11. Hukuk Dairesi 2016/13102 E. , 2018/542 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/04/2016 tarih ve 2014/222-2016/311 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 23/01/2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ....ile davalılar vekili Av. .... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 21/09/2010 tarihli acentelik sözleşmesi akdedildiğini, ancak davalı acentenin sigortalılardan tahsil ettiği primleri süresi içinde müvekkiline intikal ettirmediğini, bu nedenle davalının acenteliğinin feshedildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalıların itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin fesih şartlarının gerçekleştiği, sözleşmenin teminat başlıklı 16.maddesi hükmüne göre; acentenin işbu sözleşme ile kabul ettiği görevlerin uygulanmasını sağlamak amacı ile belli bir miktarda teminat vermeyi kabul ve taahhüt ettiği, bunun üzerine 05/11/2010 tarihinde, davalı acentenin borçlarının teminatı olarak davalı ..."ün maliki bulunduğu taşınmazın tamamı üzerine davacı ... şirketi lehine birinci derece ve birinci sırada 100.000 TL bedelle ipotek tesis edildiği, acentelik sözleşmesinin teminata müracaat hakkı başlıklı 17. maddesi hükümlerine göre acentenin işbu sözleşme ile kabul ettiği görevlerini yerine getirmediği veya borcu oluştuğu takdirde davacının, davalı acentenin teminatına müracaat edebilme hakkına sahip olduğu, davalı acentenin davacı ... şirketine karşı toplam borcunun 98.207,08 TL olduğu, bu alacak tutarının 56.162,89 TL ödenmemiş senet alacağı, diğer kalan 42.044,19 TL ise likit ticari cari alacak tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalıların itirazının iptali ile takibin takip talepnamesindeki koşullar üzerinden aynen devamına, takip miktarının %20 oranına denk gelen 20.000,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalılar vekili icra takibine itiraz dilekçesinde ve yargılama aşamasında, ipotek veren davalı ...’ün 73 yaşında olup söz konusu borç doğurucu işleme vakıf olmamasına rağmen ve sağlık kurul raporu istenmeden işlemin yapıldığını, ipoteğin geçersiz olduğunu belirtmiştir. Yani davalılar, icra takibinin dayanağı olan ipotek tesisine ilişkin işlemin ehliyetsizlik nedeni ile sakat olduğunu savunmuşlardır. Davada dayanılan ehliyetsizlik iddiasının herhangi bir süreye tabi olmaksızın dinlenme olanağı mevcuttur. Bilindiği üzere, davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez.
Bu durumda, davalılarca icra takibine konu ipotek tesisine ilişkin işlemin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğu savunulduğu halde mahkemece ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek öncelikle incelenmesi gerekirken, bu husus tartışılıp değerlendirilmeksizin, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamış ve bu nedenle hükmün davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 23/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.