21. Hukuk Dairesi 2017/4345 E. , 2018/7724 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle müteselsil sorumlular arasındaki kusur dağılımı davacının kusurunun da bulunmadığının anlaşılmasıyla ilerde açılabilecek rücu davasında tartışılabileceğinden davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, iş kazası sonucu süreki iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Tazminatın saptanmasında, zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, ... yaşam tablosuna göre bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı, işgöremezlik ve müterafih kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarı; işçinin ve destek görenin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tesbit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgere göre, hükme esas alınan 20/09/2013 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporunda davacının beyanı esas alınarak asgari ücretin 4,29 katı üzerinden kazanç hesabı yapıldığı, emsal ücret araştırmasının yeterince yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde, sigortalının iş kazası tarihindeki yaşı, mesleğindeki kıdemi ve yaptığı işi dikkate alınarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TÜİK’den ücretin tespiti ile mevcut olması halinde işin yapıldığı Çatak ilçesindeki meslek odalarından ücret araştırması yapılması gerekirken; usulüne uygun emsal ücret araştırması yapılmadan asgari ücretin 4,29 katı düzeyindeki ücretten hesap yapılması hatalı olmuştur.
O halde Mahkemece yapılacak iş, yukarıda belirtilen şekilde sigortalının yaptığı işe uygun ücretin tespiti ile hükme esas alınan hesap raporunda davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak oluşturan veriler dikkate alınarak davacının zarar miktarını belirlemekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ... İnşaat Tic.Ve San. Ldt. Şti"ye iadesine, 23/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.