Esas No: 2021/14610
Karar No: 2022/1673
Karar Tarihi: 07.04.2022
Danıştay 2. Daire 2021/14610 Esas 2022/1673 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/14610 E. , 2022/1673 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/14610
Karar No : 2022/1673
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; ... İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullandığından bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay Beşinci Dairesinin 22/01/2018 günlü, E:2016/15256, K:2018/4042 sayılı, eksik inceleme nedeniyle bozma kararına uyularak yeniden yapılan inceleme sonucu verilen … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacı ile fiilleri aynı soruşturmaya konu edilen diğer polis memurlarının örgüt halinde rüşvete aracılık suçunu işlediklerinden bahisle … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… esasına kayıtlı dava dosyasında verilen kararın, Yargıtay … Ceza Dairesinin E:…, K:… sayılı kararı ile; "...rüşvet suçunun kanıtı kabul edilebilecek delillerin yorumu gerektirmeyecek biçimde rüşvet suçunun anlaşma da dahil tüm unsurlarını ortaya koymadığı, görevin gereklerine aykırı hareket edilmesi için hangi iş ve işlem nedeniyle menfaat temin edildiği ya da rüşvet anlaşmasına varıldığı hususunun açık olmadığı da nazara alındığında, savunma irdelenerek kolluk görevlilerinin icbar boyutuna varmayan davranışları sonucunda sivil sanıklarca menfaat temin edildiğinin anlaşılması halinde görevlilerin eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı ..., aksi halde ise işin yapılmasına yönelik öncesinde bir anlaşmanın varlığı halinde eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 257/3. maddesinde düzenlenen 'görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama ve bu suça azmettirme suçunu', işin yapılmasına yönelik öncesinde bir anlaşmanın olmadığı, söz konusu işin yapılmasından sonra menfaat temin edilmesi halinde ise kolluk görevlileri açısından eylemin TCK'nın 257/1 maddesinde düzenlenen 'görevi kötüye kullanma' ... suçunu oluşturacağı gözetilmeden sübutu kabul edilen eylemlerinin ne suretle atılı suçu oluşturduğu, suçun işlendiğine dair varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde denetime imkan verecek biçimde gerekçeleriyle gösterilmeden dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle..." gerekçesi ile bozulduğu,
Yargıtayın bozma kararı üzerine … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla "... kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre dava zamanaşımı süresinin 5237 sayılı TCK'nın 66. maddesi gereğince 8 yıl olduğu, ... olağan ve olağanüstü zamanaşımı sürelerinin dolduğu..." gerekçesi ile davanın düşmesine karar verildiği,
… Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı iddianamesinde; Karacabey Bölge Trafik Denetleme İstasyonunda görevli bazı polis memurlarının fazla tonajla taşımacılık yapan nakliyat şirketlerinden rüşvet aldıkları yolunda yapılan bir ihbar üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonucunda davacı, Başkomiser ..., Polis Memurları …'nin görevli veya istirahatlı oldukları esnada, kendilerine ve başkalarına ait GSM telefonları ile kendi aralarında, diğer meslektaşları ile ve menfaat ilişkileri olan hafriyat ve nakliye işi yapan şirket sahibi ve çalışanları ile görüştüklerinin tespit edildiği, trafik hizmetlerinde görevli polis memurlarının Karayolları Trafik Kanunu hükümlerini ihlal ederek tonajlı araç geçiren şahıslar ve şirketlere ait araçlara ceza yazmadan geçirdikleri, şirket sahip ve çalışanlarına güzergah, yol durumu ve ekip faaliyetleri hakkında bilgi verdikleri, Karayolları Trafik Kanunu'na aykırı eylem ve belgeleri göz ardı ettikleri, uygulanması gereken cezai işlemleri tatbik etmedikleri ve zaman zaman bazı meslektaşlarına engel olmaya çalıştıkları, bir takım şirket sahipleri ve çalışanları ile karşılaştıklarında araçlarının Karayolları Trafik Kanunu'na aykırı eylem ve işlemlerini yok saydıkları, cezai işlem yapmadıkları ve yaptırmadıkları, bilgileri dahilinde olay yerini terk eden araç sahibine kaskodan para alması için yardım amacıyla daha sonra Kaza Yeri Terk Bildirim Tutanağı tutturdukları, bu usulsüz işlemler karşılığında rüşvet olarak yemek yediklerinin, cep telefonu makinesi ve kontör şifresi aldırdıklarının, para aldıklarının/hesaplarına para yatıttırdıklarının, şirket sahipleri ve çalışanlarının yakıt almak için anlaşmalı oldukları benzin istasyonlarından, bu şahısların inisiyatifleriyle kendi özel araçlarına ücret ödemeden akaryakıt aldıklarının ve şahıslardan para talebinde bulunduklarının tespit edildiği, kurum grup hattından kendi aralarında görüşmeleri ücretsiz olmasına rağmen, başkalarının üzerine kayıtlı GSM hattı kullandıkları ve suç içeren görüşmeleri bu hatlardan yaptıkları, ceza yazılması gereken tonajlı araç durdurulduğu zaman araç sürücülerinin telefonları ile araç sahibi veya sorumlusu ile görüştükleri, bazı görevlilerin yakalanmamak için sahte isimler kullandıkları, telefonla konuşurken karşı tarafı isimle hitap etmemesi hususunda uyardıkları, rüşvet olarak akaryakıt almak istediklerinde şirkete ait araçların plakalarını yazdırdıkları, kendilerine ait araçların plakalarının yazılmasını istemedikleri, bazı polis memurlarının operasyon sırasında ne yapacaklarını görüşmek için bir restaurantta buluştukları, şirket sahipleri ile çalışanlarının görevli memurlara menfaat sağlayarak kendilerine yazılacak cezalardan kurtuldukları, bunu sürekli hale getirdikleri, böylelikle şüphelilerin "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kurulan örgüte üye olmak, rüşvet almak ve rüşvet vermek, sahte evrak düzenlemek" suçunu işledikleri iddialarına yer verildiği,
Olayda, her ne kadar Yargıtay … Ceza Dairesinin E:…, K:… sayılı bozma kararında menfaat temin edildiği ya da rüşvet anlaşmasına varıldığı hususunun açık olmadığı, sivil sanıklarca menfaat temin edildiğinin anlaşılması halinde görevlilerin eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gerekçesine yer verilmişse de; davacının fazla tonajlı araçların geçişlerini kolaylaştırdığı, yolun durumu hakkında önceden şirket yetkililerine bilgi verdiği, idari yönden eksiklikleri bulunan araçlara ceza uygulamadığı hususları tape kayıtları ve tanık ifadeleri ile ortaya konulduğundan, bu fiiller, yetkisini veya nüfuzunu başkalarına çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanmak fiili kapsamında kaldığından, eylemine uyan meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; kendisine isnat edilen fiilleri işlediği yönünde herhangi bir delil elde edilemediğinden ceza davasının zamanaşımına uğradığı; dava konusu işlemin, herhangi bir dayanağı bulunmadığından iptaline karar verilmesi gerekirken, farazi yorumlar sonucu davanın reddine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu; ceza davasında yargılanan diğer sanıklar ile tanıkların yeminli ifadelerinde davacının atılı suçlamalarla bir ilgisinin olmadığının açıkça belirtildiği; davalı idarece yürütülen soruşturmanın başından itibaren davacıya ceza verme amacının güdüldüğü, soruşturmaya konu edilen maddi vakıaların ve dayanılan delillerin gerçeği yansıtmadığı ve hukuka aykırı olduğu; Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135. maddesinde yer alan suçlar kapsamında bulunmayan fiile ilişkin olan tape kayıtlarının tek başına delil olarak kullanılmasının hukuka uygun olmadığı; soruşturmada adı geçen bir kısım polis memurlarına bir alt disiplin cezası uygulandığı halde aynı veya daha iyi sicil durumu bulunan kendisinin bir alt disiplin cezasıyla tecziye edilmemiş olmasının eşitlik ve hakkaniyet ilkesine uygun olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idare tarafından; davacı hakkında tesis edilen işlemde mevzuata aykırı bir husus bulunmadığı gibi dilekçede ileri sürülen hususlar 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplere uymadığından temyiz isteminin reddi gerektiği yolunda cevap verilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.