3. Hukuk Dairesi 2016/12434 E. , 2018/559 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ... davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, dahili davalılar vekili tarafından duruşma istemli, davacı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine, duruşma günü olarak belirlenen 23.01.2018 tarihinde dahili davalılar vekili Av. ... geldi. Davacı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ... Göçer"in ... ortaklığı teklifini kabul ettiğini, ortaklık hissesinin % 36 olarak belirlendiğini, tarafların yakın ... olmaları nedeniyle ortaklık sözleşmesinin yazılı hale getirilmediğini, 2005 yılında başlayan ve iki yıl süren ortaklık sürecinde davalıya toplam 240.000 TL ödediğini, ortaklığın sona ermesi üzerine imzalanan 24.03.2007 tarihli sözleşme ile hissesine karşılık davalı tarafından dört adet daire ile 10.000 ... verileceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalının üç adet dairenin tapusunu devretmesine rağmen 2. katta yer alan 5 nolu dairenin tapusunu devre yanaşmadığını, ayrıca yine sözleşme ile kararlaştırılan 10.000 ..."yu da ödemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 5 nolu daire bedeli olarak 2.800 TL ve yine sözleşmeyle kararlaştırılan 10.000 ..."nun fiili ödeme tarihindeki karşılığının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 20.06.2014 tarihli ... dilekçesi ile 5 nolu daire yönünden bedel talebini 130.192 TL"ye artırmıştır.
Davalının dava dilekçesi tebliğ edilemeden ölmesi üzerine davaya dahil edilen mirasçıları; davacı ile murisleri olan ... Göçer arasında bir ... ortaklık ilişkisi bulunmadığını, ayrıca dava konusu 24.03.2007 tarihli satım sözleşmesinin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle geçersiz olduğunu, bundan ayrı murislerinin ...la ilgili kat karşılığı ... sözleşmesini 11.05.2007 tarihinde imzalamış olması nedeniyle sahip olmadığı bir hakkı devretmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki üçüncü kişinin rızası olmadan sözleşme ile borç altına sokulmasının mümkün olmaması nedeniyle 10.000 ..."nun talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; ... olan tarafların ... İli ... İlçesinde yapılan ... işinde sözlü ortaklık ilişkilerinin bulunduğu, bu ortaklık ilişkisinin sonunda imzalanan 24.03.2007 tarihli sözleşme uyarınca 5 nolu dairenin davacıya verileceğinin kararlaştırıldığı, ancak anılan dairenin davacı lehine tescili ya da satışının yapılmadığı, her ne kadar davalı tarafça taşınmaz satışı niteliğindeki bu sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersizliği ileri sürülmüş ise de; tarafların ... olması, sözleşmeye göre diğer 3 dairenin davacı ya da onun göstereceği kişilere tescilinin sağlanması nedenleriyle şekil şartının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, davacının 2. Kat 5 nolu dairenin bedeline yönelik talebini ... ile artırdığı, diğer talebi olan 10.000 ... ... yönünden ... dilekçesinde herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, ayrıca bu talebine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir işlem yapılmadığı gibi delil da toplanmadığı, dolayısıyla davacı tarafça davanın tamamen ... edilmiş olması ve 3. kişinin rızası olmadan borç altına sokulmasının mümkün olmadığına dair davalı savunması gözönünde bulundurulduğunda, davacının talebinin D blok 2. Kat 5 nolu bağımsız bölümün değerine yönelik olduğu gerekçesiyle, davanın ... dilekçesi de gözönünde bulundurularak kabulü ile D blok 2. Kat 5 nolu bağımsız bölüm değeri olan 130.192 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle davanın 09.11.2007 tarihinde açılmasına rağmen kararda dava tarihinin 10.08.2012 olarak gösterilmiş olmasının mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hatalardan olduğunun anlaşılmasına göre; davacı tarafın bu yöne ilişen temyiz itirazları ile davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı tarafın sair temyiz itirazlarının incelenmesinde;
..., taraflardan birisinin yapmış olduğu bir usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesine denir (HMK 176/1). Bu bağlamda; dava, davacı tarafından HMK"nun 180. maddesi uyarınca tamamen ... edibileceği gibi, taraflarca HMK"nun 181. maddesi uyarınca kısmen de ... edilebilir.
Davanın tamamen ... yoluna dava dilekçesinden itibaren bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması için başvurulur. Buna göre, davasını tamamen ... etmek isteyen davacı, davasını baştan (dava dilekçesinden) itibaren ... eder ve yeni bir dava dilekçesi verir.
Davanın kısmen ...ında ise; davada yapılmış olan belli bir usul işlemi düzeltilir. Davadaki talep kısmının artırılması ise, davanın kısmen ...ı mahiyetindedir.
Somut olayda; dava dilekçesiyle 5 nolu daire bedeli olarak 2.800 TL"nin ve sözleşmede kararlaştırılan 10.000 ... alacağın tahsili istenmiş, davacı tarafından verilen 20.06.2014 tarihli ... dilekçesi ile 5 nolu daire bedeli yönünden 2.800 TL olan talep 130.192 TL"ye yükseltilmiştir. Yapılan bu işlem, az yukarıda sözü edilen ve HMK"nun 181. maddesinde düzenlenen davanın kısmen ...ı mahiyetindedir.
Bu durumda, mahkemece; davanın kısmen ... edilmiş olduğu gözetilerek, dava dilekçesi ile talep edilen 10.000 ... ... istemi hakkında da HMK"nun 297/2. maddesi uyarınca hüküm tesis edilmesi gerekirken; davanın tamamen ... edildiği gerekçesiyle bu talep hakkında karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
3- Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı, davalı ile kurdukları ... ortaklığı feshederek 24.03.2007 tarihli tasfiye sözleşmesini imzaladıklarını, ancak davalının sözleşme ile kararlaştırılan diğer edimlerini ... etmesine rağmen bir dairenin tapusunu devretmediğini, ayrıca 10.000 ..."yu da ödemediğini ileri sürerek; daire bedeli ile 10.000 ..."nun tahsilini istemiştir. Dahili davalılar, murislerinin davacı ile ... ortaklık ilişkisinin bulunmadığını savunmuştur. Bu duruma göre, olayda ispat yükü üzerinde olan davacının, öncelikle ... ortaklık ilişkisinin varlığını kanıtlaması gerekir. Her ne kadar, davacı tarafça iddianın ispatı amacıyla 24.03.2007 tarihli ... yazılı sözleşme delil olarak ibraz edilmiş ise de, anılan "Satış Sözleşmesi" başlıklı belgede; müteahhit olan davalının, davacıya 4 adet daire sattığı ve bedelini nakit olarak aldığı, ayrıca 10.000 ..."nun ... Mihmat tarafından davacıya ödenileceği hüküm altına alınmıştır. Diğer bir anlatımla, sözleşmede davacının iddia ettiği ... ortaklığa dair herhangi bir açıklama yoktur.
Buna göre; davacı, ileri sürdüğü ... ortaklık ilişkisinin varlığını ispat edememiştir. Ancak, davacı tarafça delil olarak sunulan 24.03.2007 tarihli satış sözleşmesindeki imzalar taraflarca inkar edilmemiş olduğundan, iş bu sözleşmedeki taşınmaz satışına dair hükümlerin değerlendirilmesi suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, mahkemece; davacı tarafça ileri sürülen ... ortaklık sözleşmesinin ispat edilemediği gözetilerek, öncelikle 24.03.2007 tarihli taşınmaz satışına dair sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesi, bu bağlamda dahili davalılar tarafından murisleri tarafından yapıldığı ileri sürülen kat karşılığı ... sözleşmesi ile bu sözleşmenin ait olduğu taşınmazın tapu kayıtlarının getirtilmesi, sonrasında ise toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle; 24.03.3007 tarihli satım sözleşmesinin alacağın temliki sözleşmesi mi yoksa harici satış sözleşmesi mi olduğu belirlenerek uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince; ikinci bendde açıklanan nedenlerle davacı yararına, üçüncü bendde açıklanan nedenlerle dahili davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp dahili davalılara verilmesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.