21. Hukuk Dairesi 2017/6191 E. , 2018/7689 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, 22.06.2008 tarihli iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı lehine 82.306,33 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacı sigortalının davalı şirket tarafından işletilen kömür madeninde işçi olarak çalışırken, olay günü yüklemesini davacının yaptığı kömürler patlamadan kalan dinamitin davacının yükleme yaptığı sırada patlaması neticesinde iş kazasının gerçekleştiği, davacının görme kaybına uğradığı ve %43,2 oranında malul kaldığı, iş kazasının gerçekleşmesinde işveren şirketin %85 ,davacı işçinin ise %15 oranında müterafik kusurunun bulunduğunun tespit edildiği, mahkemece verilen 26/11/2015 tarihli kararda birleşen davada talep edilen 45.000,00 TL manevi tazminat istemi ile ilgili talebin değerlendirilmemiş olması nedeniyle, Dairemizin 13/12/2016 tarih 2016/6079 Esas, 2016/15022 Karar sayılı ilamıyla yerel mahkeme kararının bu yönden bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde manevi tazminat istemiyle ilgili yukarıda işaret olunan şekilde 20.000 TL’ye karar verildiği anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu açıklamalar doğrultusunda davacı lehine takdir edilen 20.000,00 TL manevi tazminatın az olduğu açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcın davalıya yükletilmesine, 23/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.