Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/13849
Karar No: 2018/862
Karar Tarihi: 12.02.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/13849 Esas 2018/862 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/13849 E.  ,  2018/862 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece ...lan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davaya konu 226 parsel sayılı taşınmaz üzerine gecekondu inşa ettiğini, bir süre sonra ... Belediyesince bölgedeki her bir gecekondu sahibine m² si 8.000 TL den 400 m² arsa tahsis edileceğinin ilan edildiğini, ... Belediyesince ilanın ...ldığı ve gecekondu arsa bedellerinin yatırıldığı tarihte dava konusu parselin mülkiyetinin çekişmeli olduğunu ilan nedeniyle ... Belediyesine ait banka hesabına 12.11.1993 tarihinde 3.200.000 TL (yeni 3,2 TL) para yatırdığını, ancak Büyükşehir statüsüne kavuşan davalı belediyenin çevre mahallelerdeki gecekonduların bulunduğu taşınmazları kamulaştırarak ödenen bedeller nedeniyle hak sahiplerine dağıtmasına rağmen, kendisine ait gecekondunun bulunduğu bölgede böyle bir faaliyet içerisine girmediği gibi, almış olduğu paraları sonradan bu yerde sorumluluk sahibi olan ... Belediyesine de devretmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hak saklı kalmak üzere, 400 m² lik gecekondu arsasının dava tarihindeki rayiç değer karşılığı olan 10.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 21.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; dava konusu yerin Büyükşehir Belediyesinin kurulması ile birlikte ... Belediyesi sınırları içerisinde kaldığını, 775 ve 2981 sayılı Yasalar kapsamında uygulama yapmakla görevli ve yetkili belediyenin ... Belediyesi olduğunu, belediyenin arsa tahsisi yapmadığı gibi bu yönde alınmış bir kararı bulunmamasına rağmen bazı gecekondu sahiplerinin belediyenin bilgisi dışında banka hesabına para yatırdığını savunarak, davanın öncelikle husumet nedeniyle, olmadığı takdirde ise esastan reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davacı tarafından para yatırılan hesabın davalı belediyeye ait olmadığı, ancak bu hesaptan davalı belediyeye para aktarıldığı, kaldı ki davalı belediyenin aşamalarda para yatırıldığını kabul etmiş olduğu, buna göre taraflar arasında geçerli bulunmayan bir taşınmaz satım sözleşmesinin kurulduğu, bu nedenle dava dışı ... Belediyesi tarafından 19.08.2010 tarihinde alınan encümen kararı ile davalı ... Büyükşehir Belediyesinin davacıya taşınmaz tahsis etmeyeceğinin anlaşıldığı ve davacının ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre bu tarihte ulaşacağı değeri isteyebileceği gerekçe gösterilerek; denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 654,97 TL nin 21.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı belediyeden tahsiline dair verilen karar , taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 17.12.2012 günlü ve 2012/20536-25908 E.K. sayılı ilamı ile;
    (....Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının, dava dışı ... ... Mahallesi Arsa Konut ... Kooperatifinin ... (sonradan ...’a devredilen) ... Şubesindeki hesabına 12.11.1993 tarihinde 3.200.000 TL yatırdığı, bu hesapta toplanan 104.000.000 TL nin ise 14.04.1994 tarihinde ... ile ... Bankası ... Şubesine gönderildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece toplanılmış olan bu delillerden; davacı tarafından yatırılan paranın, davalı belediyenin hesabına aktarıldığı sonucuna varmak mümkün değildir.
    Şu durumda, uyuşmazlığın çözümü için, dava konusu paranın yatırıldığı “... ... Mahallesi Arsa Konut ... Kooperatifine ait 232/16341004 nolu hesap” ile davalı ... arasında hukuki, fiili ve organik bağ bulunup bulunmadığı hususları ile paranın aktarıldığı ... Bankası ... Şubesindeki hesabın kime ait olduğu veya kimler tarafından kullanıldığının mahkemece belirlenmesi gerekmektedir. Ne var ki mahkemece bu yön gözardı edilerek, aynı mahiyette olup başka mahkemelerde açılmış davalarda elde edilen ve bu davada çözümlenmesi gereken konulara cevap vermeyen belgeler esas alınmak suretiyle davalı belediyenin sorumluluğu cihetine gidilmiştir.
    Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklandığı üzere araştırma ...larak tüm delillerin usulünce toplanılması ve ortaya çıkacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ...) gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyan mahkemece; Davacı tarafın davaya konu ettiği paranın, davalı ... Belediyesi hesabına gittiği belirlendikten sonra, bozma öncesindeki hüküm doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile ifanın imkansız hale geldiği 19.08.2010 tarihi itibari ile ulaştığı değer olan 654,97 TL nin 21.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı belediyeden tahsiline karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 26.05.2014 günlü ve 2014/6646-8231 E.K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Dairemizin onama kararına karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Dairemizin 2014/16358 Esas – 2014/16020 Karar sayılı ve 08/12/2014 tarihli kararı ile; " ... Davada; Davacı, davalı belediyeye güvenerek arsa verileceği inancı ile arsa bedeli olarak 3.200.000 TL. (yeni 3,2 TL) ödediği halde, taahhüt edilen arsanın verilmediğini ileri sürerek, zararın tazminini istemiştir. Davalı ... ise, arsa tahsisi ...lması yönünde alınmış bir karar bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Davalı belediyenin, davacıya ait gecekondunun da içinde yer aldığı 226 parsel sayılı taşınmazı gecekondu önleme bölgesi olarak ilan ettiği, akabinde aynı parsel içerisinde bulunan ...... Mahallesinde kamulaştırma kararı alarak kamulaştırma bedelini belirlediği, bu kararlar öncesinde Ünsal, ..., ...... ve Duraliler mahallelerinde gecekondu sahibi olan (davacınında aralarında bulunduğu) yüzlerce kişinin 01.11.1993 – 31.12.1993 tarihleri arasında 3.200.000 TL"yi (yeni 3,2 TL) dava dışı ... ... Mah. Arsa Konut ... Kooperatifinin banka hesabına yatırdığı, bu hesapta toplanan paradan 5.000.000.000 TL"sinin (yeni 5.000 TL) 15.11.1993 tarihinde davalı belediyenin işçi ve
    memur maaşı hesabına aktarıldığı, 504 sayılı KHK. ile büyükşehire dönüştürülen davalı belediyenin hesabına aktarılan bu parayı 775 ve 2981 sayılı Yasalar kapsamında bölgede uygulama yapmakla görevli ve yetkili ... Belediyesine devretmediği, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, bir kamu kurumu olan davalı belediyenin; davacının da aralarında bulunduğu gecekondu sahiplerine, kamulaştırmadan sonra arsa tahsis edileceği yönünde güven aşılamak suretiyle, tahsis edilecek arsalar karşılığında para topladığı sabittir. Davalının kamuya sunduğu bu nitelikteki bir işlemde, devletin güvenilir olması asıldır. İşlemin bir tarafı kamu kurumu, diğer tarafı da dar gelirli vatandaştır. Vatandaşın kamu kurumlarına olan güven ve inancı korunmalıdır. Arsa tahsisi ...lacağı ilanına güvenerek belediyeye para yatıran davacı, belediye ile olan bu ilişkide edimini yerine getirmiş, davalı ise getirmemiştir. İfa, davalının kusuru ile imkansız hale gelmiştir. Davalının tahsisin ...lmadığını ileri sürmesi TMK. 2.maddeye göre hakkın kötüye kullanılmasıdır Davalı kurum, davacının zararını gidermelidir. Tazminat miktarı belirlenirken, davacının gerçek zararı esas alınmalıdır.
    Bu nedenle; ... Belediyesi tarafından alınan 19.08.2010 tarihli Encümen Kararı ile, davalı belediyenin davacıya taşınmaz tahsis etmeyeceği anlaşıldığından, somut olayda davacı, ifanın imkansız hale geldiği 19.08.2010 tarihindeki arsanın rayiç değerini isteyebilir.
