3. Hukuk Dairesi 2018/181 E. , 2018/941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 04.07.2017 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av.... ve davacı vekili Av...geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra noksanlığın giderilmesi bakımından dosya mahalline geri çevrilmiş, bu kez yeniden gelmekle; belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, taraflar arasında 01.03.2012 başlangıç tarihli, 5 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalının haklı bir sebep göstermeksizin kira sözleşmesini süresinden önce feshettiğini, bu nedenle sözleşmenin 23.2 maddesi gereğince 12 aylık cezai şartın tahsili için davalı hakkında takip başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 40"ı oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının kendi üzerine düşen yükümlülükleri, özellikle alışveriş merkezinin tanıtımını, ticari potansiyelini ve kapasitesini arttırma konusunda hiçbir faaliyette bulunmayarak yerine getirmediğini, davacı tarafından oluşturulan ve şifahi tüm görüşmelere rağmen bir türlü giderilmeyen bu olumsuzlukların her ay zarar etmesine neden olduğunu ve bu şartlar altında ticari faaliyeti sürdürmenin imkansız hale geldiğini, 20.11.2012 tarih ihtarname ile kira bedelinin makul bir seviyeye indirilmesini talep ettiğini, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise taşınmazı 31.12.2012 tarihinde tahliye ederek boşaltacağı hususunun bildirildiğini, kira sözleşmesinin haklı olarak fesih edildiğini, teslim tarihine kadar müvekkilinin hiçbir kira borcu bulunmadığı halde davacıya verilen 24.000 TL tutarındaki teminat mektubunun 11.01.2013 tarihinde nakde çevrildiğini, davacının talebinin haksız, hukuka aykırı ve fahiş olduğunu, sadece makul süre kirasının talep edilebileceğini beyanla davanın reddini, aksi halde tahsil edilen teminat mektubu bedeli 24.000 TL"nin mahsup edilmesini ve davacının % 40"dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Davanın kabulü ile, davalının ... İcra Müd. 2013/716 esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına, İcra inkar tazminat koşulları oluştuğundan asıl alacak olan 27.936,00 Euro"nun takip tarihi itibariyle satış kuru olan 2.3649 dan TL karşılığı olan 66.065,85 TL"nin davacının icra inkar tazminatı yönünden talebinin KISMEN KABULÜ ile % 20"si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) İcra İflas Kanunun 67. maddesindeki düzenlemeye göre davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi için davaya konu alacağın gerçek miktarın belli olması veya belirlenebilmesi için bütün unsurlarının borçlu tarafından bilinebilecek nitelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerekir. Kira sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı yani takibe konu edilen alacağın tayini yargılamayı gerektirdiği gibi sözleşmede kararlaştırılan cezai şart alacağının miktarının tespitinde hakimin takdir hakkı mevcut olup, gerekirse cezai şart bedelinden indirim yapılabileceğinden takip tarihi itibariyle davalı tarafından hesaplanabilir ve likit bir alacağın söz konusu olmadığının kabulü gerekir. O halde davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu konudaki istemin de kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
3-) Davalı, davacıya verilen 24.000 TL bedelli teminat mektubunun nakde çevrildiğini beyanla tahsil edilen teminat mektubu bedelinin mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dosyada ve davalı defterinde teminat mektubuna ilişkin bir bilgi ve kayda rastlanmadığını belirtilerek davalının mahsup talebi ile ilgili karar verilmemiş ise de davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, teminat mektubunun, davalının kira sözleşmesini haksız olarak feshetmesi nedeniyle taşınmazın yeniden kiraya verilebileceği süreye kadar uğrayacağı zarara ve ortaya çıkan bu zarar nedeniyle hak kazanmış olacağı tazminat alacaklarından mahsup edilmesi amacıyla paraya çevrildiğini beyan etmiş, yine 31.05.2016 tarihli duruşmada teminat mektupları yenilenmeyince nakde çevrildiğini, şirket hesaplarında nakit depozito olarak tutulduğunu, dava sonuçlanmadan bunu kiracıya ödemediklerini, bir mahsup işlemi gerçekleşmediğini ifade etmiştir. Bu durumda, davalı tarafından teminat mektubu verildiği ve teminat mektubunun nakde çevrildiği davacının kabulünde olduğuna göre söz konusu bedelin alacaktan mahsup edilmesi talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile isteminin reddine karar verilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenler ile davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.