3. Hukuk Dairesi 2017/11185 E. , 2018/989 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki boşanmadan sonra açılan maddi manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası ile ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, maddi, manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleri yönünden davanın reddine, iştirak nafakası ile ziynet eşyalarının iadesine ilişkin dava yönünden ise kısmen kabul ile kısmen redde yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 2013/28 E. 2014/59 K. sayılı kesinleşen kararı ile tarafların boşandıklarını ve müşterek çocuğun velayetinin davacıya verildiğini, yargılamanın uzamaması için nafaka ve tazminata ilişkin hakların boşanma davasında dava konusu edilmeyip bu taleplerine ilişkin hakların saklı tutulduğunu, evlendikten bir süre sonra davalının tavırlarının değiştiğini, eve geç geldiğini, alkol aldığını, davacı eşine kötü davranmaya ve hakaret etmeye başladığını, bazen eve hiç gelmediğini, hayatında başka kadınların olduğunu, bu eylemlere dayanamayan davacının da çocuğunu yanına alarak ailesinin yanına gittiğini, dolayısıyla boşanmaya sebep olan olaylarda davalının kusurlu olduğunu belirterek, müşterek çocuk için aylık 1.500,00-TL iştirak nafakası, davacı için 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminat ve aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini ve ayrıca düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen, bu mümkün olmadığı takdirde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiş, 29/04/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle ziynet eşyalarına ilişkin talep 24.594,00 TL"ye yükseltilmiştir.
Davalı, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, davacının boşanma davası sırasında boşanma ve velayetten başka bir talebinin olmadığını açıkça beyan ettiğini, bu sebeple nafaka, tazminat, ziynet ve eşya alacağı talebinde bulunamayacağını, boşanmaya sebep olan olaylarda kendisinin kusurunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 2013/28 E. 2014/59 K. sayılı kesinleşen boşanma dava dosyasının yargılaması sırasında davacının tutanağa geçen imzalı beyanlarında maddi - manevi tazminat, nafaka ve ziynet alacağı talebi olmadığını açıkça beyan etmiş olması karşısında; maddi - manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, ziynet alacağına ilişkin talebin boşanma davasının fer"i niteliğinde olmadığı ve ayrı bir harca tabi olup davacının boşanma davasından ayrı ziynet
alacağına ilişkin olarak usulüne uygun açılmış bir davası da bulunmadığı gibi ziynet alacağı talebinden boşanma davası sırasında feragat etmesinin de hukuken bir sonuç doğurmayıp, ziynet alacağına ilişkin olarak açılan davanın bu yönüyle dinlenebilir olduğu, iştirak nafakası yönünden ise, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun sağlık, eğitim ve diğer giderleri için uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle ziynet alacağı ve iştirak nafakası yönünden davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava; boşanmadan sonra açılan maddi manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası ile ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davacı kadının boşanma dosyasındaki beyanının, boşanma sonrası açtığı bu davada kendisini bağlayıp bağlamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Somut olaya bakıldığında; davacının, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 2013/28 E. sayılı boşanma davasının yargılaması sırasında 01.10.2013 tarihli celsedeki imzalı beyanında " ...boşanmak istiyorum, müşterek çocuğumuz ve kendim için toplam 750,00 TL nafaka istiyorum, maddi ve manevi tazminat talebim yoktur ancak ev eşyalarımı istiyorum, takı ve ziynet eşyası ile ilgili bir talebim de yoktur." şeklinde, 12.11.2013 tarihli celsedeki imzalı beyanında ise "...boşanmayı istiyorum, herhangi bir nafaka, maddi manevi tazminat, eşya ve ziynet talebim yoktur. Mahkemenizden tek talebim müşterek çocuğumuzun velayetinin tarafıma verilmesidir, başka bir talebim yoktur." şeklinde ifadelerinin yer aldığı görülmektedir. Her ne kadar ziynet alacağına ilişkin dava boşanmanın feri niteliğinde bir dava değil ise de, boşanma davasının yargılaması sırasında davacının farklı iki celsede vermiş olduğu ve tutanağa geçirilmiş imzalı beyanları ile açık ve net bir şekilde ziynet alacağı talebinin olmadığını belirtmesi karşısında bu beyanları kendisini bağlayacağından yeniden dava açarak ziynet alacağı talebinde bulunması mümkün görülmemiştir.
Bu nedenle mahkemece ziynet eşyalarına yönelik talep yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.