
Esas No: 2017/963
Karar No: 2022/2407
Karar Tarihi: 05.04.2022
Danıştay 8. Daire 2017/963 Esas 2022/2407 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2017/963 E. , 2022/2407 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/963
Karar No : 2022/2407
DAVACI : … Barosu Başkanlığı
VEKİLLERİ : Av. … - Av. …
DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
02/01/2017 tarih ve 29936 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2017 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin; "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün,
1- Birinci Kısım, Birinci Bölümünün 5. maddesinin (c) bendinde yer alan "Şirket ana sözleşmesi, şirketlerin devir ve birleşmesi vb. ticari işlerle ilgili sözleşmeler" için belirlenen 800,00 TL ücretin, 2- İkinci Kısım, İkinci Bölümünün 4. maddesinde yer alan "Tahliyeye ilişkin icra takipleri için" belirlenen 660,00 TL ücretin ve,
3- İkinci Kısım, İkinci Bölümünün 24. maddesinin (b) fıkrasında yer alan bireysel başvurularda "Duruşmalı işler" için belirlenen 3.000,00 TL ücretin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından, diğer maktu ücretlerde ortalama %10 artış yapılırken, dava konusu Tarife maddelerinde yapılan indirimlerin hukuksal izahının bulunmadığı ileri sürülmüştür.
DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI :
… BAKANLIĞININ SAVUNMASI: Dava konusu edilen 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili maddelerinin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
… SAVUNMASI: Ülkenin ekonomik ve sosyal durumu ile yargı kararları da dikkate alınarak düzenlenen dava konusu tarifenin; ülkenin ekonomik koşullarına uygun olduğu, genelde baroların teklifleri, özelde kamu yararı ve avukatın bilgi ve tecrübesi yanı sıra, harcadığı emek ve mesaisi de dikkate alınarak hazırlandığından, hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, 02/01/2017 gün ve 29936 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 2017 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin; "Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, Birinci Bölümünün 5. maddesinin (c) fıkrasında yer alan "Şirket ana sözleşmesi, şirketlerin devir ve birleşmesi vb. ticari işlerle ilgili sözleşmeler" için belirlenen 800.-TL ücretin; İkinci Kısım, İkinci Bölümünün 4. maddesinde yer alan "Tahliyeye ilişkin icra takipleri için" belirlenen 660.-TL ücretin ve İkinci Kısım, İkinci Bölümünün 24. maddesinin (b) fıkrasında yer alan bireysel başvurularda "Duruşmalı işler" için belirlenen 3.000.- TL ücretin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." hükmü bulunmaktadır.
Öte yandan Anayasanın 138. maddesinin son paragrafında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği şeklinde yer alan hükme paralel olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin 1. fıkrasında; idarenin, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının gereklerine göre gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu kuralına yer verilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168. maddesinde, baro yönetim kurullarının her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderecekleri, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarifenin o yılın Ekim ayı sonuna dek hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderileceği, tarifenin Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya tarife onaylandığı takdirde kesinleşeceği; ancak Adalet Bakanlığının uygun bulmadığı tarifeyi bir daha görüşülmek üzere gösterdiği gerekçesiyle birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri göndereceği, geri gönderilen bu tarifenin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılacağı ve sonucun Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığına bildirileceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Yasal düzenlemede avukatlık asgari ücret tarifesinin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından tüm baroların teklifleri göz önüne alınarak hazırlanması ve yürürlüğe girmesi aşamasına ilişkin usul hükümleri belirlenmiş, tarifenin hazırlanması aşamasında dikkate alınacak esas ve ölçütler konusunda herhangi bir belirleme yapılmamıştır.
Avukatlık asgari ücret tarifesinin hazırlanması konusunda Türkiye Barolar Birliğine tanınan yetkinin kullanımında, yargının kurucu unsurlarından savunmayı temsil eden avukatın, Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde öngörüldüğü üzere, emek ve mesaisinin dikkate alınmasının yanı sıra, kişilerin hak arama özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte düzenlemelere de yer verilmemesi gerekmektedir.
