Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5746
Karar No: 2019/4373
Karar Tarihi: 14.05.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/5746 Esas 2019/4373 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2018/5746 E.  ,  2019/4373 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar-birleştirilen davada davacılar vekili tarafından, davalılar ile birleştirilen davada davalı aleyhine 12.06.2012 ve birleştirilen davada 11.06.2013 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve tescil, ıslah ile 2. kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava ve birleştirilen dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, 712 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazın bir bölümünün davalıların murisi adına kayıtlı olduğunu, ... Noterliğinin 01.09.1973 tarih 11410 sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazdaki 3676 m2’lik kısmın davacıların murisi ..."na satışının vaat edildiğini, taşınmazın davacıların murisine teslim edildiğini, o tarihten beri muris ve davacılar tarafından taşınmazın fiilen kullanıldığını, davacılar tarafından taşınmazın devrinin talep edildiği halde davalılarca devrin gerçekleştirilmediğini belirterek taşınmazın davacılar adına miras payları oranında tescilini talep etmiş, birleşen dava ile ...mirasçısı Osman Köprülü davaya dahil edilmiştir.
    Davalılar vekili, husumet yönünden eksik dava açıldığını, ....’nün başkaca mirasçıları olduğunu, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, sözleşme tarihinden itibaren 39 yıl geçtiğini, zilyetliğin devredildiği kabul edilse bile bu zamana kadar dava açılmamasının kötüniyetli olduğunu beyanla davanın reddini savunmuşlardır.
    Birleştirilen dosya davalısı .... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını beyanla reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

    Mahkemece, 40 yılı aşkın bir süredir dinlenen tanık beyanlarıyla taşınmazın davacıların uhdesinde olduğu, teslim olgusu gerçekleştiğinden sözleşmenin ayakta olduğu, yargılama sırasında İl Tarım Müdürlüğü tarafından gönderilen 12.03.2014 tarihli yazıda 5403 sayılı kanun gereğince taşınmazın hisselendirilmesinin mümkün olmadığının belirtildiği ancak yasanın yürürlük tarihinin 2005 yılı olması, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin daha önceki bir tarihte yapılmış olması nedeniyle 5403 sayılı kanunun tescile engel teşkil etmeyeceği gerekçesiyle 712 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazın Mehmet Cemal Köprülü adına olan tapu kaydının iptaline davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir.
    1-Davalılar vekilinin temyiz talebi yönünden yapılan incelemede;
    6537 sayılı Kanun ile değişik 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesine göre, "Asgari tarımsal arazi büyüklüğü; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük belirlenemez. Bakanlık asgari tarımsal arazi büyüklüklerini günün koşullarına göre artırabilir. Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez, Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz."
    5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
    6100 sayılı HMK"nin 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de; gerekçe kısmında 5403 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce sözleşmenin akdedilmiş olması nedeniyle 5403 sayılı Yasa ile meydana gelen değişikliğin uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. 5403 sayılı Yasa uyarınca paydaş sayısı arttırılamayacağından ve satış vaadi borçlusu ....’in üzerindeki tüm payın iptaline karar verildiği için davanın kabulünde isabetsizlik yoktur. Mahkemece bu gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    Öte yandan dava konusu parselde iptal edilen payın açıkça hüküm fıkrasında yazılması gerekirken mahkemece, dava konusu taşınmazda iptal edilen ve tesciline karar verilen payın hüküm sonucunda açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmemesi usul hükümlerine aykırı olduğundan hükmün bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
    2-Davacılar vekilinin temyiz talebi yönünden yapılan incelemede;
    6100 sayılı HMK’nin 326. maddesinde hüküm verilirken kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği belirtilmiştir. HMK’nin 323/ğ. maddesi uyarınca avukatlık ücreti de yargılama giderleri arasındadır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinde de, “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir” hükmü düzenlenmiştir.
    Davacılar vekili 20.000,00TL üzerinden dava açmış, 23.12.2013 tarihinde dava değerini 147.040,00TL"ye yükselterek eksik harcı tamamlamıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği halde harçlandırılmış dava değeri olan 147.040,00TL üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davacılar vekili yararına karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nisbi vekalet ücreti takdiri gerekirken davacılar lehine 2.640,00TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,14.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi