11. Hukuk Dairesi 2016/6657 E. , 2018/496 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.01.2016 tarih ve 2013/497-2016/35 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davanın davacısı-karşı davanın davalısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, 2003/00044 sayılı Endüstriyel Tasarım Belgesinin müvekkili adına tescilli olduğunu, davalının BİEV markalı ürünleri ile bu tasarıma tecavüz ettiğini ileri sürerek tecavüzün tespitini, tasarım hakkının korunmasını, 20.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, davacı adına tescilli 2003/00044 sayılı endüstriyel tasarımın yenilik ve ayırtedicilik vasfının bulunmadığını, müvekkilinin imal ettiği ürünlerin davacının tasarımından farklı olduğunu savunarak asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile 2003/00044 sayılı endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkili tasarımının özgün ve ayırt edici vasıfta olduğunu savunarak karşı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın davacısına ait 2003/00044 sayılı tasarım ile davalısına ait 2013/05602 sayılı tasarım arasında bilgilenmiş kullanıcı gözüyle belirgin farklılıkların bulunduğu, asıl davanın davacısı, karşı davanın davalısı adına tescilli olan 2003/00044-3 sayılı tasarımın başvuru tarihinden önce kamuya sunulduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl davanın davacısı, karşı davanın davalısı vekili temyiz etmiştir.
1- Mahkemece, hükmün infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde tesisi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK"nın 297/2 maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu nedenle, hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi, dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut olayda, davalı-karşı davacı vekili, davacı-karşı davalı adına tescilli 2003/00044 sayılı çoklu endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğünü talep etmiş, mahkemece, karar gerekçesinde bilirkişilerin 2003/00044-3 sayılı tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olmadığını bildirir raporunun dosya arasında alındığı belirtilmiş ve hüküm kısmında “Davalının karşı davasının kabulüne” karar verilmekle yetinilmiştir. Bu bakımdan, mahkemece, hüküm fıkrasında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak ve infazı kabil olacak şekilde gösterilmesi gerekirken “Davalının karşı davasının kabulüne” karar verilmekle yetinilerek infazda tereddüte sebebiyet verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2-) Bozma sebep ve şekline göre, davacı- karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı- karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı- karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.