17. Ceza Dairesi 2019/12765 E. , 2020/2759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
Yerel mahkemece sanık ... hakkında hırsızlık, mala zarar verme ve sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü;
I)Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan verilen beraat hükmünün temyiz incelemesinde;
09/09/2014 tarihli CD izleme ve inceleme tutanağında, sanığın 07.03.05’te binadan girdiği ve 07:03:25’te bisikleti elinde taşıyarak bina içerisinden dışarıya çıktığı ve 10 metre bisiklet elinde yürüdükten sonra, bisikleti yere indirip kilidini açmaya çalıştığı, 7 dakika uğraştıktan sonra kilidi açıp bisikleti eliyle ittirerek götürdüğünün tespit edildiği anlaşılmakla, sanığın hırsızlık eylemi esnasında bisikletin kilidini kırmadığı, bisikleti çaldıktan ve uzaklaştıktan sonra bisikletin kilidini kırdığı tespit edildiğinden, sanık hakkında mala zarar verme suçundan tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usûl ve kanuna uygun bulunan beraat hükmünün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
II)Sanık ...’a yönelik hırsızlık ve sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan dava zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması mümkün görülmüştür.
1)Olay yeri inceleme tutanağı ve bilirkişi raporu çerçevesinde hırsızlık eyleminin, binanın giriş kapısı önünde meydana geldiği ve bu alanın apartmanın dış kapı sahanlığından olması sebebiyle eklenti niteliği taşıdığı anlaşıldığından, eylem TCK’nun 142/2-h maddesine uyduğu halde sanık ... hakkında aynı Yasa"nın 141/1. maddesi uyarınca hüküm kurulması,
2)5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; sanık ...’un çalmış olduğu bisikletin değerinin 100 TL olduğunu müştekinin beyan ettiği, ancak mahkemece bisiklete ilişkin herhangi bir değer tespiti yapılmadığının anlaşılması sebebiyle, sanık hakkında TCK"nın 145. maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
3)Sanık ...’un 5237 sayılı TCK’nun 58. maddesine esas alınan Ceyhan 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 26/04/2010 tarih, 2009/1540 Esas ve 2010/360 Karar sayılı kararındaki suçun kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan olması ve 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi, aynı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası ve 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası karşısında atılı suçla ilgili "Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" veya “Davanın düşmesine” karar verilmesi gerekeceğinden, anılan ilamın 191. madde hükümleri çerçevesinde yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
4)Sanık ... bakımından hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nun 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nun 165/1. maddesine tanımı yapılan suç eşyasının satın alınması ve kabul edilmesi suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." hükmü de gözetilerek 7188 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile değişik CMK"nun 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usullere göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5) T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 25/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.