3. Hukuk Dairesi 2017/16967 E. , 2018/1242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davaya konu edilen ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 307 ada 6 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak davacılardan ... aleyhine ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/853 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, davalı vekilinin duruşmadaki beyanında taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların davacılardan ... "e ait olduğunu kabul ve ikrar ettiğini,... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/711 2013/535 E.K. sayılı ilamının kesinleştiğini ve şufa konusu 3361/4008 payın mülkiyetinin davalının mülkiyetine geçtiğini, davacıların ... 1.Noterliği’nin 24/12/2013 tarih 19762 yevmiye numaralı ihtarname ile ilgili taşınmazı boşalttıklarını davalıya bildirdiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 140.538,00TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı, davanın haksız olduğunu, dava konusu taşınmazın birkaç kez el değiştirdiğini, davacılardan ..."in taşınmaz üzerinde herhangi bir payı ve sıfatının kalmadığını,açmış oldukları şufa davasını kazandıklarını, mülkiyetin el değiştirdiğini, mütemmim cüz sayılan üzerindeki yapıların da aynı şekilde taşınmazın alıcısına geçtiğini,taşınmaz üzerindeki muhdesatın enkaz halinde olduğunu, enkazın kaldırılmasının ayrıca külfet oluşturduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;her ne kadar davacı, davalının sebepsiz zenginleştiğini iddia etmişse de, tapu kaydı incelendiğinde, davacının davalı taşınmazda 30/12/2013 tarihinde paydaş olduğunun görüldüğü, bilirkişi raporu incelendiğinde ise, dava konusu muhdesatların ve bitkilerin 10 yıldan fazladır dava konusu taşınmaz üzerinde mevcut olduğu, bu nedenle de davaya konu muhdesatları davacının oluşturma imkanı bulunmadığı gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm,davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Ancak,mahkemece davanın esastan reddine karar verilmiş olmakla,davalı lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte olan ...’ne göre 13.643,04 TL nisbi vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile davalı lehine 1.500 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
3-Bundan ayrı olarak,her ne kadar mahkemece ‘’ ...davacının davalı taşınmazda 30/12/2013 tarihinde paydaş olduğunun görüldüğü, bilirkişi raporu incelendiğinde ise, dava konusu muhdesatların ve bitkilerin 10 yıldan fazladır dava konusu taşınmaz üzerinde mevcut olduğu, bu nedenle de davaya konu muhdesatları davacının oluşturma imkanı bulunmadığı...’’ gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de,mahkemece ‘’...davaya konu edilen 307 ada 6 parsel sayılı taşınmaza ait tedavüllü tapu kaydı incelendiğinde, davaya konu edilen taşınmazın 2003 yılında ihale sonucunda dava dışı Şevket’e vesayeten davacılardan Adem tarafından satın alındığı,daha sonra söz konusu taşınmazın üzerinde davaya konu muhdesat ve eklentileri de mevcut iken birkaç kez satılmak suretiyle el değiştirdiği,bu şekli ile davacıların davaya konu ettikleri muhdesat ve eklenti bedellerini aldıklarının eldeki dava dosyası,dosya kapsamında yer alan ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/853 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi dava dosyası ve ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/711 E. sayılı şufa dava dosyası ile anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine ...’’ karar verilmesi gerektiği de anlaşılmakla,mahkeme hükmünün gerekçesinin de yukarıda ifade edildiği şekilde değiştirilmesi gerektiği de kuşkusuzdur.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm,davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün ikinci bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine ikinci bent olarak ‘’Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan ... uyarınca hesaplanan 13.643,04 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak,davalıya verilmesine’’ ifadelerinin yazılmasına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin de değiştirilmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,19.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.