3. Hukuk Dairesi 2017/2770 E. , 2018/1045 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davalının dava konusu taşınmazın tüm maliklerini temsilen murisleri İ. ... ile aralarında imzaladıkları 01.04.1976 başlangıç tarihli kira sözleşmesi gereği kiracıları olduğunu, kiracılık ilişkisi devam ederken davalının taşınmazın bir kısım payını iktisap ettiğini, pay sahibi olduktan sonra dahi kiracı sıfatıyla kullanmakta olduğu yerleri aralıksız olarak kullandığını, ancak davalının kira sözleşmesi gereğince ödemesi gereken kira bedellerini 2004 yılından sonra ödememesi üzerine aleyhine icra takipleri başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı kiracının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazlarda malik sıfatına sahip olduğunu, kullandığı alanın ise hissesine göre daha küçük olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında kira ilişkisinden çok müşterek mülkiyet kuralları çerçevesinde paydaşların hak ve sorumluluklarının devreye girdiği, ayrıca taraflar arasında yeni akdedilen pay ve paydaş çoğunluğunu teşkil eden yeni bir sözleşmenin de imzalanmadığı bu nedenle taraflar arasında müşterek mülkiyet kurallarının geçerli olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.04.1976 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacılar, 17.03.2014 tarihinde davalı şirket aleyhinde başlattıkları icra takibi ile; ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/19 Esas 2012/1425 Karar sayılı kira bedelinin tespiti kararı gereği 01.04.1976 tarihli kira sözleşmesinden doğan 2005 ve 2011 yılları arası kira bedeli farkı ile 2012-2014 yılları arası ödenmeyen kira bedelleri toplamı 50.516,82-TL alacağın tahsilini istemiş, yargılama sırasında da taraflar arasında daha önce görülen kira bedeli tespit davaları ile kira alacağı davalarına ait kesinleşmiş mahkeme ilamlarını ve takibe dayanak yaptığı ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/19 Esas 2012/1425 Karar sayılı ilamını sunmuştur. Her ne kadar Mahkemece; taraflar arasında yeni akdedilen ve pay ve paydaş çoğunluğunu teşkil eden yeni bir sözleşmenin imzalanmadığı, bu nedenle taraflar arasında müşterek mülkiyet kurallarının geçerli olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya içerisinde mevcut tapu kaydının incelenmesinden davalının 16.05.1991 tarihli satış ile dava konusu taşınmazda 45198/332800 hisseli malik olduğu, taşınmazda davalı haricinde 17 paydaş daha bulunduğu, dolayısıyla davalının dava konusu taşınmazda pay satın almış olmasının mevcut kira ilişkisini sona erdirmeyeceği, nitekim takibe dayanak yapılan kira bedelinin tespiti davası ile de 01.04.1976 tarihli kira sözleşmesi değerlendirilerek 01.04.2005 tarihinden itibaren taşınmazın aylık kira bedelinin tespitine karar verildiği ve hükmün onanarak 13.02.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemenin gerekçesinin aksine, taşınmazda müşterek mülkiyet kuralları çerçevesinde paydaşların hak ve sorumluluklarından ziyade; taraflar arasında kira ilişkisi devam ettiğinden, davacıların taşınmazda sahip oldukları pay ile ilgili olarak dava konusu talepleri hakkında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.