılı beyanlarıyla yapılabilen "ıslah"ın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 84. maddesinin açık hükmü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabileceği Yargıtay"ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı açıklanmıştır.
Yine; Yargıtay İçtihadı Birleştime Genel Kurulunun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E.- 2016/1 K.sayılı ilamı ile "Her ne sebeple verilirse verilsin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesine gerek olmadığına" karar verilmiştir.
O halde mahkemece; davalı taraf lehine doğmuş olan usuli kazanılmış hak ile bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı hususları da göz önüne alınarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davalı taraf lehine doğmuş olan kazanılmış usuli hak göz önüne alınmaksızın bozmadan sonra yapılan ıslaha göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile kiralananın tahliyesine ilişkin hükmün ONANMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.