Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin bilişim ve bilişim ürünleri, proje, destek hizmetleri sektöründe önde gelen büyük bir şirket olup yine ticari faaliyette bulunan bir çok şirkete bilişim alanına uygun olarak hizmet verdiğini, geliştirdiği yazılımlar ile bir çok müşterisine online sistem üzerinden ulaşabildiğini, bu hizmet gereğince hem tedarikçileri hem de iş ortakları vasıtasıyla hizmet verdiği müşterilerinin sistemlerini kendi bünyesinde barındırabildiğini, şirket bünyesinde çalışan bir kaç sistem uzmanının da hizmetin sunulduğu firmalar, lokasyonunda ve direkt müvekkil şirketin lokasyonunda proje devamında yer aldığını, çalışanların firmaların gizli bilgilerini içeren sistemlere üstlenilen yükümlülükleri yerine getirme maksatlı olarak doğrudan ulaşabilme yetkisine sahip olduklarını, davacının müvekkili şirketin bilgisi ve rızası olmaksızın şirketin müşterisi olan bir şirkete (A..... Kalemcilik ve Ticaret Sanayi A.Ş.) ait sisteme kendi kullanıcı adı ve şifresi ile bağlanıp müşteri şirketin lokasyonunda görevli bir personelin kullanıcı adı ve şifresi ile fiyat ve ürün listelerini inceleyip beğendiği ürünün siparişini verdiğini, bu durumun sipariş listelerinin kontrolü sırasında tespit edildiğini ve müşteri firma tarafından ihbar edildiğini, müşteri firmadan uyarı aldıklarını, davacının savunmasının istendiğini, yeterli bulunmadığını, bu nedenle iş akdinin feshedildiğini, feshin geçerli nedene dayandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 19. maddesi gereğince işverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorunda olduğu, fesih sebebi olarak davacıya bildirilen, "şirketin tarafına duyduğu güveni kötüye kullanmak" yeterince açıklık taşımadığı, davacının, işverenin güvenini ne şekilde kötüye kullandığının fesih bildiriminde belirtilmediği, fesih nedeninin açık ve kesin olmadığı gerekçesi ile tek duruşma yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davacı işçi 01.10.2003-31.12.2009 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde, danışmanlık kaynak yöneticiliği departmanında kıdemli danışman olarak çalışmış, davalı işveren tarafından davacı işçinin iş sözleşmesi, davacının görevi gereğince vermiş olduğu hizmette, Şirketlerinin davacıya duymuş olduğu güveni kötüye kullandığı, Şirketlerinin bu tavır ve davranışlarını sebebiyle, şirket prensipleri, müşterileri ve diğer çalışanları karşısında zor duruma düştüğü, Şirketlerinin davacıya duymuş olduğu güveni kötüye kullanarak, iş prensiplerine uymayan tavırları, Şirketleri açısından kabul edilemez kriterinde olduğu gerekçesiyle fesh edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 19. maddesi uyarınca aynı yasanın 18. maddesi kapsamında kalan işçinin iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshetmek isteyen işveren, fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Yazılı fesih bildiriminin de, fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde içermesi zorunludur.
Yazılı şekil, ayrıca açıklık, aleniyet ve ispat fonksiyonu haizdir. Yazılı şekil, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca yapılacak fesihler için geçerlilik şartı olarak aranmaktadır. Anılan madde uyarınca, işveren fesih bildirimini yazılı yapmak zorunda olduğu gibi fesih sebeplerini de yazılı olarak göstermek zorundadır. Buna karşılık, aynı Kanun"un 25. maddesinde öngörülen işverenin haklı nedenle derhal feshinde yazılı şekil şartı aranmamaktadır. “Geçerli bir sebep” yazılı fesih bildirimi ile belirtme zorunluluğu, iş güvencesi kapsamı içindeki işçiler için zorunludur.
Dosya içeriğine göre, davalı işverenin, davacı işçinin iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II. maddesi uyarınca feshettiği, ancak fesih bildirimini yazılı yapmasına rağmen fesih sebebini açık ve kesin olarak belirtmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı işverenin cevap dilekçesinde belirtilen iddialar ve davacı işçinin bu iddialara ilişkin savunması üzerinde durularak, tarafların tüm delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, fesih sebebinin açık ve kesin olmadığı gerekçesi ile taraf delilleri toplanmadan tek duruşma yapılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.