Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17382
Karar No: 2019/4048
Karar Tarihi: 24.06.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/17382 Esas 2019/4048 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/17382 E.  ,  2019/4048 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ... ’nün 65 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını davalının eşi ... ’a satış suretiyle temlik ettiğini, ... ’nın da temlik aldığı payları davalıya satış suretiyle devrettiğini işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davacılardan Hatice’nin ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
    Davalı, mirasbırakanın bir çok taşınmazını davacılara devrettiğini, taşınmazdaki 20/32 payın eşi tarafından mirasbırakandan satın alındığını, ayrıca mirasçıların bir araya gelerek miras taksim sözleşmesi yaptıklarını, belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1907 doğumlu mirasbırakan ... "nün 02.03.1998 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak çocukları ... , ... , ... , ... , ... , ... ve kendisinden önce ölen kızı ... "den olma torunları ... , ... ve ... "yı bıraktığı, kız çocuklarından ... ile kendisinden önce ölen kızı ... "den olma torunları ... , ... ve ... "nın davacı, kızı ... ’nın ise davalı olduğu, mirasbırakan ... ’nün 65 parsel sayılı taşınmazdaki 20/32 payını 31.07.1990 tarihinde davalı kızı ... ’nın eşi olan damadı ... ’a satış suretiyle devrettiği, ... ’nın da 05.09.1990 tarihinde davalı ...’ya satış suretiyle temlik ettiği , kalan 12/32 payın ... tarafından 14.11.1990 tarihinde diğer paydaşlardan satın alındığı, taşınmazın tamamının ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 190. Maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.Somut olaya gelince; toplanan deliller, tüm dosya içeriği, emsal dosyalar ve davacılar tarafından mirasbırakana ait başka bir parsel için mirasçılardan ... aleyhine açılan ve derecattan geçerek kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/234 Esas sayılı dosya içeriğinden mirasbırakan ... ’nin davalı kızı ... , dava dışı çocukları ... , ... ve ... ’a taşınmazlar temlik ettiği, mirasbırakanın ölümünden sonra mirasbırakanın taşınmaz temlik ettiği bu mirasçıların davacılardan ... , ... l ve ... ’nın anneleri ... ile ... ’yi vekil tayin ederek , yine mirasbırakandan kalan bir kısım taşınmazlardaki paylarının bu vekiller aracılığı ile 3.kişilere satıldığı ve davacıların annelerinin, diğer mirasçıların aldıkları miras payı karşılığı olarak , vekaletname ile 3.kişilere satılan taşınmazlardaki pay bedellerini alarak taahhütnameler düzenledikleri anlaşılmaktadır.Her ne kadar mirasbırakanın yaptığı temlikler muvazaalı ise de, sonradan davacıların anneleri diğer mirasçılardan çekişme konusu taşınmazlardaki paylarının karşılığını dolaylı olarak tahsil etmişlerdir.Bu durumda iptal – tescil kararı verilmesi halinde diğer mirasçılar aleyhine haksız bir durum olacağı açıktır. Hâl böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi