21. Hukuk Dairesi 2019/6930 E. , 2020/1496 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı istemi;
Davacı, müvekkilinin 28/09/2004 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda iş gücünün büyük bir kısmını yitirdiğini, iş göremezlik oranını gösterir hastane raporları ile Kuruma yaptığı başvurulardan bir sonuç alamadığını, maddi ve manevi açıdan büyük bir mağduriyet içerisinde olduğunu ileri sürerek müvekkilinin sürekli iş göremezlik oranının tespiti ile kendisine sürekli iş göremezlik aylığı bağlanmasına, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren birikmiş aylıklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı, Kurum işlemlerinde hata bulunmadığını ve Kurum işlemlerinin mevzuata uygun olduğunu; beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi ;
Mahkemece; Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından meslekte kazanma güç kayıp oranı belirlenmediği anlaşılmakla mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 18/02/2013 tarih 1796 karar sayılı raporunda davacının meslekten kazanma güç kaybının %63,00 olduğu ve Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu"nun 10/06/2015 tarih 44/6543 karar sayılı raporunda davacının meslekten kazanma güç kaybının %53,00 olduğu anlaşılmakla yine mahkememizce Adli Tıp Genel Kurulundan çelişkinin giderilmesi istenmiş ve ATK Genel Kurulunun 05/05/2016 tarih 886 karar sayılı raporunda davacının meslekten kazanma güç kaybının %64,00 olduğu tespit edilmiş, yukarıda izah edilen mevzuat hükümleri de nazara alınarak davacının meslekten kazanma güç kaybının(işgöremezlik oranının) %64,00 olduğunun davacıya bağlanan/bağlanacak sürekli iş göremezlik gelirinin bu oran dikkate alınarak hesaplanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
Bölge Adliye Mahkemesince , davalı Kurum vekilinin süre tutum dilekçesi ile istinaf talebinde bulunduğu, davacının sürekli iş göremezlik derecesinin % 53 olarak belirlendiği, itiraz üzerine YSK’nın 10/06/2015 tarihli kararı davacının sürekli iş göremezlik derecesinin % 58 olduğunun tespit edildiği, davacının sürekli iş göremezlik derecesinin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 18/02/2013 tarihli raporu % 63 olarak ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 05/05/2016 tarihli raporu ile de % 64 olarak belirlendiği, mahkemece Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun raporunda tespit edilen oran dikkate alınarak karar verildiği anlaşıldığından dosya kapsamı ve mevcut delil durumu ile istinaf edenin sıfatı dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde hata bulunmadığı göz önünde bulundurularak SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
E) Temyiz ;
Sosyal Güvenlik Kurumu vekili, İlk belirlemede kurum % 53 oran saptadığını, davacının itirazının bu oranın düşük olduğu, farkın ödenmesi talebi olduğunu, mahkemece aylık bağlanmadığı esas alınarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kazanın 2014 hükme esas alınan raporun 2016 tarihli olduğunu, maluliyetin yaş faktörüne göre artıp azaldığından kurumun %58 belirlediği oranın doğru olduğunu, artışın arızadan değil yaştan kaynaklandığını, yargılamanın uzun sürmesi dikkate alındığında kuruma atfedilecek kusur bulunmadığını beyanla ve resen dikkate alınacak gerekçelerle kararın bozulmasını istemiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe ;
Dava, sürekli iş göremezlik oranının tespiti ile kendisine sürekli iş göremezlik aylığı bağlanmasına, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren birikmiş aylıklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir
Mahkemece davanın kabulü ile; Davacı ... Emane"nin 28.09.2004 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle meslekte kazanma gücünü %64,00 oranında yitirdiğinin ve davacıya bağlanan/bağlanacak sürekli iş göremezlik gelirinin bu oran dikkate alınarak hesaplanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 29/12/2006 tarihli Soruşturma Raporu ile davacının 28/09/2004 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespit edildiği, Kurumun Sağlık Kurulu Kararı ile davacının sürekli iş göremezlik derecesinin % 53 olarak belirlendiği, itiraz üzerine SSYSK’nın 10/06/2015 tarihli kararı davacının sürekli iş göremezlik derecesinin % 58 olduğunun tespit edildiği, davacının sürekli iş göremezlik derecesinin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 18/02/2013 tarihli raporu % 63 olarak ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 05/05/2016 tarihli raporu ile de % 64 olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 45. maddesinde sürekli iş göremezlik gelirinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya bağlanacağı bildirilmiştir.
Sürekli işgöremezlik oranının tespitine ilişkin davanın asıl amacı, 506 ve 5510 sayılı Yasa gereğince sigortalıya sürekli işgöremezlik geliri bağlanmasının teminine yöneliktir. Diğer yandan sürekli işgöremezlik oranının tespiti işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve sigortalının sürekli işgöremezlik oranı en az %10 ise, kurum sigortalının sürekli işgöremezlik oranına göre bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir.
Dava konusu olan hukuki ilişki birden fazla kişi arasında ortak olup da, bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde, dava arkadaşlığı maddi bakımdan zorunludur. Burada dava arkadaşları arasındaki hukuki ilişki son derece sıkı olup Mahkeme, mecburi dava arkadaşlarının hepsi hakkında aynı ve bir tek karar verir.
Sürekli işgöremezlik oranının tespiti istemine ilişkin dava sonucunda mahkemece verilecek hüküm gerek işverenin gerekse Sosyal Güvenlik Kurumu"nun hak alanını etkileyeceğinden işveren ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Davalılar arasında (pasif) mecburi dava arkadaşlığı bulunması halinde, davacı bütün davalılara karşı birlikte dava açmak zorundadır. Dava bütün mecburi dava arkadaşlarına karşı değil de bunlardan birine veya bir kaçına karşı açılmış ise bu halde, dava sıfat yokluğundan reddedilemez. Mahkemenin, davayı diğer mecburi dava arkadaşlarına da
teşmil etmesi için davacıya bir süre vermesi, davacı bu süre içinde davayı diğer mecburi dava arkadaşlarına da teşmil ederse davaya devam etmesi gerekir. Davanın teşmili müessesesi uygulamada " dahili davalı " olarak nitelendirilmekte olup, davayı teşmil eden davacının bu işlem için ayrı bir başvuru harcı ödemesi gerekir. Gerekli harç ödenmez ise mahkeme davacının davanın teşmili talebini inceleme konusu yapamaz ve davanın teşmil edildiği kişi ihbar olunan üçüncü kişi olarak kabul edilir, aleyhine hüküm kurulamaz.
Maluliyet aylığı 5510 sayılı Yasa"nın 25, 26 ve 27. maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan yasanın 25. maddesinde; 4/a ve 4/b’li sigortalılar için “...çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybettiği...” Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu Kurumun Sağlık Kurulunca tespit edilenlerin malul sayılacağı belirtilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda, dava işverenin hak alanını ilgilendirdiğinden işverenin davaya dahil edilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, öncelikle davacıya davayı işverene yöntemince yöneltmesi için önel vermek ve işverenin göstereceği delilleri toplamak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli , Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.