11. Ceza Dairesi 2017/11920 E. , 2021/2879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Asıl karar: Mahkumiyet
Ek karar: Temyiz talebinin reddi
Pazar (Rize) Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 10/12/2015 tarih 2015/545 E., 2015/764 sayılı kararıyla sanığın vesayet altına alındığı, gerekçeli kararın ise sanığa 25/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği, sanığa yapılan tebligat tarihinde vesayet davası devam ettiğinden bu tebligatın yasa yollarına başvuru süresini başlatmayacağı, hükmü temyiz etme hakkı bulunan vasinin hükmün tebliğinden itibaren süresinde temyiz hakkını kullandığı anlaşıldığından, sanığın vasisinin temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü ile Mahkemenin 09/12/2015 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede:
I- Sanık hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık vasisinin temyiz taleplerinin incelenmesinde:
Sanığa yüklenen 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçunun Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, en aleyhe kabulle 31/12/2008 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık vasisinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
II- Sanık hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık vasisinin temyiz taleplerinin incelenmesinde:
1-Sanık vasisinin temyiz aşamalarında sunduğu dilekçesi ile sanığın “şizofreni” hastası olduğunu belirtmesi ve dilekçeler ekinde Özürlü Sağlık Kurulu Raporunu sunması ayrıca sanığın savunmasında akıl hastalığı nedeniyle tedavi gördüğünü beyan etmesi karşısında; 5271 sayılı CMK"nin 74/2 ve 150/2. maddeleri uyarınca zorunlu müdafii tayini yoluna gidilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
2- Sanığın, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesine veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine ya da Tıp Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından birine sevki ile suç tarihi itibarıyla TCK"nin 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı konusunda rapor alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Anadolu Demir Çelik İnşaat Nakliyat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi"nin yetkilisi olan sanığın 2009 takvim yılında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında Harun Kılınç ve Serdal Tutaş"ın 2007 yılında kendisine iş teklif ettiklerini kendisinin kalacak yeri dahi olmadığından kabul ettiğini ve kendisini notere götürdüklerini bilgisi dışında adına şirket açıldığını, kandırıldığını, ailesinin Almanya"da olduğunu babasının akıl hastalığı nedeniyle kendisini tedavi ettirmek istemesi nedeniyle Türkiye"ye geldiğini belirtmesi, vergi raporlarında, Anadolu Demir Çelik İnşaat Nakliyat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi"nin 31/12/2008 tarihinden itibaren re"sen terkin edildiğinin ve 2008-Ocak ayından itibaren hiç beyanname ya da Ba-Bs formu vermediği, ancak 2009 yılında birden fazla karşıt mükellefin Ba formu ile 913.617 TL tutarında suça konu şirketten mal-hizmet satın aldığını beyan etmiş olduğunun tespit edildiği ancak 2009 takvim yılında düzenlenen fatura tarihlerinin belli olmadığının anlaşılması karşısında, suç tarihinin ve maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından;
a) Sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden suça konu faturaların (hangi tarihte ve kimin adına ne miktar ve tutarda düzenlendiğini gösterecek şekilde) listesinin istenmesi,
b) Suça konu fatura asıllarının, kullanan şirket veya vergi dairesinden sorulmak suretiyle temin edilerek dosyaya getirtilip sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
c) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa-Faturaları kullandığı belirlenen kişi veya şirketler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb-Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc-Faturaları kullanan kişi veya şirket yetkililerinin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldığının, sanığı tanıyıp tanımadığının ve faturaların alınması konusunda sanığın iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
d) Şirket muhasebecisinin adres bilgilerinin tespiti ile CMK"nin 46/1-c maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılıp tanık sıfatıyla dinlenerek, sanığı tanıyıp tanımadığının, muhasebe işlemlerinin yürütülmesinde kiminle muhatap olduğunun, kimin talebi üzerine şirketin muhasebesini tutmaya başladığının, şirket işlerini fiilen kimin yürüttüğünün sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılıp sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması yasaya aykırı,
4- Kabule göre ise; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık vasisinin temyiz talepleri bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 22/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.