    Buna göre mahkemece; öncelikle taraflara, taşınmaza yakın bölgelerden ve ifanın imkânsız hale geldiği tarihe yakın zaman içinde ...lan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınması, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, sonrasında ise, bu emsallere göre taşınmaza değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif ...lmak suretiyle denetime imkân veren ve bilimsel verileri içeren rapor alınması suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. .. " gerekçesi ile onama kararı kaldırılmış , mahkeme kararı bozulmuştur .
    Mahkemece bozma kararına uyulmuş, keşif ...lmış, keşfe katılan fen bilirkişisi, inşaat mühendisi bilirkişi, ziraat mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporları dosyaya sunulmuş, davacı 20/05/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu bilirkişi raporlarında belirlenen miktar olan 173.030.00.-TL"ye yükseltmiş, mahkeme de davanın kabulüne, 173.030,00-TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, alacağın 10.000,00 TL’lik kısmı için 21.02.2011 tarihinden itibaren, alacağın 163.030,00-TL’lik kısmı için ıslah tarihi olan 20.05.2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Islah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK" nun 176. Maddesinde ıslah; “taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir" olarak tanımlanmıştır.
    Aynı Kanun"un müteakip 177.maddesinde ise, ıslahın tahkikata tabi olan davalarda tahkikat bitinceye kadar ...labileceği öngörülmüş olduğundan ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığından, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilme ve bu nedenle bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur.
    Nitekim, 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; "ıslah" ın; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177. maddesinin açık hükmü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar ...labileceği Yargıtay"ca hüküm
    bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı açıklanmış, 06.05.2016 gün ve 2005/1 Esas 2006/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile de; "bozma kararı sonrası ıslah ...lamayacağı ve 04.02.1948 gün ve 04.02.1948 gün ve 1944/10 Esas 1948/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesinin gerekmediğine” karar verilmiştir.
    Yine, Hukuk Genel Kurulunun 15.3.2006 tarih ve 2006/9-21E-2006/72K sayılı kararı ile; Mahkemece tüm deliller toplanıp, bilirkişi incelemesi yaptırılıp ve dosya esas yönünden de karar vermeye hazır hale getirildikten sonra yerel mahkemece verilen karar Yargıtay Dairesince bozulmuş ve bozmadan sonra da herhangi bir tahkikat ...lmamışsa artık ıslahın açıklanan nedenlerle kabulünün mümkün olmayacağı belirtilmiştir.
    Somut olayda, davacı 08/12/2014 tarihli bozma kararından sonra 20/05/2016 tarihinde davayı ıslah etmiş, mahkemece davacının ıslah ettiği miktara göre dava kabul edilmiştir. Bozmadan sonra ıslah ...lamayacağı konusu değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    2 -) Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
    Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
    Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
    Somut olayda; mahkemece uyulan anılan bozma ilamında davacının arsanın rayiç değerini isteyebileceği açıklanmış, denkleştirici adalet ilkesinin uygulanamayacağı yönünden davacı, arsanın rayiç değerinden fazlasının istenemeyeceği yönünden davalı lehine usuli müktesep hak oluşmuştur. Davacı, dava dilekçesinde sadece arsanın rayiç bedelini talep etmiş, bilirkişi kurul raporunda arsanın rayiç bedelinin yanısıra taşınmazda bulunan evin ve zirai muhtesatların da değeri belirlenmiş, davacı talep sonucunu toplam bedele göre ıslah etmiş, mahkeme de bu toplam bedel üzerinden davayı kabul etmiştir.
    Bozma gereği yerine getirilmeden, arsanın rayiç bedelinin yanısıra ev ve muhtesatların değerini de hesaplayan bilirkişi raporu dayanak alınarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, davacının dava dilekçesindeki arsanın rayiç bedeline yönelik talebine bağlı kalınmamış (talebin aşılması) bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi