
Esas No: 2018/9427
Karar No: 2022/2425
Karar Tarihi: 11.04.2022
Danıştay 4. Daire 2018/9427 Esas 2022/2425 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/9427 E. , 2022/2425 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/9427
Karar No : 2022/2425
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Asıl borçlu ... İnşaat Maden Metal Sanayi Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen vergi ve ceza borçlarının tahsili amacıyla kanunî temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ... tarih ve ...-...-...-...-... takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; dava konusu ödeme emirleri içeriğindeki vergi borçları ile ilgili olarak asıl amme borçlusu olan ... İnşaat Maden Metal San. Tic. Ltd. Şti. adına düzenlenen ödeme emirleri ile tebliğ alındılarının, bu ödeme emirlerinin ilanen tebliğine ilişkin tüm bilgi ve belgelerin ve tahsil zamanaşımını kesen tüm sebeplerin sorularak buna ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesine rağmen, ara karar cevabında 20/11/2006 tarihinde yapıldığı bildirilen söz konusu ödeme emirlerinin ilanen tebliğine ilişkin evrakın Mahkememiz dosyasına ibraz edilmemesi nedeniyle, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği sonucuna varıldığı, kaldı ki tebliğin usulüne uygun yapıldığı kabul edilse dahi, ... tarih ve .. takip numaralı ödeme emri içeriğinde yer alan gelir (stopaj) vergisi borcunun 2002/11 - 2003/01 dönemine ilişkin olduğu, şirket hisselerinin davacı tarafından 15/01/2003 tarihinde devralındığı ve aynı tarihte kanuni temsilci sıfatının kazanıldığı, bu nedenle 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca davacının şirket hisselerini devraldığı tarihten önceki dönemlere ait şirket borçlarından sorumlu tutulmasına hukuken olanak bulunmadığı da dikkate alındığında, asıl borçlu şirket adına usulüne uygun bir şekilde takip yolları tüketilmek suretiyle kesinleştirilmediği ve kısmen de davacının sorumluluğunun bulunmadığı döneme ilişkin olduğu anlaşılan amme alacaklarının tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına takibat yapılamayacağından, ... tarih ve ... -... takip numaralı ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... numaralı ödeme emrinin içeriğinde yer alan kamu alacaklarının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin, Mahkemelerinin 18/09/2017 tarihli ara kararına cevaben davalı idarece gönderilen evrakın incelenmesinden, 20/11/2006 tarihinde ilanen tebliğ edildiğinin bildirildiği ancak söz konusu ödeme emrinin asıl borçlu şirketin veya şirketin kanuni temsilcisinin bilinen adresinde tebliğ edilmeye çalışıldığına dair tebliğ evrakının ibraz edilmemesi nedeniyle, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği sonucuna varılmış olup, asıl borçlu şirket adına usulüne uygun bir şekilde takip yolları tüketilmek suretiyle kesinleştirilmediği anlaşılan amme alacaklarının tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına takibat yapılamayacağından, ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... numaralı ödeme emri içeriğinde yer alan kamu alacaklarının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin 2003, 2005 ve 2006 yıllarında yapılan yoklamalar üzerine tanzim edilen adres tespit tutanaklarına istinaden şirketin bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle, şirketin bilinen adresine değil, şirketin kanuni temsilcisi olan davacının ikamet adresine 27/10/2011 tarihinde tebliğe çıkarıldığı ve bu adreste şirketle ilgisi, adı, soyadı belirtilmeyen bir şahsa imza karşılığı tebliğ edildiği, bu halliyle tebliğin 213 sayılı Kanun'un hükümlerine uygun olmadığı ve asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... ana takip dosya numaralı ödeme emri incelendiğinde; davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... numaralı ödeme emrinin 1, 2 ve 3. sayfalarında yer alan kamu alacaklarının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 2003, 2005 ve 2006 yıllarında yapılan yoklamalar üzerine tanzim edilen adres tespit tutanaklarına istinaden şirketin bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle, şirketin bilinen adresine değil, şirketin kanuni temsilcisi olan davacının ikamet adresine 23/05/2006 tarihinde tebliğe çıkarıldığı ve muhatabın gösterilen adreste tanınmadığı hususunda imzadan imtina eden komşusunun sözlü beyanı şerh edilerek muhtar tasdikiyle çıkış merciine iade edildiği anlaşılmakta ise de; davacı adına düzenlenen ödeme emrinin 1. sayfasında yer alan amme alacaklarına ilişkin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinden bir kısmının ilanen tebliğinin, ödeme emirleri içeriğinde yer alan amme alacaklarının miktarı da dikkate alındığında, ayrıca gazete ile ilan edilmediğinden usulüne uygun şekilde yapılmadığı, aynı ödeme emrinin 2. ve 3. sayfalarında yer alan kamu alacaklarının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinden, 2. sayfanın 36, 37, 38 ve 48 sıra numaralı kısımlarında yer alan amme alacakları ile 3. sayfanın 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65 ve 66 sıra numaralı kısımlarında yer alan amme alacaklarının tahsili için asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... tarih ve ...-...-...-...-... takip numaralı ödeme emirlerinin asıl borçlu şirketin veya şirketin kanuni temsilcisinin bilinen adresinde tebliğ edilmeye çalışıldığına dair tebliğ evrakının ara kararına rağmen davalı idarece ibraz edilmediği anlaşıldığından, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ve yukarıda tarih ve sayıları belirtilen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği sonucuna varıldığı, kaldı ki asıl borçlu şirket adına düzenlenen tüm ödeme emirlerine ilişkin tebliğin usulüne uygun olduğu kabul edilse dahi, söz konusu ödeme emirleri içeriğinde yer alan amme alacaklarına mahsuben 12/12/2006-25/12/2014 tarihleri arasındaki muhtelif tarihlerde yapılan cüz'î ödemelerin şirket veya temsilciler tarafından yapıldığına dair makbuz bulunmaması ve davacı tarafından kendi aleyhine sonuç doğuracak şekilde cüz'î miktarda ödeme yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olması nedeniyle söz konusu ödemelerin zamanaşımını kesmek amacıyla davalı idarece yapıldığı kanaatine varıldığından, anılan tarihlerde yapılan ödemelerin tahsil zamanaşımı süresini etkilemeyeceği, söz konusu takiplere ilişkin olarak ödeme emirlerinin tebliğ edildiği tarihten sonra yukarıda belirtilen ödemeler haricinde, 6183 sayılı Kanun'un 103. maddesi kapsamında zamanaşımını kesen başkaca bir işlem yapılmadığı da dikkate alındığında, idarece bildirilen ilanen tebliğ tarihlerinden itibaren en geç 31/12/2011, 31/12/2013, 31/12/2014 ve 31/12/2016 tarihlerinde davacı adına kanunî temsilci sıfatıyla düzenlenmesi gereken ödeme emirlerinin içeriğinde yer alan amme alacaklarının zamanaşımına uğradığı anlaşılmakta olup, tahsil zamanaşımına uğrayan amme alacaklarının tahsili için davacı adına düzenlenen ... tarih ve ... , ... , ... , ... , ... ana takip dosya numaralı ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının ortağı ve temsilcisi olduğu şirket hakkında usulüne uygun olarak tahakkuk eden amme alacaklarının şirketten tahsil edilmemesi üzerine vergi alacağının davacıdan tahsili yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 11/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.