Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5762
Karar No: 2020/767
Karar Tarihi: 05.02.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/5762 Esas 2020/767 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/5762 E.  ,  2020/767 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı fer’i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili ve fer’i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    1977-1981 yıllarını kapsayan dönemde davalıya ait işyerinde sürekli çalışmaya karşın eksik bildirilen sürenin tespiti talep edilmiştir.
    II-CEVAP
    Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili, Kurum kayıtlarında yer almayan çalışmaya ilişkinin iddianın, Yargıtay içtihatlarında öngörülen yöntem uyarınca ve eşdeğer kanıtlarla kanıtlanması gerektiğini beyanla, davanın reddi gereğini savunmuştur.
    ..., dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğine karşın, yanıt dilekçesi sunmamış, yargılamaya katılmamıştır.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesince; 1-Davanın kısmen kabulü ile;
    ... T.C. Kimlik ve ... ss numaralı davacı ...’in
    -Davalı işveren... Dış Tic. A.Ş.’ne ait ... nolu işyerinde 16/05/1977 - 11/10/1980 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 1227 gün çalıştığı,
    -261 günlük çalışmasının kuruma bildirildiği,
    -966 günlük çalışmasının bildirilmediğinin tespitine, bunu dışındaki taleplerin reddine, karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 10. Hukuk Dairesi, 1-SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle; İzmir 1. İş Mahkemesi"nin, 16.10.2017 tarihli, 2015/313 E., 2017/391 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına;
    2-Davanın kısmen kabulü ile;
    ... T.C. Kimlik ve ... sigorta sicil numaralı davacı ...’in
    -Davalı işveren ... adına ...sicil numarasıyla tescilli işyerinde, 16.05.1977 - 31.12.1977, 16.05.1978 - 31.12.1978, 16.05.1979 - 31.12.1979 ve 16.05.1980 - 11.10.1980 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 820 gün çalıştığı,
    -261 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiği,
    -559 günlük çalışmasının bildirilmediğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    SGK Başkanlığı vekili, davalıya ait işyerinin mevsimlik çalışma yapılan işyeri olmasına karşın tam yıl üzerinden çalışma süresi tespitinin gerçeğe uygun olmadığını; 12-15 yaşlarını kapsayan dönemde davacının tam yıl üzerinden çalışmasının mümkün olmadığı ve iddianın kanıtlanamadığını beyanla, kararın temyizen incelenmesini talep etmiştir.
    Davacı vekili; davacının çalışmalarının mevsimlik olmadığını, tanık beyanlarının davacnının iddiasını doğruladıklarını, davasının kanıtlandığını belirterek kararın temyizen incelenmesini talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneği olup, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin medeni usûl hukukunda büründüğü şekildir. Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 38’inci maddesinde davaya ehliyetin Medeni Kanun ile belirlendiği belirtilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 48’inci maddesi hükmüne göre tüzel kişiler hak ehliyetine sahiptirler ve dolayısıyla davada taraf olabilme ehliyeti de ancak, tüzel kişiliği bulunan yapılanmalar için geçerlidir. Tüzel kişiliğin son bulması ile artık eski tüzel kişinin taraf ehliyetinin de son bulacağı tartışmasızdır. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olduğundan hâkimin bu hususu re’sen göz önünde bulundurması zorunludur
    HMK 119. maddesi, dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. Bildirim esnasında yapılan kimi yanlışlıklar, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi bazı durumlarda mümkün olabilmektedir. Davalının temsilcisinde yanılmış olma hali de bu duruma örnek oluşturmaktadır. Davanın, hasımda değil temsilcide yanılma sonucu hatalı açılması halinde husumetten reddedilmeyip gerçek temsilciye davanın yöneltilmesi gerektiği Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamasıdır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. maddesi ile, “ Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre, taraf değişikliği karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken maddi hata bulunması, dürüstlük kuralına aykırı olmaması veya yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ise karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hakim tarafından kabul edilmek suretiyle yapılabilmektedir.
    506 sayılı Kanunun 4. maddesinde de, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır. Hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.
    Davaya konu somut olayda 1977-1981 yıllarını kapsayan dönemde davalıya ait işyerinde sürekli çalışmaya karşın eksik bildirilen sürenin tespiti istemli davada, ilk kez, ...sicil sayılı işyerinden iletilen ve parmak izini taşıyan işe giriş bildirgesine istinaden, 16.05.1977 tarihinden itibaren “...” kızlık soyadıyla ... s.s. numarasında tescil edildiği, ancak dosyada bulunan kurum kayıtlarına göre ...sicil sayılı işyerinin ... Dış Tic. A.Ş. adına kayıtlı olduğunun ve davacı adına bildirimlerin de anılan şirket tarafından yapıldığının görüldüğü, buna karşın dava dilekçesinde, davalı olarak gerçek kişi ..."nu gösterildiği anlaşılmıştır.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde; dava konusu dönemde davacının hangi işveren nezdinde çalıştığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde araştırılarak, davacının hangi işveren yada işverenler nezdinde çalıştığı belirlenmeli, davalı ... dışında ... Dış Tic. A.Ş. veya başka bir işveren yanında çalıştığı tespit edilirse hak alanını ilgilendirdiğinden tespit edilen işverene, HMK. 124. maddesi dikkate alınmak suretiyle husumet yöneltmesi için mehil verilmeli; gösterecekleri bütün deliller toplandıktan sonra, yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi