19. Hukuk Dairesi 2017/3355 E. , 2017/7592 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanıın reddine yönelik yerel mahkeme kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ..., davalı ... vek. Av. ... ... ve davalı ... vek. Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüld.
-KARAR-
Davacı vekili, dava dışı ... Gazetecilik A.Ş.’nin müşterek ve müteselsil borçluları davacı ve davalılar olan senede dayalı giriştiği icra takibi sonucu müvekkilinin ........2009 tarihi itibarı ile borcun tamamı olan 922.246,40 TL ödediğini ve icra dairesinden rücu belgesi aldığını, daha sonra müşterek ve müteselsil borçluluk gereğince hisseleri nispetinde sorumlu olan davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe haksız ve hukuka aykırı şekilde itiraz edildiğini iddia ederek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, rücu belgesine dayanak senette müvekkilinin kefil durumunda olup, asıl borçlunun yerine getirdiği ediminden dolayı kefile rücu hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, asıl borçlu davacının aval verene ve/veya kefile rücu haklı olmadığını savunarak, davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının isminin senette borçlu olarak matbu olarak bulunduğu, davalıların isminin senede sonradan el yazısı ile yazıldığı, muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç senet yüzüne atılan her imzanın aval veren sıfatıyla atıldığının kabulü gerektiği, davalıların asıl borçlu olarak senette matbu bir şekilde ismi yazılı olan davacıdan bir ay önce imza atmış olmalarının çelişkili bir durum olduğu, imzaların yanındaki tarihlerin genel uygulamada soldan sağa doğru belge düzenlendiği halde dava konusu olayda bunun tersinin yapılmasının olağan dışı olduğu, senedi elinde bulunduran davacının, senet aslını ibraz etmeksizin lehine bir çıkarımda bulunamayacağı, davalıların aval veren konumunda olup, asıl borçlu olan davacının aval verenlere rücu edemeyeceği, davacının takipte kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusu yapmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının isminin ve borçlu sıfatının senette matbu olarak yazılı (bilgisayar ile) bulunduğu, davalıların isminin ise el yazısı ile yazıldığı, senedi hangi sıfatla imzaladıklarına ilişkin bir ibare bulunmadan tarih atılarak imzaladıkları, senedin düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan TTK’nun 688/.... maddesi gereğince, belgenin kambiyo
senedi taşıması için “senedi tanzim edenin” imzasını ihtiva etmesinin zorunlu olduğu, yine aynı Kanunun 613 ve 614/.... maddeleri uyarınca keşideci ve lehdar imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imzanın aval şerhi sayılacağı, bunun yasal bir karine olduğu, davalıların senet metni üzerindeki isim ve imzalarının davacı asıl borçluya aval verdiklerine karine oluşturduğu, bu karinenin aksinin davacı tarafça aynı güçte bir belge ile ispat edilemediğinden lehdara senette borcu ödeyen senedi tanzim eden davacının, aval veren davalılara rücu hakkı bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen ....480,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 02/.../2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.