20. Hukuk Dairesi 2017/10600 E. , 2018/1315 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ...
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Hacımustafa köyünde bulunan ev ve bahçe nitelikli taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine, fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) 2544,54 m² ve (B) harfi ile işaretli 1781,58 m² yüzölçümündeki taşınmazın ham toprak niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 12/11/2014 tarih ve 2014/8718 - 9369 E.K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Mahkemece, ziraat bilirkişinin çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmadığını belirten raporu üzerine davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin 1964 yılında kesinleşen tapulamada tescil harici bırakıldıkları, çekişmeli taşınmazın doğusunda bulunan taşınmazlarla ilgili gerçek kişilerce tescil davası açıldığı ve ...2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/383, 385, 386 ve 387 sayılı dosyalarında tescil davasının kabulüne ve çekişmeli taşınmazların ev ve bahçe niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği ve 16. Hukuk Dairesinin 2013/3883-4455, 2013/11588-12323, 2013/4764-5182 ve 2013/3881-4453 Esas ve Karar sayılı ilâmlarıyla onanarak kesinleştiği, orman bilirkişi raporuna ekli 1956, 1988 ve 2002 tarihli memleket haritası ve elde edildikleri 1948 ve 1985 tarihli hava fotoğraflarında orman sayılmayan yerlerden oldukları ve zamanla taşınmaz ve çevresinin yerleşim yerine dönüştüğü anlaşılmaktadır. Kaldı ki, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre ev veya arsa olarak kullanılan yerlerde zilyetlikle mülk edinebilmek için zilyetliğin tarımsal amaçlı olmasına gerek bulunmadığına, davacı tarafından imar ihyaya dayanılmadığına, taşınmazın niteliği itibariyle imar ihyaya muhtaç da olmadığına ve tüm çevresinin özel mülk niteliğinde yerleşim alanları ile çevrili olduğuna göre taşınmaz üzerine ev yapılıp kullanılmış olması Medenî Kanunun 713. maddesi anlamında kazanmayı sağlayabilecek nitelikte bir zilyetlik olarak değerlendirilmesini zorunlu kılar. Ancak, çekişmeli taşınmazın imar planı içinde olup olmadığı araştırılmamıştır.
Ayrıca, mahkemece Medenî Kanunun 713/6. maddesi uyarınca Hazine karşı tescil talebi kabul edilerek Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de 713/4 ve 5. fıkraları gereğince yapılması gerekli ilânların yapılmamış olması da usûl ve kanuna aykırıdır.
Bunların yanında; Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tescil davalarında husumet, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi ile birlikte taşınmaz köy sınırları içerisinde ise köy tüzel kişiliğine, belediye sınırları içerisinde ise ilgili belediye başkanlığına yöneltilmelidir. Dava açıldığı sırada taşınmazın bulunduğu yerde köy teşkilatı kurulu iken, Ondört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince aralarında ...İlinin de bulunduğu 14 ilde sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüş, bu illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmış, geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası uyarınca da tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olunacağı hükmü getirilmiş ve yürürlük tarihi olarak 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihi belirtilmiştir.
Somut olayda ise; yörede yapılan kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili talep edildiğinden ve taşınmazın ... Köyünde bulunması, ... Köyünün 6360 sayılı Kanun uyarınca tüzel kişiliği kaldırılarak ...Büyükşehir Belediyesine bağlı mahalle olduğundan davalı Hazine yanında husumetin ...Büyükşehir Belediye Başkanlığına da yöneltilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, mahkemece, öncelikle ...Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılarak taraf teşkili sağlanmalı, daha sonra TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilânlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilânın yapıldığı gazete ile ilân tutanaklarının dosya arasına konulması, çekişmeli taşınmazın imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığı, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındığı ve imar planının kesinleşip kesinleşmediğinin ... Büyükşehir Belediyesinden sorularak belirlenmeli; imar planı kapsamında kaldığı bildirilmesi halinde ilk defa imar planı içine alıp imar planının kesinleştiği tarihe, imar planı bulunmuyor veya dışında ise dava tarihine kadar davacı yararına edinme koşullarının oluşup oluşmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu; davacının davasının kabulüne;
Dava konusu ... ili ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan fen bilirkişisine ait 07/01/2013 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen toplam 2.544,54 m2"lik alanın ve (B) harfi ile gösterilen 1.781,58 m2"lik alanın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 15/09/2003 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden Onikişubat Belediye Başkanlığına yükletilmesine 22/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.