22. Hukuk Dairesi 2017/28774 E. , 2019/22788 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili davacının iş sözleşmesini yaş dışında emeklilik koşullarını tamamlaması nedeniyle feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ile birlikte fazla mesai ve hafta tatili alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunarak davacının ücretinden memnun olmadığı için başka işyerinde çalışmak için iş sözleşmesini feshettiğini, fazla çalışma ve gerektiğinde hafta tatilinde çalışmanın ücrete dahil olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak,davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Aynı ispat kuralları hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı için de geçerlidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde düzenlenen “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalıya ait işyerinde oto elektrik teknisyeni olarak çalışmıştır. İş sözleşmesinde fazla çalışma ücretinin ücrete dahil olduğunun kararlaştırıldığı tespit edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde davacının işe girdiği tarihten 2015/Nisan ayına kadar hafta içi 09.00-18:00, cumartesi günleri ise 09:00-14:00 arasında çalıştığını, haftanın en az 2 günü araç yoğunluğu nedeniyle saat 23.00’e kadar fazla mesai yapmak zorunda kaldığını, pazar günleri ise hafta tatilini yaptığını, 2015/Mayıs ayından sonra cumartesi çalışmasının gruplara ayrılarak ayda iki cumartesi sabah 09:00’dan akşam 13:00’e kadar çalıştığını, nöbet sistemi gereği cumartesi 13:00-18.00, Pazar günü de 09:00-18:00’e kadar toplamda 2 nöbet tuttuğunu beyan etmiştir.
Davacının talebi gözetildiğinde 2015/Nisan ayı dahil davacının haftalık iznini kullandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca rapordaki hesaplamaya göre haftanın 3 günü 09:00-18:00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenmesi kullanarak (18:00-09:00 = 9 saat - 1 saat = 8 saat x 3 gün = 24 saat, 2 günü 09:00-21:00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenmesi kullanarak (21:00-09:00 = 12 saat – 1,5 saat = 10,5 saat x 2 gün = 21 saat, cumartesi günü ise 09:00-14:00 saatleri arasında 1/2 saat ara dinlenmesi kullanarak (14:00-09:00 = 5 saat – ½ saat = 4,5 saat x 1 gün) = 4,5 saat, toplamda 49,5 saat (24 saat + 21 saat + 4,5 saat = 49,5 saat) olmak üzere yasal çalışma süresi olan haftalık 45 saatin (49,5 saat – 45 saat =) 4,5 saat üzerinde fazla çalışma yaptığı ancak iş sözleşmesindeki 270 saat kuralı gereği haftalık 5 saat fazla çalışması ücrete dahil olduğundan fazla mesai alacağı bulunmadığı,
2015/Mayıs ayı ve sonrasında ise rapordakihesaplamalara göre 270 kuralı dikkate alındığında aylık 2,5 saat fazla mesai alacağı bulunduğu ve ayda iki hafta tatilinde çalıştığı anlaşılmakla davacı talebi aşılarak fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının tüm dönem için hesaplanması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Bu nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.12.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.