
Esas No: 2018/6819
Karar No: 2022/4220
Karar Tarihi: 05.04.2022
Danıştay 6. Daire 2018/6819 Esas 2022/4220 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2018/6819 E. , 2022/4220 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/6819
Karar No : 2022/4220
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. …
DAVACI YANINDA MÜDAHİL : … Odası
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … Bakanlığı/…
VEKİLİ : …
İSTEMİN ÖZETİ : Bursa İli, Nilüfer İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza yönelik Bursa Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ve 1/25000 ölçekli nazım imar planı değişikliklerinin ve Bursa Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan 1/100.000 ölçekli Bursa İl Çevre Düzeni Planı değişikliğinin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi… İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davalı idare ve Davalı yanında müdahil tarafından, Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ:İmar mevzuatında, 6831 sayılı Orman Kanununda orman arazilerinin planlamaya tabi tutulmayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte orman vasfı bulunan yerlerin plan kapsamına alınması halinde niteliğine uygun olarak "orman" lejantıyla fonksiyon getirilmesinin zorunlu olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 6831 sayılı Orman Kanununun 17. maddesinde devlet ormanlarının yerleşime açılamayacağı belirtilmiş, anılan madde ve yasanın devamı maddelerinde ise ancak, kamu yararı ve zaruret halinin bulunması durumunda orman alanlarında yapılmasına izin verilebilecek tesisler sınırlı olarak sayılmıştır. Bu hallerde dahi söz konusu olan husus, izin verilen kısmın "orman alanı"ndan çıkarılması değil, sadece kapsamı, niteliği ve süresi yasayla belirtilmiş belirli faaliyetlere izin verilmesinden ibarettir.
Orman Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği bir bütün halinde değerlendirildiğinde, zaruret bulunması halinde Devlet Ormanı niteliğinde bulunan taşınmazların plan kararları doğrultusunda başka bir kullanıma da konu edilebileceği, ancak bu plan kararlarının çevre ve doğal değerlerin korunması kapsamında taşınmazların özel niteliğiyle bağdaşabilecek ve bu niteliğinin korunmasına yönelik olacak şekilde öngörülmesi gerektiği, nihayetinde üstün kamu yararının gerektirdiği ancak "zorunlu" hallerin bulunması halinde, hastane kullanımının da içerisinde yer aldığı bir kısım tesisin orman alanlarında yapımının mümkün olabileceği kabul edilmelidir.
Bu durumda, orman dışı kullanım için "zorunlu" şartların oluştuğu yönünde, plan açıklama raporunda bir değerlendirme bulunmadığı gibi idarece bu yönde bir savunmada da bulunulmadığı, aynı zamanda bilirkişiler tarafından da alternatif alan değerlendirmesi dahi yapılmadığının tespit edilmesi karşısında, orman toprağı üzerinde sağlık tesisi yapılmasına imkan tanıyan dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, bilirkişilerce; uyuşmazlık konusu alanda "bir orman formasyonuna (yapısına,kuruluşuna) rastlanmadığı" belirtilmiş ise de; söz konusu toprağın hukuken "orman" toprağı olduğu hususu taraflar arasında çekişmesiz, dava dosyası kapsamında ise sabit olup, mezkur taşınmazlar için orman rejimine yönelik kuralların uygulanması gerektiği tabidir. Kaldı ki, aynı raporun devamında taşınmazın kuzey ve güney sınırlarının ormanlık, çayırlık ve tarım alanlarına komşu olduğu(...)" ortaya konulduğundan, orman formasyonunu gözlemlenen alanın devamı niteliğinde olduğu, bu itibarla herhangi bir zorunluluk bulunmaksızın yapılan imar planı değişiklikleri nedeniyle uyuşmazlık konusu orman vasıflı taşınmazın doğrudan tahrip edileceği gibi çevresinde bulunan orman alanlarının da yapılaşma baskısı altında zamanla tahrip olmasının önü açılacaktır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 05/04/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.