21. Hukuk Dairesi 2017/2439 E. , 2018/7646 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava,davacının 10.09.2012 tarihinde yaralanmasına neden olayın iş kazası olduğunun tespiti ile ,fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile çalışmış olduğu döneme ait ödenmeyen 2 aylık maaşı 3.000,00 TL nin , maddi tazminat olarak 3.000,00 TL ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece,SGK denetleme raporunda da, davacının davalı yanında çalıştığına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığından hizmet kazandırılmasının mümkün olmadığının belirtildiği, davacının kardeşinin şirkete verdiği dilekçede davacıyı inşaata soktuğu için istifa etmek istediğini belirttiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı bünyesinde çalışmadığının anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının kaza tarihinde davalı işyerinden Kuruma bildirilen sigortalı hizmeti bulunmadığı,Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 24.04.2015 tarihli inceleme raporunda, sigortasız çalıştırıldığı ve iş kazası geçirdiği şikayeti ile ilgili yazılı belge bulunamadığından salt iddiaya dayalı hizmet kazandırılmasının mümkün olmadığı belirtildiği,davacının 10.09.2012 tarihinde düşme nedeniyle kafa içi travma teşhisi ile hastaneye yatırıldığı ,acil tıbbi müdahale formunda ‘dün akşamdan beri haber alınamayan hastanın bugün merdiven altında baygın şekilde bulunarak 112 aracılığıyla acile getirildiği’nin kayıtlı olduğu,ambulansın 10.09.2012 tarihinde saat 10.05 tarihinde davacının iş kazası geçirdiğini iddia ettiği ... Vadi Villaları adresine çağrıldığı,Yoğun bakım çıkış özetinde ,‘dün akşam saatlerinde merdivenden düşen hasta acil serviste değerlendirildi,yoğun bakıma yatışı yapıldı’ ifadelerinin yer aldığı, savcılığa verilen şikayet dilekçesi üzerine yapılan soruşturma dosyasının dosya içinde bulunmadığı,davacının kardeşi ... tarafından imzalı 13.09.2012 tarihli dilekçede ‘haberiniz olmadan kardeşimi inşaata aldığım için istifa etmek istiyorum’ denildiği,davacı tanıklarının davacı ile davalı ... inşaatın taşeronu olan davalı ... firmasında birlikte çalıştıklarını ,davacının olay tarihinde davalıya ait villaların işlerini yaptığını, davacının çalıştığı villaya gittiklerinde yerde yatarken bulduklarını,davacının burada çalışırken düştüğünü beyan ettikleri,davalı tanıklarının ise, davacının kardeşi ...’ın ... inşaatın mermer işlerini üstlenen ... mermercilikte çalıştığını, davacının kalacak yeri olmadığı için kardeşi olan ..."ın davacıyı firmanın iş yaptığı ... villalarında yerleştirdiği,davacının işverenin bilgisi dışında burada kalırken gece düşüp yaralandığını beyan ettikleri,dönem bordrolarının dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, iş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirdiğinden Kurumun davada taraf haline getirilmeden sonuca gidilmesi ayrıca bordro tanıkları dinlenmeden,usulüne uygun araştırma yapılmadan karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacıya SGK Başkanlığını davaya dahil etmek üzere önel vererek taraf teşkilini sağlamak, davalı işyerinin kaza tarihini kapsayan dönem bordrolarını davalı Kurumdan istemek, ardından bordrolarda kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak anılan iş kazası ile ilgili olarak bunların bilgilerine başvurmak, davacının geçirdiği kaza ile ilgili ceza dosyası olup olmadığını araştırmak,ceza dosyasını inceleyerek bir suretini bu dosya arasına almak ve toplanacak deliller sonucunda bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, 22/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.