Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2948
Karar No: 2018/7579
Karar Tarihi: 18.10.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/2948 Esas 2018/7579 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/2948 E.  ,  2018/7579 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : . İş Mahkemesi

    K A R A R
    A)Davacı İstemi:
    Dava, sigorta başlangıç tarihinin 06/07/1991 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı Kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre nedeni ile açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Feri Müdahil vekili cevap dilekçesinde özetle ; Kurum işleminde hata bulunmadığını belirterek, hak düşürücü süre nedeni ile açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk derece mahkemesince ; “Davacı tanığının eylemli çalışmayı belirten beyanları, bildirge tarihinde davacının çalışacak yaşta olması; Yasa kapsamındaki işyerinden verilen bildirgeye dayalı olarak tescilin yasal yönteme uygun gerçekleşmiş ve dava tarihine dek çekişmesiz sürmüş bulunması; işe giriş bildirgesindeki kimlik bilgilerinin nüfus kaydıyla uyumu ,davacıya ait sigorta giriş kartının mevcudiyeti, davacıya verilen sigorta sicil numarasının 1991 yılı serilerinden olması ve aynı sicille sigortalı çalışmalarının devma etmesi karşısında , davalı Kurum tarafından davacı lehine oluşan yasal karine aleyhine herhangi bir kanıt sunulmamış olması yönleri de gözetilerek, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 06/07/1991 olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.” gerekçesiyle
    “Davanın KABULÜNE, Davacının 06/07/1991 tarihinde davalı ... S.S. ... Planlamacılar Konut Yapı Kooperatifi iş yerinde 1 gün süreyle asgari ücret üzerinden çalıştığının tespitine, ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    SGK vekili özetle; Davanın açılmasına kurumun sebebiyet vermediğini, davanın reddi gerektiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden de kurumun sorumlu tutulmaması gerektiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince ""Tüm dosya kapsamından ve özellikle, işe giriş bildirgesinin süresinde Kuruma verilmesi, davacının çalıştığı işyerinin kanun kapsamında bulunması, davacının sicil numarasının 91 yılına ait serilerden olması, davacının çalışmasını bilen tanık beyanı ile davacının çalışmasının doğrulanmış bulunması dikkate alındığında, davacının hüküm altına alınan şekilde 1 günlük çalışmasının olduğu sabittir.
    Davanın 22.12.2014 tarihinde açılmış olduğu, 6552 sayılı Kanunun 64. Maddesi gereği davalı Kurum Feri müdahil olması ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiği halde davalı olarak gösterilerek yargılama giderinden sorumlu tutulması isabetsiz olduğundan feri müdahil vekilinin bu yöndeki istinaf talebi kabul edilerek kararın bu yönden düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle
    “Fer"i müdahil vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1-a-4 maddesi gereğince KABULÜNE,
    ... . İş Mahkemesinin 2015/1026 E., 2017/249 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA,
    2-Davanın KABULÜNE, Davacının 06/07/1991 tarihinde davalı ... S.S. ... Planlamacılar Konut Yapı Kooperatifi iş yerinde 1 gün süreyle asgari ücret üzerinden çalıştığının tespitine, ” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili “ Eksik incelemeyle hüküm kurulmuştur. Bordro tanığı davacıyı tanımadığını beyan etmiştir. Dava yöntemince ispat edilmemiştir. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul
    edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 08/09/1970 doğumlu davacının, bildirgedeki işe giriş tarihi olan 06/07/1991 tarihinde 20 yaşında olduğu, 06/07/1991 tarihli işe giriş bildirgesinin, ... sicil numaralı, S.S. ... Planlamacılar Konut Yapı Koop. ünvanlı işyerinden 06/08/1991 tarihinde Kuruma verildiği, davacının sigorta sicil numarasının 1991 yılına ait serilerden olduğu, aynı tarihli sigorta sicil kartı sureti sunulduğu, ... sicil numaralı işyerinin, 11/04/1988-31/05/2010 tarihleri arasında yasa kapsamında olduğu, anılan işyerinden 1991/1-3 dönem bordrosu verildiği, dinlenen bordro tanığı ...’ün davacıyı tanımadığını söylediği, dinlenen diğer tanıkların aynı yerde çalıştıklarını iddia eden ancak bordroda ismi olmayan kardeşi ve eniştesi olduğu,davacının hizmet cetvelinde 1997/1. dönemde 4/a çalışmasının başladığı, eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. anlaşılmıştır.
    Mahkemece yapılacak iş; dinlenen bordro tanığı davacıyı tanımadığından, gönderilen dönem bordrolarında ismi bulunanlardan yeter sayıda başka bordro tanığının bilgisine başvurmak,bunun mümkün olmaması halinde komşu işyeri tanığı dinlemek, Kurumdan, Belediye"den ve Vergi Dairesinden sorulmak suretiyle ayrıca zabıta marifetiyle sağlıklı bir araştırma yaptırılarak komşu işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tespit etmek, sonrasında bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtları SGK’dan getirtilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, işe giriş bildirgesinin aslını Kurumdan getirterek imzanın davacıya ait olup olmadığını bilirkişi marifetiyle tespit etmek, davacının askerlik yaptığı süreleri tespit etmek, çalışma süreleriyle çakışma olup olmadığını denetlemek, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge adliye Mahkemesince yeniden verilen “Davanın Kabulü” kararı bozulmalıdır.
    G)SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi