Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13347
Karar No: 2018/807

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/13347 Esas 2018/807 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/13347 E.  ,  2018/807 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 06.02.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı asil ... ile vekili Av... ve davacı vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan asil ve vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalılardan.."ün eski eşi olup, 07.04.1997 tarihli karar ile boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin davalı ..."e verildiğini,.."ün boşanma sonrası müşterek çocukları ile birlikte bir binanın rutubetli bodrum katında oturmaya başladığını, bu durumu gören davacının kendi adına bir daire satın alarak çocuklarını bu daireye taşımak istediğini, diğer davalı ..."e ait ..., ..., Mahallesi, 460 Ada, 14 parsel, 9 nolu dairenin 57.340 ... Doları karşılığında davacıya satılması konusunda davalı ... ile anlaştıklarını, satış bedelinden 48.490 Doların davalı ..."ın hesabına yatırıldığını, bakiye 7.500 Doların ödenmesi halinde tapunun davacı adına devredileceğinin kararlaştırıldığını, ancak; davacının işlerinin bozulması nedeni ile son taksidi yatıramayıp, geciktirdiğini, davacı ile davalı ... arasındaki nafaka davasında, davalı ..."dan harici sözleşme ile almış olduğu evin davalı ... adına kaydının yapıldığını öğrendiği boşandığı eşi davalı ..."ün kendi bedelini ödediği dairenin tapusunu hileli yollarla üzerine geçirerek haksız ve sebepsiz zenginleştiğini, davalı ..."ın basiretli bir tacir gibi davranmayıp, dairenin bedelini davacıdan alması, sözleşmeyi davacı ile yapmasına karşın boşandığı eşine tapuyu devretmesi, davacının zararına sebebiyet vermesi
    nedeniyle davalı ... ile birlikte davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek 49.840 ... Dolarının tapunun davalı ... adına devri tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ...; davacı ile davalı ... boşanmışlar ise de, boşanmadan sonra da birlikte oturmaya devam ettiklerini, satış sözleşmesinin yapıldığı tarihte birlikte oturduklarını, dairenin pazarlığını birlikte yaptıklarını, kendisine verilen bonoyu birlikte imzaladıklarını, beyanlarına göre dairenin peşin ödenen bölümünü de ortak paralarından ödediklerini, daire pazarlığı ve anlaşma sırasında kalan borç ödendiğinde tapunun ..."ya verilmesini istediklerini, bakiye borç ödenmeyince davacı ve davalı ..."e ihtar çektiğini, ihtar üzerine kalan borcu davalı ..."ün ödediğini, kalan borç ödenince senedin davalı ..."e iade edildiğini, sattığı dairenin bedelini tahsil ettiğini, ayrıca davacının talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Davalı ...; davacı ile boşandıktan sonra, davacı ve müşterek çocukların ısrarları sonucunda, davacının bazı teklifler sunarak tekrar birlikte yaşamayı denemeyi istediğini, kendisinin ise ev ile ilgili problem olduğunu, yeni bir eve taşınmak istemediğini, davacıya güvenmediğini, eğer kendi mülkü olursa birlikte aynı evde yaşamayı deneyeceğini, parasını birlikte ödeyerek ve nafaka yerine kaim olmak üzere davacının da ödeme yapmasını, tapusununda kendi üzerine alınmasını istediğini, bunun üzerine davacı ile birlikte emlakçıların dolaşıldığını ve diğer davalının sattığı ev için anlaşma yapıldığını, ev ile ilgili anlaşma yapıldıktan sonra davacı, davalı ve çocukların hemen bu eve taşındıklarını ve birlikte yaşadıklarını, davalının davacıya verdiği bir kısım paralar ve davacının nafaka için ödeyeceği paralarla satın alınan evin ödemelerine başlandığını, davacının boşanma tarihinden 2001 yılına kadar nafaka ödemediğini, eve taşındıktan sonra 1 yıl sorunsuz yaşadıklarını, ancak 2. yıl davacının olumsuz davranışları ve başkası ile evlenme isteği nedeniyle sorunlar çıktığını, davacının evi terk ederek başka birisiyle evlendiğini, davacının evin kalan bakiye borcunu ödemediğini, davalının da imzaladığı senedin protesto edildiğini, diğer davalının ihtarı ile kalan ödemeyi kendisinin yaptığını, davacının boşanmadan sonra tekrar birlikte yaşamak üzere evi adına aldığını, davacının ödediği parayı diğer davalıdan talep etmesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece; 14.03.1998 tarihinde ... ile ... ve ... arasında harici alım satım sözleşmesi yapıldığı, davacı tarafından bu alım satım sözleşmesi nedeniyle davalı ..."e 49.840 Dolar ödeme yapıldığı, davacı tarafından taşınmazın tapusunun davacı adına değil, davalı ... adına tescilinin yapıldığı, davacı tarafından, davalı ..."a ödeme yapılmış olmasına rağmen davalı ..."ın taşınmazın tapusunu.. adına tescil ettirdiği, ... yönünden sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığı, nedensiz olarak zenginleşenin davalı ... olduğu gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için TMK"nun 706, TBK"nun 237. (BK."nun 213), Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir.
    Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.
    Alacak hakkı, alacaklıya ilke olarak borçludan borçlanılan edimi dava ve cebri icra yoluyla talep ve takip hakkı verir. Bu ilke, borç ilişkisinin, dolayısıyla alacak hakkının temel özelliğidir. Ancak, hukuk düzeni bazı alacaklarda alacaklıya, borçlusunu dava ve cebri icra yoluyla zorlama hakkını vermemiştir. Borçlu isterse borcunu ifa edebilir. Bu tür borçlara, "eksik borç" veya "tabii borç" denir.
    Eksik borçların ortak özellikleri, alacaklı tarafından dava edilememeleridir. Ancak, borçlu dilerse bu tür borçları yerine getirebilir. Aslında bu tür borç ilişkilerinde de bir borç mevcuttur. Ancak, bunları "eksik" olarak nitelendiren husus, sorumluluğun, dolayısıyla takip ve dava hakkının bulunmamasıdır. Bu nedenle borçlu dilerse borcunu ifa edebilir.
    Somut olayda; mülk sahibi ... ile yapılan14.03.1998 tarihli sözleşmede , taşınmazın satış bedeli 13.400.000.000 TL kabul edilmiş, satış bedeline mahsuben alıcıdan 7.500.000.000 TL alındığı, bakiye bedelin 3 ay sürede 3 taksitle ödeneceği belirtilmiş, bakiye bedel dolara çevrilerek 25.000 ABD Doları olarak 3 ay içerisinde ödeneceği belirtilmiştir. Bakiye belirlenen 25.000 ... Doları için, keşideci olarak davacı ve davalı ..., taşınmaz sahibi satıcıya 16.03.1998 keşide tarihli 15.01.2000 vade tarihli bono vermişlerdir.
    Dinlenen davacı tanığı ...; sözleşmeyi yazarken alıcı olarak davacının adını yazdığını, o arada davalı ..."ün itiraz ettiğini, "Benim ismim de olacak" dediğini, davacı ..."ın da ismin önemli olmadığını, önemli olanın tapu olduğunu, tapuda halledeceklerini söylediğini, sözleşmenin altına davalı ..."ün de adını da yazdıklarını beyan etmiştir. Davacı tanığı ...; Sözleşme yapılırken davacının ismini yazdıklarını, davalı ..."ün "Benim adım niye yok" diye söylediğini, kendilerininde bunun geçici bir sözleşme olduğunu, parası ödendiğinde tapuyu kim alacaksa onun üzerine olacağını,.."e senin adına alınacaksa tapuda senin adına alır diye söylediklerini ifade etmiş, davalı tanığı, davacı ve davalı ..."ün müşterek çocukları ...; baba ve annesinin boşandıklarını, annesi ile birlikte anneannesinin yanına taşındıklarını, babasının sürekli gelip gittiğini, tekrar birlikte olmak istediğini, annesinin evin üzerine olması şartıyla bir araya gelmeyi kabul ettiğini,babası tarafından şartın kabul edildiğini ve ev aramaya başladıklarını, dava konusu evi bulduklarını, satıcıya verilen parada annesinin de katkısının bulunduğunu, anne ve babasının anlaşmalarına göre evin annesi üzerine yapılacağını belirtmiştir.
    Tüm dosya kapsamından; dava konusu satın alınan evin, davacı ile davalı ..."nın boşandıktan sonra tekrar bir araya gelmeleri nedeniyle davalı ... adına alındığının kabulü gerekir. Bu hal böyle olunca TBK"nun 81. maddesi gereğince davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yazılı düşüncelerle davanın kabulünce karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı ... yararına BOZULMASINA, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı ... için takdir edilen 1.630 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı ..."ya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/02/2018 günü oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi