Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverenlikler nezdinde çalıştığını, B..... bünyesinde ilk olarak O..... Temizlik Paz. Taah. Müh. Tic. A.Ş. çalışanı olarak gösterildiğini, 2004 yılından itibaren müvekkili dahil tüm diğer işçilerin diger davalı C..... şirketine devredildiğini, işçilerle her yıl belirli süreli hizmet sözleşmelerinin imzalandığını ancak işçilerin devamlı B...."a ait işyerinde çalıştıklarını, müvekkilinin iş akdinin haksız olarak fesh edildiğini, fesih tarihini müteakiben işe iade davası açtıklarını, mahkeme tarafından verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek onanarak kesinleştiğini, bunun üzerine yasal süre içinde işe başlatılması yönünde davalı işverenliğe ihtarda bulunulduğunu ,ancak davalı işverenin müvekkilini eski işine iade etmesi gerekirken şehir dışında bir yerde işe başlatmak istediğini, müvekkilinin bunu kabul etmediğini beyanla kıdem, ihbar ve işe başlatmama tazminatları ile boşta geçen süre ücretine ilişkin işcilik alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı B..... vekili, davacının, diğer davalı şirket olan C..... Güvenlik ve Sosyal Hizm. Ltd. Şti."ne işe iade talebinde bulunduğunu, davacının işe iade başvurusunun kabul edildiğini bu nedenle işe başlatmama tazminatına hak kazanmadığını, keza işçilerin her nevi tazminata ilişkin sorumluluklarının yüklenici firma olan C..... Güvenlik ve Sosyal Hizm. Ltd. Şti."ne ait olduğunu, davacının C..... Güvenlik ve Sosyal Hizm. Ltd. Şti tarafından belirtilen iş yerinde işe başlamaması sebebiyle iş akdinin haklı olarak fesh edildiğini ve tazminata hak kazanmadığını beyanla haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı C..... Güvenlik ve Sosyal Hizm. Ltd. Şti. vekili, davacının müvekkili şirkette çalıştığını, imzaladığı sözleşme ile Türkiye genelinde çalışmayı kabul ve taahhüt ettiğini bu nedenle işe iade davasının maddi sonuçlarından yararlanmak için yaptığı başvurunun geçerli sayılamayacağını beyanla haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, işe iade davasında öne sürülen ve kabul edilmeyen ve Yargıtay onamasından geçerek kesinleşen sebebin işe başlatma sürecinde de aynen ileri sürülmesinin doğru olmadığını belirtilerek, hak kazanılan kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçilik alacaklarının ödendiğinin, ispat yükü kendisine düşen davalı tarafından kanıtlanmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; kıdem tazminatına geçersiz sayılan fesih tarihinden itibaren faiz yütürülmüştür.
Karar davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıç tarihi konusunda ve davacının daha önce çalıştığı dava dışı işverenlerce kıdem tazminatı ödemesi yapılap yapılmadığı konusunda yeterli inceleme yapılıp yapılmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 120 maddesi hükmü uyarınca kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı yasanın 14. maddesi halen yürürlüktedir. Anılan 14. maddenin 11. fıkrası hükmüne göre kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Buna göre faiz başlangıcı fesih tarihidir.
İşe iade davası sonrasında işçinin süresi içinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olmakla, kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı da, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı tarih ya da bir aylık işe başlatma süresinin sonudur.
Somut olayda davacının dava dışı O..... Tem. A. Ş."nin İşçisi olarak çalıştığı dönemlere ilişkin bu işverence kıdem tazminatı ödemesi yapılıp yapılmadığı araştırılmadan karar verilmesi ve davacının, davalı işverence işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olmakla, kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı da, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı 06.12.2008 tarihi olmakla faizin bu tarihten itibaren başlatılması gerekirken 08.02.2007 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.