Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5635
Karar No: 2018/1367

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/5635 Esas 2018/1367 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/5635 E.  ,  2018/1367 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği...köyü, ...mevkiinde bulunan adına kayıtlı 6 ve 7 sayılı parsellerin güneyinde kalan taşınmazının tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece, dava dilekçesinde sınırları yazılı, krokide (B)= 468,64 m² yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile bahçe niteliğiyle davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Temyiz incelemesi sonrasında Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/01/2013 gün ve 2012/13648 E. - 2013/341 K. sayılı kararında; “Davalı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına ve uzman bilirkişi tarafından kesinleşmiş tahdit haritası ve eski tarihli belgelere dayalı olarak yapılan inceleme ve araştırma sonucu, davalı taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığından temyiz itirazlarının reddine, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmaması nedeniyle ise davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne karar verilmiş, davanın Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tapusuz taşınmazın tesciline ilişkin olduğundan, tescil istenebilmesi için kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının da araştırılması gerekir. Yapılacak keşifte, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, komşu parsel kayıtları getirtilerek mahallinde uygulanmalı, dava konusu taşınmaz yönünü ne olarak okuduğu saptanmalıdır. 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümleri dikkate alınmak suretiyle yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları ve satın alınan kişiler yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı” denilmiştir. Daire kararına karşı Orman Yönetimince kararın düzeltilmesi talebinde bulunmuş, Dairenin 18/11/2013 gün ve 2013/4462 E. - 10276 K. sayılı ilamı ile talebin reddine karar verilmiştir.
    Yargıtay bozma kararına uyulması sonrası mahkemece davanın kabulüne, İstanbul ili, Silivri ilçesi, Küçük Sinekli köyü, Köy içi mevkiinde kain 18/02/2010 tarihli bilirkişiler raporuna ekli 15/02/2010 tarihli, 13/10/2014 tarihli rapor ve ekli harita mühendisi, ziraat mühendisi ve orman mühendisi tarafından düzenlenen sayısallaştırılmış krokide kırmızı ile taralı (B) harfi ile gösterilen 468.64 m²"lik taşınmazın bahçe niteliği ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1996 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
    Genel arazi kadastrosu işlemi 1982 yılında kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    1) Davalı ... Yönetiminin temyiz itirazları yönünden;
    Hüküm her ne kadar Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiş ise de mahkemenin 30/07/2010 gün ve 2007/184 E. - 2010/592 K. sayılı kararı ile (B)= 468,64 m² yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile bahçe niteliğiyle davacı adına tapuya tesciline karar verildiği, hükmün davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine Dairenin 28/01/2013 gün ve 2012/13648 E. - 2013/341 K. sayılı kararı ile incelenen dosya kapsamına ve uzman bilirkişi tarafından kesinleşmiş tahdit haritası ve eski tarihli belgelere dayalı olarak yapılan inceleme ve araştırma sonucu, davalı taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığından davalı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verildiği, Orman Yönetimince başvurulan kararın düzeltilmesi talebinin ise Dairenin 18/11/2013 gün ve 2013/4462 E. -10276 K. sayılı kararı ile reddedildiği, bu hali ile Orman Yönetimi açısından davalı taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu hususunun ve mahkemenin bahsi geçen kararının kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2) Davalı Hazinenin temyiz itirazları yönünden ise;
    Mahkemece taşınmazın bahçe niteliği ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline dair verilen kararda yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir.
    Şöyle ki; mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen gereklerinin yerine getirilmediği, dava konusu taşınmaza komşu parsellerin kadastro tutanakları, davalı iseler dava dosyaları, kesinleşerek tapuya kaydedilmiş iseler tapu kayıtları ve dayanaklarının eksiksiz olarak getirilmediği, dava konusu taşınmaza komşu 106 ve 107 parsel sayılı taşınmazların mera vasfı ile tapuda kayıtlı oldukları nazara alınarak dava konusu taşınmaza ilişkin mahkemece usulüne uygun mera araştırması yapılmadığı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde imar planı çalışmaları yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa ilk kez hangi tarihte yapılıp onaylandığı, imar revize çalışmaları yapılmışsa hangi tarihte yapıldığının araştırılmadığı, çekişmeli taşınmaza komşu, tescil davası sonucunda kişiler adına tesciline karar verilen veya halen davası devam eden taşınmazlar bulunup bulunmadığı araştırılarak bunlara ilişkin dava dosyalarının getirtilerek değerlendirilmediği, davacı gerçek kişi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak dava açmış olduğuna göre, davaya konu taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı ve zilyetlik koşullarının davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği de usûlünce araştırılmadığı görülmüştür.
    Bu cümleden olarak; davaya konu taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritaları ve dayanağı hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları ile topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği getirtilerek uygulanıp davaya konu taşınmazın niteliği ile konumu ve o tarihlerde tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı saptanmamış, taşınmaz bölümlerinin eğimi net olarak belirlenmemiş, ziraat bilirkişisi raporunda 3402 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca da imar ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği hususu tespit edilmemiştir. Eksik incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
    Bunların yanı sıra; kadastro çalışmaları sırasında, tescil harici bırakılan taşınmazların tesciline dair davalarda 4721 sayılı Kanunun 713/3. maddesi uyarınca davanın, yasal hasım olan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine birlikte yöneltilmesi zorunludur. Karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince, çekişmeli taşınmazın bulunduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Hal böyle olunca; Mahkemece, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına da husumetin yöneltilmesi ve taraf eksikliğinin giderilmesi için davacı tarafa süre verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması da doğru değildir.
    O halde; mahkemece, taraf teşkili sağlandıktan sonra, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde şehir imar planı çalışmaları yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa ilk kez hangi tarihte yapılıp onaylandığı, imar revize çalışmaları yapılmışsa hangi tarihte yapıldığı, yapılmışsa buna ilişkin evrak-ı müsbitenin ve imar planı haritaları, dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri, komşu, tescil davası sonucunda kişiler adına tesciline karar verilen veya halen davası devam eden taşınmazlar bulunup bulunmadığı araştırılarak bunlara ilişkin dava dosyaları, dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları getirilmeli, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı Özel İdare Müdürlüğünden; 4342 sayılı Kanun uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı ise mülkî amirlikten ayrı ayrı sorulup saptanmalı, sözü edilen kanunlar uyarınca bölgede mera tahsisi yapılmış ise, mera tahsis haritası ve eki belgelerin tümü eksiksiz getirtilmeli; bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazın bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve bir uzman orman bilirkişisi, tapu fen memuru, jeodezi mühendisi ve uzman üç ziraatçi bilirkişinin tümü hazır olduğu halde, dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, fen memuru bilirkişisi eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı, komşu mera parselinin devamı olup olmadığı, meradan açılıp açılmadığı, arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı yolunda olaylara dayalı bilgi alınmalı, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişi heyeti marifetiyle taşınmaz bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazın toprak yapısı mukayese edilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliği, meradan açılıp açılmadığı, komşu mera parselleri ile taşınmaz arasında ayırıcı sabit ve doğal sınır bulunup bulunmadığı, taşınmazın kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyor ise ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı, kullanılmıyor ise ne kadar süredir kullanılmadığı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni konusunda ayrıntılı ve gerekçeli, taşınmazın fotoğrafını da içeren rapor alınmalı, fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz bölümleri tek tek gösterilmeli, çekişmeli taşınmazın ekilip sürülen ve boş kalan bölümleri ayrı ayrı işaretlettirilmeli, yine taşınmazı dört taraftan gösteren panoromik fotoğrafları çektirilip, parsel sınırları da fotoğraflar üzerinde kabaca işaretlenerek, hâkim tarafından onaylanmak suretiyle dosya arasına konulmalı, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tesbit tutanakları içeriğine göre tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınıp alınmadığı dikkate alınarak tutanakların
    içeriğinde vurgulanan maddî ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı parsel yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları, tesbitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı ile dosya kapsamındaki hava fotoğrafları jeodezi mühendisi bilirkişi tarafından stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, taşınmaz üzerinde yer alan ağaçların yaşları ve çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanılacak kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı imar ve ihyanın ne zaman tamamlandığı ne kadar süredir tarım alanı olarak kullanıldığı hususunda taş - toprak analizi de yapılmak suretiyle ziraatçı bilirkişiden rapor alınmalı; özellikle fen memuru bilirkişisinden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazın niteliğini belirtmeye elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek taşınmazın mera vasfında olmadığı sonucuna varıldığı takdirde, taşınmazın öncesinin ne olduğu, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kimden kime geçtiği ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, terk var ise bunun iradi terk olup olmadığı üzerinde durulmalı, taşınmaz imar planı kapsamına alınmış ise alındığı tarihe kadar davacı gerçek kişi tarafından 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edildiği kanıtlandığı takdirde zilyetlik hukukî sebebine dayalı olarak taşınmaz edinilebileceği gözetilmeli bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
    2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 26/02/2018 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi