Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu .... adına gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emri 31.10.2007 tarihinde sekreter ......imzasına tebliğ edilmiştir. 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde  bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacaklar bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır.
Tebligat Tüzüğünün 18. maddesinde ise bu şekilde tebliğ yapılabilmesi için selahiyetli kişilerin bulunmadığının tebliğ mazbatasında gösterilmesi lüzumu hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda tebligat belgesinde bu kurallara uyulmadığından tebliğ işlemi usulsüzdür.(HGK.nun 22.6.1988 ve 1988/12-266 S.K.)
Daha önce borçlu şirkete gönderilip, aynı şekilde yapılan tebligata karşı çıkılmamış olması inceleme konusu olan tebliğ işlemi nedeniyle borçlunun şikayette bulunma hakkını ortadan kaldırmaz. O halde tebliğ tarihinin 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi de gözetilerek 8.11.2007 olarak düzeltilmesi ve bundan sonra esasla ilgili itiraz nedenleri incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.