3. Hukuk Dairesi 2016/20251 E. , 2018/811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 06.02.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı asil ... geldi. Davalı ve vekili adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan asilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafın aleyhine ... 1. İcra Müdürlüğünün 2004/1682 sayılı dosyası ile haksız olarak icra takibi başlattığını, süresinde mal beyanında bulunmadığından ... 1. İcra Ceza Mahkemesinin kararı ile 200 TL hafif para cezasına çarptırıldığını ve bu cezayı ödemek zorunda kaldığını, adına toplam 8 adet suç duyurusunda bulunulduğu için itiraz masraflarını da ödemek zorunda kaldığını, adına kayıtlı Renault marka araç ile oturduğu evine haciz konulduğunu, asgari ücretle çalıştığını, maaş haczi gönderilince işinden çıkarıldığını, davalının "Gel Barışalım" kampanyasından faydalanarak 1.496,48 TL ödeyerek dosya borcunu kapattığını, adına kayıtlı telefon hattı ile hiç bir şekilde görüşme yapmadığını, hattına girilmek sureti ile görüşmeler yapıldığını, davalının bu konuda yeterli tedbirleri almadığını, hizmetin niteliği ve içeriği hakkında kendisini bilgilendirmediğini, ... Tüketici Mahkemesi"nin 2010/108 esas 2013/39 karar sayılı ilamı ile davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, yaklaşık 10 senedir haksız takip, haciz ve davalar nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek 20.000 TL manevi tazminat ile şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat ve munzam zararın haksız eylemin vuku bulduğu 05/03/2004 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabında; davacının takip dosyasında usulüne uygun yapılan tebligata rağmen süresinde itiraz etmediğini ve mal beyanında bulunmadığını, takibin bu nedenle kesinleştiğini ve yasal işlemlerin başlatıldığını, gerçekleştirilen fiili haciz işlemleri nedeniyle taraflarına kusur izafe edilemeyeceğini, davacının iş sözleşmesinin davacının karıştığı bir kavga nedeniyle feshedildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. .
Mahkemece; davalının, davacı hakkında telefon borcundan dolayı icra takibi yaptığı, icranın itiraz olmadığı için kesinleştiği, bunun üzerine maaş haczi uygulandığı, davacı tarafından kendisinin telefonundan görüşme yapılmadığını iddia ederek davalıya başvurduğu ve hattına dışardan müdahale edilerek telefon üzerinden görüşme yapıldığı iddiasıyla ... Cumhuriyet Başsavcılığına müteaddit kere şikayet başvurusunda bulunduğu, yapılan soruşturmalar sonucunda hatta dışardan müdahale edildiği yönünde iddia dışında delil olmadığından takipsizlik kararları verildiği, yargılama sırasında da davacının evinde bulunan telefona dışarıdan müdahale edildiğini yasal ve yöntemince ispat edemediği, yapılan yargılama ve icra dosyalarındaki işlemlerin davacıyı mağdur edecek şekilde nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava;davacı aleyhine davalı yanın haksız takip ve haksız haciz yaptığı iddiasına dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınması gerekir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder, şeklinde tanımlanır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için; yasanın amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay incelendiğinde; dava konusu telefon görüşmelerinin yapıldığı davacıya ait hattın meskeninde kullanıldığı ve davacı ile davalı arasında, abonelik sözleşmesinin bulunduğu, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı açık olup, olayda 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde esasa ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre; davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.