21. Hukuk Dairesi 2017/2901 E. , 2018/7723 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi:
Davacı sigortalı 31.05.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı vekili mahkemenin yetkili olmadığını, HMK gereği kısmi dava açılamayacağını, davacının kusur ve maluliyet oranlarının belli olmadığını, maddi kaybın SGK"ca karşılandığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi:
Mahkemece maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme gerekçesini; "Davacının, davlaı şirket işçisi olarak ... adresindeki ... A.ş de fabrikanın boya ve alçı işlerinin yapımı sırasında fabrika binasının batarkatta bulunan mutfağının dışarıya bakan ön cephesinde yaklaşık 3,5 metre yüksekliğindeki ethernet malzemesiyle kaplı çatı kısmına 09,00 sularında boya için çıkıp boya yapacağı yere yürürken ışıklandırma amacıyla çatıya konulan şeffaf tabir edilen çatı kaplama malzemesinin üzerine basıp dengesini kaybederek 3,5 metre yükseklikten beton zemine düşmek suretiyle iş kazası geçirdiği olay nedeniyle davacının Sgk ve Adli tıp kurumca rapor edildiği üzere %23 oranında maluliyete uğradığı, kazanın meydana gelmesinde davacının %20, iş güvenliğini almayan işverenin de %80 kusurlu olduguna ilişkin bilirkişi raporu mahkememizce dosya kapsamına göre uygun görülmüştür. Taraflar ekonomik sosyal durumları ve davacının maluliyet oranı itibariyle Sgk tarafından bağlanan gelirin peşin sermaye değer mahsup edildikten sonra davacının hüküm fıkrasında yazılı miktarda maddi zararının bulunduguna ilişkin aktüerya hesap bilirkişisinin raporunda tespit edilen maddi zararın tarafların kusuru ve sürekli iş ve güç kaybı oranları itibariyle 95.037,67TL olduguna ilişkin hesap raporunun dosya kapsamına uygun oldugu anlaşılmakla bu miktar itibariyle davacının maddi zarar tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının, ıslah dilekçesi ile talep ettiği manevi tazminat talebi yönünden tarafların ekonomik sosyal durumları ile kazanın meydana gelmesindeki kusur oranları, bu kaza sonucunda meydana gelen yaralanma ve maluliyet durumunun davacının kaza sonrası ve gelecek yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri birlikte degerlendirilerek hüküm fıkrasında yazılı miktarda manevi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açılandıgı üzere davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin hüküm fıkrasında yazılı miktarlar itibariyle kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ve yargılama giderleriyle birlikte davalılardan tahsili şeklinde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir." olarak açıklamıştır.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi:
Bölge Adliye Mahkemesi, "Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, iş kazasına bağlı olarak maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacının YSK raporu kapsamında maluliyetinin %23 olarak belirlendiği, itiraz neticesinde Mahkemece Adli Tıp Kurumundan iş kazası nedeniyle maluliyet oranı, davacının işgücü kaybında hastanedeki tedavilerinin etkisinin bulunup bulunmadığı yönünden rapor tanzimi istendiği, raporda iş kazasına bağlı %23 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının bildirildiği, her iki raporun birbirini teyit ettiği anlaşılmış, taraflarca bildirilen davacının yanlış tedavi sonucu sakat kaldığı ve işgücü kaybına uğradığından bahisle idarenin hizmet kusuruna yönelik maddi ve manevi tazminata ilişkin ... 1. İdare Mahkemesinin 2011/365 Eass - 2013/2206 Karar sayılı ilamı incelenmiş, dayanak Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kuruluna ilişkin 6027 sayılı rapor incelenmiş, davacıya yapılan tıbbi müdahalede uygulamaların tıp kurallarına uygun olduğu, herhangi bir ihmal ve kusurun bulunmadığının bildirildiği, bu rapor neticesinde davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı, YSK raporu, Mahkemece aldırılan 3. İhtisas Kuruluna ilişkin maluliyet ve tedavinin etkisine ilişkin alınan rapor, bu iki raporun birbirini teyit etmesi, İdare Mahkemesince aldırılan Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu rapor kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafın maluliyete yönelik itirazı ve talepleri yerinde görülmemiş olup, tüm dosya kapsamı ile istinaf talepleri yerinde görülmemekle davalının istinaf başvurusunun HMK. 353/b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE," karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı vekili, davacıya ilk müdahalenin yanlış yapılması nedeniyle ikinci müdahalenin yapıldığını, ve davacının bu gerekçe ile idare aleyhine tazminat davası açtığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiği, kusura ilişkin raporların çelişkili olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasını istemiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; SGK tarafından davacıda meydana gelen sürekli iş göremezlik derecesinin % 23 olarak belirlendiği, tarafların bu oranı kabul etmediği ve Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu tarafından da davacıda meydana gelen sürekli iş göremezlik derecesinin % 23 olarak belirlendiği, davalı tarafın bu oranı yine kabul etmediği, davacı tarafın idare aleyhine ... 1. İdare Mahkemesi"nin 2011/365 Esas sayılı dosya ile dava açtığını bildirdiği, buna rağmen Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından belirlenen % 23 oranındaki sürekli iş göremezlik derecesinin hükme esas alınarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Şu halde davacı tarafça idare aleyhine açılan davaya konu iş kazası sonucunda oluşan bedensel bütünlüğün zedelenmesine ilişkin tedavi kapsamındaki hatalara ilişkin dava sonucu beklenmeden yukarıda yapılan açıklamada belirtildiği gibi işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptandığından söz edilemez.
Yapılacak iş; davacı tarafından idare aleyhine açılan ... 1. İdare Mahkemesi"nin 2011/365 Esas sayılı dava dosyasının kesinleşmesi beklenerek bu dava sonucuna dosyadaki diğer bilgi belgeler birlikte değerlendirilerek kazanılmış hakların da gözetilmesi suretiyle karar vermektir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle (BOZULMASINA), sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.