Tarifenin, "Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, Birinci Bölümünün 5. maddesinin (c) fıkrası yönünden;
Tarifenin bu kuralında, şirket ana sözleşmesi, şirketlerin devir ve birleşmesi vb. ticari işlerle ilgili sözleşmeler için 800.- TL maktu vekâlet ücreti belirlendiği görülmektedir.
Dava konusu Tarife maddesinde, şirket ana sözleşmesi, şirketlerin devir ve birleşmesi vb. ticari işlerle ilgili sözleşmeler için belirlenen 800.-TL maktu ücretin; asgari ücret olduğu, taraflarca işin önemi ve mahiyetine göre serbestçe daha yüksek bir ücret belirlenmesinin önünde engel bulunmadığı, ülkemizde faaliyet gösteren şirket büyüklüklerinin birbirinden farklı olması nedeniyle standart bir ücret belirlenmesinin işin yapısı gereği mümkün olmadığı hususları göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Tarifenin, "Ücret Tarifesi" bölümünün İkinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 4. maddesi yönünden;
Tarifenin bu kuralında, tahliyeye ilişkin icra takipleri için 660.-TL maktu vekâlet ücreti belirlendiği görülmektedir.
Danıştay Sekizinci Dairesinin 20/04/2016 gün ve E:2015/15049 sayılı yürütmenin durdurulması kararı üzerine yapılan 2016 yılı Tarife değişikliğinde, tahliyeye ilişkin icra takipleri için belirlenen ücretin, benzer işler olan, icra mahkemelerinde takip edilen dava ve duruşmalı işler ile icra mahkemelerinde takip edilen ceza işleri için belirlenen 600.-TL ücrete eşitlendiği, söz konusu değişikliğe karşı herhangi bir dava açılmadığı, dava konusu 2017 yılı Tarifesinde ise, bu ücrete %10 artış yapılmak suretiyle 660.-TL ücret belirlendiği görüldüğünden, dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Tarifenin, İkinci Kısım, İkinci Bölümünün 24. maddesinin (b) fıkrası yönünden;
Tarifenin bu kuralında, Anayasa Mahkemesinde görülen dava ve işler için "Bireysel Başvuru" başlıklı (b) bendinde, duruşmalı işlerde 3.000.-TL maktu vekalet ücreti belirlendiği görülmektedir.
Anayasa'nın "Yargı" başlıklı üçüncü bölümünde Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi yüksek mahkemeler arasında sayılmıştır.
Dava konusu tarifede Sayıştay dahil olmak üzere yukarıda sayılan yüksek mahkemelere ilişkin tek bir avukatlık ücreti belirlenmiş olduğundan yapılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücreti" başlıklı 164. maddesinde; "(Değişik : 2/5/2001 - 4667/77 md.) Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder.
Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.
İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz.
Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.(Değişik üçüncü ve dördüncü cümle:13/1/2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." hükmü ile,
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması" başlıklı 168. maddesinin 1. fıkrasında, "Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderirler."; 2. fıkrasında, "Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilir. Şu kadar ki hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir. Bu tarife Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya tarife onaylandığı takdirde kesinleşir. Ancak Adalet Bakanlığı uygun bulmadığı tarifeyi bir daha görüşülmek üzere, gösterdiği gerekçesiyle birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri gönderir. Geri gönderilen bu tarife, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılır; sonuç Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığına bildirilir. (...) " hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
1- Tarifenin, "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, Birinci Bölümünün 5. maddesinin (c) fıkrası yönünden yapılan inceleme:
Tarifenin bu kuralında, şirket ana sözleşmesi, şirketlerin devir ve birleşmesi vb. ticari işlerle ilgili sözleşmeler için 800,00 TL maktu vekâlet ücreti belirlendiği görülmektedir.
Davacı; bir önceki Tarife olan 2016 yılı Tarifesinde, şirket ana sözleşmesi, şirketlerin devir ve birleşmesi vb. ticari işlerle ilgili sözleşmeler için 1.500,00 TL ücret öngörüldüğü, dava konusu Tarifede ise, bu ücretin 800,00 TL olarak belirlendiği, diğer maktu ücretlerde ortalama %10 artış yapılırken, söz konusu düzenlemede yapılan %50’ye yakın indirimin izahının bulunmadığını ileri sürmektedir.
