Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 29.2.2008 tarih, 492/3817 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Konusu mal varlığı olan Borçlar Hukukuna ilişkin sözleşmelerden doğan davalarda yetki HUMK.nun 10. maddesinde belirtilen kurallara göre çözümlenir. Örneğin sözleşmedeki alacağın ödenmemesi, malın teslimi, cezai şartın ödenmesi gibi... Anılan madde sözleşmeden doğan davalar için iki özel yetki kuralı koymuştur.
a-Sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinin yetkisi (aktin icra, ifa edileceği yer)
b-Sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin, yetkisi (davanın açıldığı zaman davalı veya vekilinin orada bulunmak koşulu ile)
Sözleşmenin yerine getirileceği yer öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tesbit edilir. Sözleşmede karşılıklı olarak değişik yerlerde yerine getirilecek borçlar varsa ( malın teslim edileceği yer-borcun ödeneceği yer) mal teslimi için açılacak dava teslim yeri mahkemesinde- borcun ödenmesi için açılacak dava ise borcun ödeneceği yer mahkemesinde açılabilir. Ancak sözleşmede açık ve zımni olarak sözleşmenin yerine getirileceği yerin anlaşılamadığı hallerde yetkili yer Borçlar Kanununun 73. maddesine göre belirlenir. Yani davanın konusu sözleşme den doğan bir para borcu olup da sözleşmede aksi kararlaştırılmadı ise, borç alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Ancak aranacak ya da aldırılacak borçlar da Borçlar Kanununun 73/l. maddesi uygulanmaz. Ne varki HUMK.nun 10. maddesi hükmü yalnız hukuken geçerli olan sözleşmelerden doğan davalar hakkında uygulanacağından, geçersiz olan sözleşmelerden doğan davalarda, sözleşmenin ifa yerinde dava açılamaz, (sebepsiz iktisap gibi) genel yetkili yer olan yani davalının ikametgahında dava açılır.
Sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin yetkisi: sözleşmeden doğan bir dava, davalı veya vekili, davanın açıldığı zaman oradan bulunmak koşulu ile sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinde de açılır (İİK.nun 50. maddesinde bu koşul aranmaz)
Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da yukarıda açıklanan kurallar benimsenerek “HUMK.nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde sözleşmenin yerine getirileceği yerin Borçlar Kanununun 73. maddesine göre belirleneceği” açıklanmıştır. Ancak bu gibi hallerde Borçlar Kanunun 73. maddesinin uygulanabilmesi içinde akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde;
Takip alacaklısı faturaya dayanarak genel haciz yolu ile takip yapmış örnek 7 nolu ödeme emri borçluya İzmir adresinde tebliğ edilmiş, borçlu tarafça yasal süresi içersinde icra dairesine başvurularak, merkezinin bulunduğu İzmir İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürülerek Bakırköy İcra Dairelerinin yetkisine karşı çıkılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmede yetkili yer belirlenmemiş ise de, malın teslim yeri ve ödeme yeri Ege Üniversitesi Döner Sermaye Saymanlığı olarak kararlaştırılmış olmakla sözleşmenin yerine getirileceği yer (borcun ödeneceği yer) İzmir olup, borcun ödenmesi için yapılan icra takibinde de yetkili icra daireleri İzmir İcra Daireleridir. Bu durumda yetkiye yönelik itirazın kaldırılması talebinin reddine dair mahkeme kararı doğru olup, onanması gerekirken Dairemizce bozulduğu anlaşılmakla borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 29.02.2008 tarih ve 2008/492/3817 sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA),13.10.YTL harcın mahsubuna bakiye 1.90 YTL harcın temyiz edenden alınmasına, 07.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.