3. Hukuk Dairesi 2016/16835 E. , 2018/674 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ... davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, dava dilekçesi ile; ... ilçesi ... köyü ... mevkiinde bulunan 6.217,76 m2’ lik 225 ada 5 parsel, 8.606,66 m2’ lik 225 ada 6 parsel, 12.172,98 m2"lik 225 ada 8 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan tarla ve bağ niteliğindeki taşınmazlarında 24.07.2014 günü ... ’ a ait ... tellerinin kopması nedeniyle bağ içine düşmesi neticesi sonucunda davacıların taşınmazı ile birlikte bir çok komşu parsel taşınmaz yandığını, söz konusu parselde bağ ve muhtelif sayıda ağacının bulunduğunu, yangın olayının ardından ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/7 D. İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, değişik iş dosyasında ... bilirkişisi yangının ... ’ a ait tellerden çıktığını beyan eden rapor sunduğunu, ... mühendisinin de raporunda fen bilirkişinin raporu doğrultusunda yangın alanındaki bağ ve ... ların sayı ve hesaplamasını yaparak raporu mahkeme dosyasına sunduğunu, davacıların zararı davalının kusuru nedeniyle meydana gelmiş olup, davacıların zararının tazminin gerektiğinden uğramış oldukları zararın tahsili amacıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 14.000 TL ... ın yangın tarihi olan 24.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve D. İş dosyasında yapılan masrafların da yargılama giderlerine eklenmesi suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişler, 09.02.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini 317.861,51 TL’ye yükseltmişlerdir.
Davalı, cevap dilekçesinde; dava konusu yangının şirkete ait tellerden meydana geldiği iddiasını kabul etmediklerini, olayın meydana geldiği yerde enerji nakil hatlarının kime ait olduğunun tespitinin gerektiği, husumet ve illiyet bağının araştırılmadığını, yokluğunda yapılan delil tespitini kabul etmediklerini, olayın meydana gelmemesi için davacının tedbir almadığını, her olumsuz durumda davalının sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, kaçınılmazlık ilkesinin değerlendirilmesi gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; yangının davalı ..."a ait olan ... hatlarından çıkmış olduğu ve davacıların taşınmazı ile birlikte çevredeki taşınmazları yakarak zarara sebebiyet verdiğini, davalı kurumun ... Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nde belirtilen arıza onarımı dışında belirli ... ile hatların bakım işlerinin yapılması ve gerekli olması halinde hatların yenilenmesi yükümlüğünü yerine getirmediğini, bu şekilde gerekli bakım ve onarım görevini tam ve eksiksiz olarak yapmadığından dolayı kusurlu ve sorumlu olduğunu; ancak, yangının çıkmış olduğu tarih itibariyle tarla içinde ve dışında kuru otların bulunması nedeniyle ... hattından çıkan yangının büyüdüğünü, bu nedenle davacının da az da olsa kusurunun bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği anlaşıldığından, davacı tarafında %15 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 317.861,51 TL ... ın olay tarihi olan 24.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim ... ın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, ... miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ... ların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ... ların bulunduğu yerin ... lı değeri ile ... sız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ... sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
Yerel Mahkemece hükme esas alınan 11.12.2015 tarihli ... bilirkişi raporunda kapama bağın net gelir hesabı masraflar çıkınca da/net gelirine kapitülasyon faizine bölünmesi suretiyle bulunan arazinin m2 fiyatı ile susuz kuru arazi taşınmazın kıymet takdiri sonucu m2 fiyatının taşınmazın yüzölçümü ile çarpılıp bulunan bedele yangın neticesinde mahrum kalınan ürün bedeli ve tamamen yanmış ... ların bedellerinin eklenmesi suretiyle zararı hesaplamıştır. Raporun bu haliyle hüküm vermeye yeterli olmadığı ortadadır.
Mahkemece; yukarıda açıklandığı şekilde bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar vermek gerekirken, zarar kapsamının belirlenmesinde gerçek zarar ilkesine uygun olmayan hesaba dayalı bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Öte yandan dosyamız arasında bulunan delil tespiti sonrasında alınan ... bilirkişisi raporuna göre; yangın sebebiyle uğranılan zararın miktarı 205.075,67 TL olarak hesaplandığı ve kusur tespiti yapılmadığı; yargılama sırasında alınan ... bilirkişi raporunda ise, davalının % 85 kusurlu olduğu, kusur oranına göre zararın 317.861,51 TL olduğu rapor edilmiştir. İki raporda birbiri ile çelişkili olup; davacının baz alıp dava açtığı delil tespiti raporunda zarar miktarı 205.075,67 TL olarak belirlenmiş olmasına rağmen; davacının kabul ettiği miktarı aşan rapor esas alınarak davanın kabulü yanlış olup; mahkemece, 3 kişilik konusunda uzman bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınarak zarar miktarı belirlenmeli, belirlenen miktar delil tespiti raporunda belirlenen miktardan fazla ise, tespit raporundaki miktar esas alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3)... hatlarının bakım ve onarımının düzenli olarak yapılmaması yanında kaçak ... kullanımının sürekli artması nedeniyle ... hatlarının fazla yüklenmesi, ürün sahibi kişilerin de olası yangın olaylarına karşı gerekli önlemleri almamaları sonucu yaz aylarında bu şekilde çıkan çok sayıda yangına engel olunamadığı, davalının da kamu hizmeti gören bir kurum olduğu gözetilerek, ... lar Yasası’nın 43/1. maddesi (TBK m. 51) gereğince belirlenen zarardan hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre uygun tutarda hakkaniyet indirimi yapılması gerekir. Mahkemece, bu yönün göz ardı edilmesi de, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.