Dava konusu Tarife maddesinde, şirket ana sözleşmesi, şirketlerin devir ve birleşmesi vb. ticari işlerle ilgili sözleşmeler için belirlenen 800,00 TL maktu ücretin; asgari ücret olduğu, taraflarca işin önemi ve mahiyetine göre serbestçe daha yüksek bir ücret belirlenmesinin önünde engel bulunmadığı, ülkemizde faaliyet gösteren şirket büyüklüklerinin birbirinden farklı olması nedeniyle standart bir ücret belirlenmesinin işin yapısı gereği mümkün olmadığı hususları göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
2- Tarifenin, "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün İkinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 4. maddesi yönünden yapılan inceleme:
Tarifenin bu kuralında, tahliyeye ilişkin icra takipleri için 660,00 TL maktu vekâlet ücreti belirlendiği görülmektedir.
Davacı; bir önceki Tarife olan 2016 yılı Tarifesinde, tahliyeye ilişkin icra takipleri için 1.800,00 TL ücret belirlendiği, bu tarifeye karşı açılan davada, Danıştay Sekizinci Dairesinin 20/04/2016 gün ve E:2015/15049 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar verildiği, bu karar üzerine, 2016 yılı Tarifesinde değişiklik yapılarak ücretin 600,00 TL olarak belirlendiği, dava konusu 2017 Tarifesinde ise, bu ücretin %10 artırılarak 660,00 TL olarak düzenlendiği, yürütmenin durdurulması kararı üzerine yapılan değişiklikte, ücretin artış yapılmadan önceki haline yani 1.500,00 TL’ye çekilmesi ve dava konusu 2017 Tarifesinin de, 1.500,00 TL ücret üzerinden artış yapılmak veya aynı ücreti devam ettirmek şeklinde düzenlenmesi gerektiğini ileri sürmektedir.
Dairemizin 09/10/2018 gün ve E:2017/963 sayılı ara kararıyla, Dairemizin 20/04/2016 gün ve E:2015/15049 sayılı yürütmenin durdurulması kararı üzerine yapılan Tarife değişikliği ile dava konusu maddede yapılan indirimin gerekçesinin somutlaştırılmasının istenildiği, ara kararı cevabında; yapılan Tarife değişikliği ile; tahliyeye ilişkin icra takipleri için belirlenen ücretin, icra mahkemelerinde takip edilen dava ve duruşmalı işler ile icra mahkemelerinde takip edilen ceza işleri için belirlenen 600,00 TL ücrete eşitlendiği, yine icra dairelerinde yapılan takipler için belirlenen 300,00 TL ücretin de iki katı ücret belirlendiği, dava konusu Tarifede ise bu ücretlere %10 artış yapıldığı belirtilmektedir.
Bu durumda, Dairemizin 20/04/2016 gün ve E:2015/15049 sayılı yürütmenin durdurulması kararı üzerine yapılan 2016 yılı Tarife değişikliğinde, tahliyeye ilişkin icra takipleri için belirlenen ücretin, benzer işler olan, icra mahkemelerinde takip edilen dava ve duruşmalı işler ile icra mahkemelerinde takip edilen ceza işleri için belirlenen 600,00 TL ücrete eşitlendiği, söz konusu değişikliğe karşı herhangi bir dava açılmadığı, dava konusu 2017 yılı Tarifesinde ise, bu ücrete %10 artış yapılmak suretiyle 660,00 TL ücret belirlendiği görüldüğünden, dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
3- Tarifenin, "Avukatlık Ücret Tarifesi" Bölümünün İkinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 24. maddesinin (b) fıkrası yönünden yapılan inceleme:
Tarifenin bu kuralında, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurularda duruşmalı işlerde 3.000,00 TL maktu vekalet ücreti belirlendiği görülmektedir.
Davacı tarafından, 2016 yılı Tarifesinde aynı iş için 3.600,00 TL ücret belirlenmiş iken; Adalet Bakanlığı tarafından 2016 yılı Tarifesi için açılan iptal davasında Danıştay Sekizinci Dairesince verilen 20.04.2016 tarih ve E:2015/15049 sayılı yürütmenin durdurulması kararı uyarınca, 30.11.2016 tarih ve 29904 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren tarifenin ilgili maddesi ile bireysel başvurularda duruşmalı işler için 3.500,00 TL ücret belirlendiği; 2017 yılı tarifesinde ise bu miktarın altında olarak 3.000,00 TL ücret belirlemesi yapıldığı, yürütmeyi durdurma kararı sonrasında 3.500,00 TL olarak belirlenen ücretin avukatın harcadığı emek ve mesaisi ile ekonomik koşullarda bir değişiklik olmamasına rağmen hiçbir dayanak olmadan 3.000,00 TL’ye düşürülmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Avukatlık Ücret Tarifesi" Bölümünün Tarifenin İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan 19. bendinde, "Sayıştayda görülen hesap yargılamaları için" 3.500,00 TL vekalet ücreti; 24. bendinin "Bireysel Başvuru" başlıklı (b) alt bendinde "Anayasa Mahkemesinde görülen dava ve işler için" duruşmalı ise 3.600,00TL, duruşmasız ise 1.800,00 TL vekalet ücreti öngörülmüştür.
Dairemizin 20.04.2016 tarih ve E:2015/15049 sayılı yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararında ise, 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan 19. bendi ile 24. bendinin (b) alt bendi bir arada incelenerek; Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih ve E:2014/172, K:2014/170 sayılı kararında Sayıştay'ın "Mahkeme" sıfatına haiz bulunduğu ve yaptığı hesap yargılamasının "dava" niteliğinde olduğunun vurgulandığı belirtilerek Anayasa'da yüksek mahkemeler arasında sayılmasa da Anayasa Mahkemesinin tespitlerinden hareketle niteliği itibarıyla Sayıştay'ı bir mahkeme olarak kabul ettiği, dolayısıyla hesap yargılamasını da dava olarak değerlendirmenin doğru olacağı, 2016 yılı Tarifesinde, Sayıştay dahil olmak üzere Anayasa'nın "Yargı" başlıklı üçüncü bölümünde yüksek mahkemeler arasında zikredilen Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Uyuşmazlık Mahkemesinde görülen dava ve işlere ilişkin ayrı ayrı avukatlık ücreti belirlenmiş ise de, esasen nitelikleri itibariyle vekalet ücretini farklı kılacak bir nedenin bulunmadığı, belirtilen yargı mercilerinin gördüğü davaların, yargısal niteliği itibari ile farksız olduğu, dolayısıyla vekalet ücreti belirlenirken bir önceki yıla ilişkin enflasyon oranı da dikkate alınarak bu merciler arasında bir denge kurulmasının zorunlu olduğu gerekçelerine yer verildiği görülmektedir.
Dairemizin mezkur kararı doğrultusunda 30.11.2016 tarih ve 29904 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife'nin 10. maddesi ile 2016 yılı Tarifesinin 19. satırı “19. Sayıştay’da görülen hesap yargılamaları için 3.000,00 TL” şeklinde; 12. maddesiyle de 2016 yılı Tarifesinin 24. maddesinin (b) alt bendi, " b) Bireysel başvuru Duruşmalı işlerde 3.500,00 TL; Duruşmasız işlerde 1.750,00 TL” şeklinde değiştirilmiştir.
Adalet Bakanlığı tarafından, 30.11.2016 tarih ve 29904 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife'nin muhtelif maddelerine karşı açılan davada, Dairemizin 02.10.2018 tarih ve E:2016/15202 K:2018/5105 sayılı kararı ile "Avukatlık Ücret Tarifesi" Bölümünün İkinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 19. maddesi ile 24. maddesinin (b) bendinde yapılan değişiklik yönünden, davalı Türkiye Barolar Birliği tarafından, yüksek mahkemeler arasında denge kurulması amacıyla, avukatın emeği gözetilmek suretiyle ve maktu olarak belirlenen ücrette orantısızlık ve hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 02.12.2020 tarih ve E:2019/463 K:2020/2812 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
Dava konusu 2017 yılı Tarifesine gelindiğinde ise, Dairemizin yukarıda belirtilen kararı doğrultusunda Sayıştay da dahil olmak üzere yüksek mahkemelere ilişkin ayrı vekalet ücreti belirlenmesinden vazgeçilerek Tarifede yer alan tüm yüksek mahkemelerin duruşmalı işleri için aynı ücretin tespit edildiği görüldüğünden yapılan düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
05/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.